English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Globo

Globo translate Portuguese

746 parallel translation
Daha sonra bu yıldızlar hilal içindeki Phoebes'a halkayla çevrili Satürn'e ve ellerinde yıldız tutan çekici kızlara dönüşür.
Depois, as estrelas são substituídas por formosas visões de de Febe no quarto crescente, de Saturno no seu globo, rodeado por um anel e de jovens encantadoras a susterem uma estrela.
Yanlarında ; sekiz güzel ergen kızı, suçlu emellerine kurban olarak hizmet etmeleri için ve dört uçarılıkta deneyimli kadını anlatı yetenekleri ; güçten kesildiklerinde çoktan bitmiş olan şehvetlerini tahrik etmeye hizmet etmesi için, götürdüler.
, de todas as mulheres que habitam a superfície do globo, é tão indiferente quanto a destruição de uma mosca. Eles introduziram no castelo, unicamente para servir os seus imundos desejos, 8 maravilhosas raparigas, 8 esplêndidas adolescentes, e para que a sua imaginação, já corrompida pelos excessos, fosse continuamente excitada, também levaram 4 mulheres depravadas que alimentavam incessantemente com as suas narrativas, a volúpia criminosa destes quatro monstros.
Globe buna ihtiyaç duyuyor.
É disso que o Globo precisa.
Ben Stebbins, Globe'nin Londra muhabiriyim.
O meu nome é Stebbins, o homem de Londres do Globo.
Globe'nin 25 senelik Londra muhabiriyim ve henüz benim farkıma varamadılar.
O homem londrino do Globo, e ainda não me apanharam.
Bayan Appleby, Huntley Haverstock ile tanışın, özel muhabir, New York Globe.
Olá. Conheça a Sra. Appleby. Este é o Huntley Haverstock... correspondente especial, Globo de Nova Iorque.
Dr. Williamson, bu bey New York Globe'den Huntley Haverstock.
Dr. Williamson, o Sr. Huntley Haverstock representa o Globo de Nova Iorque.
Geciktiğim için endişelenmeyin, asrın en büyük hikayesinin izini sürüyorum.
Ao Globo de Nova Iorque. Não se preocupem com o atraso.
Seni incitmektense Globe'yi havaya uçurup Powers'in boğazını keserim.
Eu rebentava com o Globo... e cortava a garganta do Sr. Powers em vez de te magoar.
Bu geceki konuğumuz basın dünyasının askerlerinden topun ağzının yanı başından tarihi yazan tarihçilerin küçük ordularından birisi New York Globe'nin yabancı muhabiri...
Temos como convidado esta noite... um dos soldados da imprensa. Um do pequeno exército de historiadores que escrevem história ao lado da boca do canhão. O correspondente estrangeiro do Globo de nova Iorque,
16 yaşımdan beri dünyayı dolaşıyorum.
Desde os 16 anos que ando por todo o globo.
Güvenliğe gözlerinizi bırakın yeter.
Deixem só o globo ocular como garantia!
Dünyanın yarısını kat etmek zorunda olduğum yolculuktaki atmosfer bu şekildeydi.
Esta era a atmosfera em que eu estava destinado a viajar por metade do globo.
Tanrıdan bu küreyi kabul et.
Recebe de Deus este globo.
"Uçları bulutlara değen kuleler, ihtişamlı saraylar... Kutsal tapınaklar, koskocaman dünyanın kendisi."
"As torres altivas, os esplendorosos palácios... os Templos solenes, o próprio grande Globo."
Göz çukurları, o basınca dayanabilmeli.
O globo ocular tem que aguentar a pressão!
Bilim dünyası havanın sırrını çözdüğünde, dünyanın çevresi 80 saatte dönülebilecek.
Quando a ciência conquistar o ar será plausível circular o globo em 80 horas.
Kürenizi kullanın, bayım.
Use o seu globo, senhor.
Şu anda filomuzun diğer gemileri yerkürenizin çevresinde dönüyor.
Agora o remanescente da nossa frota está a cercar o vosso globo.
Dünyanın her yanından hükümetlerin verebildiği her olanak ve bilimsel yardım geldi.
De todas as partes do globo surgiu o apoio científico e logístico que os governos podiam prestar.
Yerkürenin unutulmuş bir yerinde kayıp bir yerli kabilesi gibi dünyayla ilişkisini kesmiş bir yerde.
Desligado do resto do mundo como uma tribo perdida de aborígenes num canto esquecido do globo.
Bütün dünyada Anti-Amerikalılık alıp yürümüşken insanlar bu kovboydan nefret etmeye bayılacaklar.
Com o Antiamericanismo a aumentar por todo o globo as pessoas vão adorar odiar este cowboy.
Şimdi GIobe OteIi'ni buImamız gerekiyor.
Agora temos de encontrar o "Hotel do Globo".
Yerinden çıkan göz üç gün üç gece düştü.
Durante três dias e três noites o globo ocular deslocado caiu em direcção à terra.
Bu inanılmaz Wonkamania çılgınlığı dünyayı sarmış durumda.
É incrível... como a Wonkamania se espalhou pelo globo.
Vali Henry C. Santini ile yapılan bu söyleşiyi size sunan yüksek enerji sebze konsantreleri Kırmızı ve Sarı Soylent ile mucizevi yeni gıda, leziz Yeşil Soylent. Dünya okyanuslarından toplanan yüksek enerjili planktondan yapılıyor.
A conversa com o Governador Henry C. Santini é patrocinada pelo Soylent Vermelho e pelo Soylent Amarelo, concentrado vegetal energético, e o novo e delicioso Soylent Verde, o alimento milagroso de plâncton, recolhido nos oceanos do globo.
