English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Gob

Gob translate Portuguese

455 parallel translation
GOB'daki bağlantımız... bilgisayar ağlarına girebilmemiz için bize erişim hakkı verdi.
O nosso contacto na DOP deu-nos acesso à sua rede de controlo.
Vali James Devlin hakkında bazı bilgilerin olduğunu anlıyorum.
Entendo que tem informação em relação ao Gob. James Devlin.
Vali Devlin benden Frank'ın yerini alabilecek kişilerin bir listesini yapmamı istedi.
O Gob. Devlin me pediu que faça uma lista de gente para substituir ao Frank na fórmula.
Yeni gelen, Vali Devlin'e suikast yapmaya çalışan gardiyan mı?
O novo é o oficial que tratou de assassinar ao Gob. Devlin?
Vali James Devlin Fitzgerald'ın cezasını iki yıllık
O Gob. James Devlin comutou a sentença do Fitzgerald
- Vali Devlin geliyor.
- Vem o Gob. Devlin.
Gob'un, bir İspanyolca pembe dizide yıldız olan... Marta ile sürüncemeli bir ilişkisi vardı.
Gob tem mantido um relacionamento instável... com a Marta, uma estrela das novelas de língua espanhola.
Burası ağzına kadar dolu Gob.
Tenho a casa cheia, Gob.
Sadece morali bozuk Gob, çünkü oğlu onun kendisini boğduğunu düşünüyor.
Ele só está zangado, Gob, porque o filho se sente sufocado por ele.
- Bilirsin, çocuklar, Gob, Tobias, herkes.
Os miúdos, o Gob, o Tobias, todos.
- Michael. Gob, burada ne işin var, ve niye üstünde bornoz var?
Gob, o que fazes aqui, e porque estás de roupão?
Gob! Acaba... Şunu yapmayı keser misin?
Gob, posso tentar fazer-te parar com isso?
Bir kaçış illüzyonisti olarak kariyerini toparlamak için... Gob hapishanede bir gösteri düzenlemişti.
Para poder restaurar a sua carreira de artista em fuga, o Gob foi recentemente para a prisão, como golpe publicitário.
Ama arkasından şişlenince... Gob aceleyle hastaneye kaldırıldı... Ve Gob'a göre, gösteri başarılı oldu.
Mas, após lhe darem uma facada, o Gob foi levado de urgência para o hospital, satisfazendo assim, na ideia dele, o seu acordo com o público.
Kitty'nin Gob'a olan bariz ilgisini gören Michael, bunu... kullanabileceğini fark etti.
O Michael percebeu que a óbvia atracção da Kitty pelo Gob... talvez lhe fosse útil.
Gob'un Kitty'den bilgileri almasıyla... hapishaneye gidip babasını görmesine gerek kalmayacaktı.
Com o Gob a conseguir a informação da Kitty, já não teria de ir à prisão e lidar com o pai.
Ofisteyse Gob, Michael'ın asistanı ile işleri ilerletiyordu.
No escritório, o Gob fazia progressos com a assistente do Michael.
Gob, sadece bilgi alman gerekiyordu.
Gob, só queria que conseguisses a informação.
Bravo Gob.
Boa, Gob.
Gob bu arada diğer karavanda Kitty'i oyalamaya çalışıyordu.
Entretanto, o Gob empatava, para manter a Kitty na outra caravana.
- Gob, bu çok yanlış. - Ve aydınlık.
- Céus, isto é tão errado.
Ve Gob'u yasladıkları karavanın penceresinden anne ve babasının... yakınlaşmaları görünüyordu. Tanrım, anne!
E, assim, o Gob foi retido... contra a janela da caravana onde os pais tinham relações sexuais.
Gob'un çekiciliği, Buster'ın...
"o Gob tem charme, o Buster tem..."
Bu Gob mu?
Aquele é o Gob?
Gob'dan haricinde gece gece "ginger" a binen başka bir düdük olabilir mi?
É um idiota numa trotineta à noite? Então é o Gob.
Bu arada Gob'un ziyaretine Micheal'ın oğlu George Micheal gelmişti.
Entretanto, o Gob recebia a visita do filho do Michael, o George Michael.
Gob Amca, uygunsuz bir zamanda mı geldim?
Tio Gob, vim em má altura?
İşte o anda Gob gemiyle Güney Amerika'ya gitmeye karar vermişti.
E foi então que o Gob decidiu levar o iate para a América do Sul durante o Verão.
Gob bana bir çekicin nasıl kullanıldığını gösterirken oldu.
O Gob estava a mostrar-me como martelar a cabeça.
Gob gingera binmişti.
Estava na trotineta.
Sanırım Gob'a çarptım.
Acho que queria acertar no Gob.
Gob'u korkutmak istemiştin.
Querias assustar o Gob.
Gob, yeniden yata taşınmanı istiyorum.
Quero que voltes para o iate.
Gob, kazayı seni korkutmaya çalışırken yaptım.
- Sim. O acidente só aconteceu porque estava a tentar assustar-te.
Gob kardeşini annesinin dolabından kurtarmak için eve doğru akın etmişti.
O Gob apressou-se a ir salvar o irmão... daquilo que tinha a certeza serem tramas da mãe.
- Gob, nasıl oldu da anladın?
- Como descobriste isso?
Gob'un kız arkadaşı Marta İspanyolca gündüz kuşağı... ödüllerinde aday olarak gösterilmişti...
A Marta, namorada do Gob, foi nomeada para um Daytime Desi, o prémio atribuído pela excelência em televisão diurna espanhola.
- Gob, bekle!
Gob, espera!
Bu sırada Marta'nın röportajı yolunda giderken... Gob destekçi rolünde olmaktan sıkılmıştı.
Entretanto, decorria a entrevista da Marta... e o Gob estava a sentir-se desconfortável no papel secundário.
Ertesi gün Michael, Gob'dan hapishanede buluşmak üzere bir telefon aldı.
No dia seguinte, ligaram ao Michael para ir ter com o Gob à prisão.
Böylece Gob, kaçışı için hazırladığı anahtarı yutmaya gitti.
Então, o Gob tratou de engolir a chave para preparar a fuga.
Gob, nasıl bekleneni yapacağımdan?
Gob, contar comigo como?
- Gob, burada ne işin var?
- Gob, que fazes aqui?
Gob senin eşlik etmenden büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. Oh.
O Gob disse que agradecia imenso por poder contar consigo.
Çılgınca biliyorum ama Gob'u gururlandırır sanıyordum.
É uma loucura, mas achava que o Gob ficaria orgulhoso.
Vali Devlin'in Oswald'da güç kullanımıyla ilgili kararına yönelik halkın protestosu devam ediyor.
O protesto público contra a decisão do Gob.
Gob? Keşke geleceğini bilseydim.
Adorava ter sabido que vinhas.
Gob doğru olan yapmaya karar verdi.
O Gob teve de fazer a coisa certa.
Anne, bu Gob değil.
Mãe, não é o Gob.
Gob'da oradaydı.
O Gob estava lá.
- Kapıyı açın. - Gob, bu çılgınlık.
- Abre esta porta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]