Glüten translate Portuguese
54 parallel translation
- Glüten yemiyor.
- Não? Ela não come glúten!
- Senin de mi glüten'e alerjin var?
- Também és alérgica ao glúten?
- Ben glüten yemem Paul. - İki...
Eu não como gluten, Paul.
Çünkü eğer vücuduma glüten girerse, benimle uğraşmak... -... hiç hoşuna gitmez. - Artık başlamamız gerekiyor, Bay Rumba.
parece que estou num grande chuveiro.
Ya da diş eti iltihabı ya da şiddetli glüten alerjisi.
Ou gengivite.
Asitsiz üzüm suyumuz ev yapımı, organik, glüten içermeyen hormonsuz dolma biber kekleri.
Temos sumo de uva sem sulfito e queques zucchini caseiros, orgânicos, sem glúten, e muito bons!
"Glüten" e alerjin var senin.
- És alérgico ao glúten.
Ya glüten intoleransı * varsa?
E se ele for alérgico ao glúten?
Glüten ne?
- O que é o glúten?
"Fıstık, glüten, çilek."
Amendoins, glúten, morangos... Que é isto?
Çilek, fıstık, glüten ve tavuk hariç.
Tirando morangos, amendoins, glúten e frango.
Bu arada, raviolide glüten olabilir.
O ravióli era capaz de ter um pouco de glúten.
Max, benim bölümdeki kadının biri glüten * siz neyimiz olduğunu bilmek istiyor. Ona ne söyleyeyim?
Uma mulher da minha secção pergunta se temos algo sem glúten.
Henüz steroidlere başlamadım. Tedavi öncesi hastada glüten alerjisi olduğundan emin olmak istedim.
Não os liguei, depois de ter saído queria confirmar que era gluten antes de lhe dar uma dose.
Katkı maddesi yok, glüten yok, sodyum yok.
Sem GMS, sem glúten, sem sódio.
Benim de glüten alerjim var.
E sou alérgico ao glúten.
Evde glüten ya da şeker olan her şeyden kurtuluyorum. Neden?
Estou a deitar fora tudo o que tenha glúten ou açúcar.
- Glüten senin için Çok zararlı.
O glúten faz muito mal.
Glüten ve çiğ süt içmeyi kafana takmaya başlamadan Silver Lake'den ayrılmalısın.
Precisa sair de Silver Lake antes que comeces a preocupar-te com glúten e leite integral.
Bir daha doktor muayenehanesinde buluşma ayarladığında daha basit şeyler kullan, mesela glüten alerjisi.
Na próxima vez que marcar um encontro com alguém num consultório médico, arranje uma doença menos drástica... Uma coisa como alergia.
Glüten ve süt yok.
Sem glúten e sem lactose.
- Ben almayayım, glüten yemiyorum.
- Vou passar. Não como glúten.
- Glüten neyin nesi?
O que é glúten?
Onda glüten yok bence.
Tenho a certeza que não tem glúten.
Glüten, sıfır kalori, tuz?
Glúten, zero calorias, sal?
Ayrıca et, balık, kümes hayvanı, glüten, şeker ya da süt ürünleri yemediğinden emin olmalısın.
Também, se puderes certificar-te que ele não come Carne, peixe, ave, Glúten, açúcar, ou produtos lácteos.
Sanki birinde glüten alerjisi var ama bu beynindeymiş gibi. Buna çözüm bulabiliriz.
É como se alguém tivesse alergia ao glúten, só que no cérebro.
- Ve ayrıca, şu anda glüten yapmıyorum, yani ben...
- E eu não como Glúten... - Palmer...
Olamaz. Glüten mi o?
- Meu Deus, será que isso tem glúten?
Glüten sıvı olmaz.
- Glúten? Está tudo líquido. E então?
Soya sosu sıvı ve içinde glüten var.
Molho de soja é líquido, e tem glúten.
Boşandım, dehşet bir glüten alerjisiyle çiçekçi dükkânından emekli oldum.
Sou um florista divorciado e reformado, com alergia a glúten.
Ve hak ettiğim şeyi de aldım vegan, glüten kullanmayan bir vegan hem de!
Uma vegan. Uma vegan que não come glúten.
Glüten ne yapar biliyor musun?
Sabes o que o glúten provoca?
Glüten lupus yapar.
- O glúten provoca lúpus.
Sadece glüten, peynir ve domates kalıntıları.
Somente traços de glúten, queijo e tomate.
Glüten nedir ya?
E que raio é glúten? !
Yani glüten diye bir şey var mı?
O glúten existe sequer?
Glüten dolu, şeker dolu, şeker hastası yapacak ev yapımı bir kek gibi duruyor.
Parece apenas um bolo caseiro cheio de glúten, açúcar... e diabetes.
Ben de glüten tüketmiyorum.
- Eu também evito glúten.
Ben de glüten tüketmiyorum.
Eu também evito glúten.
Glüten şişmanlatır.
O glúten engorda.
Glüten Alzheimer'a da neden olur, yani ölebilirsiniz.
O glúten também provoca Alzheimer, pelo que deve morrer.
Glüten ya da süt ürünü olmasın, tamam mı?
Sem glúten ou lácteos, sim?
Wynonna, ben bedenime glüten bile sokmuyorum.
Wynonna, nem glúten aqui entra.
Glüten olsun, haksızlık olsun, bitter çikolata olsun, yozlaşma olsun, polen olsun, edep erkân olsun.
Quer seja glúten, injustiça, chocolate preto, corrupção, pólen ou decência comum.
İçinde glüten olmasın.
Não contém glúten.
Glüten.
Gluten.
Glüten.
- Glúten.
Glüten gibi kokuyor.
Ela cheira a glúten.
Pizzanın glütensiz olduğunu söylediler ama ben glüten tattığımdan kesinlikle eminim.
Sei que disseram que a pizza era sem glúten, mas senti o gosto do glúten.