Aniden kendimi, bölgedeki kuvvetlerin komutanı olarak yerkürenin devasa bir alanının uçtan uca 9.650 kilometrelik Londra ile Bombay arası kadar bir alanın sorumlusu olarak buldum. 128 milyonluk, açlık çeken ve oldukça asi özgürlüğünü yeni kazanmış aralarında 123.000 savaş esirinin ve gözaltının bulunduğu çoğu ölmekte olan, hızlıca denemek ve kurtarmak zorunda olduğum insanlar.
De repente, como Comandante Supremo, vi-me responsável por uma área enorme do globo, com 9 mil quilómetros de diâmetro, a distância entre Londres e Bombaim, com 128 milhões de pessoas com fome e revoltosas que tinham acabado de ser libertadas, 123 mil prisioneiros de guerra e internados, muitos dos quais estavam a morrer e tive de tentar recuperá-los.
Gerçekte bildiğim şey, bu uçsuz bucaksız alanda medeniyeti yeniden tesis etmeye ve kanun ve nizamı sağlamaya çalışmaktı.
Na verdade, o que me esperava era o restabelecimento da civilização, da lei e da ordem, nesta vasta zona do globo.
Balon şeklinde, beyinsiz lanet olası bir ot parçası.
- E que foi que encontramos? Um maldito globo vegetal sem sombra de cérebro.
Ve bir şekilde kan gözünün arkasına akmaya başladı ve baskı nedeniyle gözü öne doğru çıktı.
E de alguma forma começou a sangrar por detrás do globo ocular, e a pressão fez com que o olho saísse da órbita.
Göz yuvarlarında hafif büzülme.
Ligeira retracção do globo ocular.
Büroda bir küre var.
Tenho um globo no escritório.
Bu 2500 $'lık bir küre!
Esse globo custou 2500 dólares!
Dünyanın rakipsiz en güçlü hayvanı.
Este é o animal mais poderoso do globo.
Küresel yok oluş gerçekleşecek.
Seguir-se-á a destruição do globo.
Dünya!
O globo!
Dünyamız hakkında bilgiler verdi.
Ensinou-me a reconhecer as regiões do Globo.
Bir numaralı küreyi fırlatın.
Lançar globo número um.
İki numaralı küreyi fırlatın.
Lançar globo número dois.
- 3 numaralı küre fırlatılmaya hazır.
- Globo número 3 pronto para lançar.
Dünya üzerindeki hakimiyetlerinden emin olarak, insanlar gönül rahatlığıyla küçük amaçları doğrultusunda oraya buraya gidiyorlardı.
Com infinita complacência, os homens moviam-se dum lado para o outro, sobre este globo, tratando dos seus pequenos assuntos, serenos na certeza do seu domínio sobre a matéria.
Lowell, ekvatoral şehirlerin susuz sakinlerine kutuplardaki eriyen buzullardan su taşıyan gezegeni çepeçevre saran bir sulama kanalı ağı gördüğüne inandı.
Lowell acreditava, estar a ver uma grande e globo-circular rede, de grande canais de irrigação, transportando água das calotas polares em fusão, para os sedentos habitantes das cidades equatoriais.
Astronomlara göre Satürn, hidrojen ve helyumdan oluşan, 50.000 km büyüklükteki buz toplarının oluşturduğu halkalarıyla, kocaman bir gezegendir.
Os astrónomos dizem que o planeta Saturno, é um imenso globo de hidrogénio e hélio, rodeado por anéis feitos de bolas de neve, com 50.000 quilómetros de largura, e que a grande mancha vermelha de Júpiter é uma violenta tempestade gigante,
Başka bilim adamları ise bunun uzaydan gelen küçük bir kara delik olabileceğini Dünya'ya Sibirya'dan girip Dünya'nın içinden geçip diğer taraftan çıkmış olabileceğini önerdiler.
Ou como sugeriram outros cientistas, talvez fosse um mini buraco negro do espaço, que colidiu com a Terra na Sibéria, perfurando o globo terrestre, e saindo pelo outro lado.
Ve sonrasında Portekiz'li kaşifler Dünya'yı baştan başa dolaşmayı başardılar.
Logo uma expedição Portuguesa se Ihe sucedeu, ( 1519 - Fernão de Magalhães ) realizando a primeira circum-navegação do azul globo terrestre.
Hollanda Doğu Hint ticaret şirketi Avrupa'nın nadir ve değerli mallarını Dünya'nın uzak köşelerine taşıyıp satan devletin çok yönlü bir ticaret organıydı...
A Companhia Holandesa das Índias Orientais, uma empresa que associava fundos privados com capitais do Estado, enviava os seus barcos a longínquas regiões do globo, para aí adquirir mercadorias raras, que revendia depois na Europa com grandes lucros.
Küresel bir yolculuk yaptığını anlamıyor.
Ele não sente sequer que está caminhando em torno de um globo.
Nükleer bir savaşta... Küresel ölüm krizinde Bir milyon Hiroşima bombası... tüm dünyaya düşecek..
Em um total intercâmbio nuclear, no paroxismo de morte global, o equivalente a um milhão de bombas de Hiroxima, seria lançado sobre a superfície do globo.
Tepedeki yuvarlak şeyi sevdim.
Gosto do globo.
Son on yıldaki ekonomik kriz dünyanın her tarafına... enflasyon, kıtlık ve kaos getirdi.
A crise econômica da década passada trouxe inflação, fome e caos a cada canto do globo.
"HEPSİNİ ATİNA'DA, YUNANİSTAN'DA ÖLDÜRDÜK"
MATOU-OS NA GRÉCIA GLOBO DE ATENAS

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]