Goblins translate Portuguese
88 parallel translation
Bilinmedik tehlikeler içinden, bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım çaldığın çocuğu geri almak için.
Através de perigos indescritíveis e dificuldades inúmeras... lutei para chegar ao castelo além da Cidade dos Goblins... para retomar a criança que me roubou.
Bilinmedik tehlikeler içinden bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım çaldığın çocuğu geri almak için.
Através de perigos indescritíveis... e dificuldades inúmeras... lutei para chegar ao castelo... além da Cidade dos Goblins... para retomar a criança... que você roubou.
Ama kimse bilmiyormuş ki cinlerin kralı bu kıza aşık olmuş ve ona özel güçler vermiş.
Mas o que ninguém sabia... era que o Rei dos Goblins tinha-se apaixonado pela rapariga... e deu-lhe certos poderes.
Derken bir gece bebek kıza çok kötü davranırken kız, yardım etmeleri için cinleri çağırmış.
Então uma noite... quando o bébé fora particularmente cruel com ela. ela pediu aos Goblins por ajuda.
"Doğru kelimeleri kullanırsan bebeği Cin Şehir'e götürürüz ve sen özgür olursun."
"Diz as palavras certas," disse o Goblin. "E levaremos o bébe para a cidade dos Goblins... e ficarás livre."
Ama kız biliyormuş ki cinlerin kralı bebeği sonsuza dek kalesinde tutup bir cine çevirecekmiş.
Mas a rapariga sabia que Rei dos goblins... guardaria o bébe no seu castelo para sempre e sempre... e tornaria-o num goblin.
Keşke cinlerin seni götürmesi için ne demem gerektiğini bilseydim.
Desejava saber mesmo o que dizer para que os goblins te levassem embora.
"Keşke cinler gelip seni götürseler derhal."
"Desejo que os goblins venham e te levem agora mesmo."
Keşke cinler gelip seni götürseler.
Desejo que os goblins venham e te levem.
Sen Cin Kral'sın.
És o Rei dos Goblins.
O kale Cin Şehir'in ötesinde mi?
É aquele o castelo após a cidade dos Goblins?
"Bilinmedik tehlikeler içinden bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım çaldığın çocuğu geri almak için."
Através de perigos indescritíveis... e dificuldades inúmeras.. lutei para chegar ao castelo... além da Cidade dos Goblins.. para retomar a criança que me roubou.
Orası Cin Şehir'in ana geçidi.
Aqueles são os portões para a Cidade dos Goblins.
Burası sadece bir Cin Şehir.
É só a cidade dos Goblins.
Bilinmedik tehlikeler içinden, bir sürü zorluk çekerek Cin Şehir'i aşarak bu kaleye ulaştım.
Através de perigos indescritíveis e dificuldades inúmeras... lutei para chegar ao castelo além da Cidade dos Goblins...
"Frolic in brine, goblins be thine..."
"Brincadeiras em salmoura, duendes sejam vossos"...
Savaş hazırlığı. Dağ tarafları Goblinler'le doluymuş.
A guerra anda no ar, as montanhas estão cobertas por goblins.
Gulyabani, hayalet, cin ya da canavar falan yoktur.
Os fantasmas, os monstros e os goblins não existem!
cinler ve periler, son Halloween'den, tefinle, ruhları uyandır.
Goblins e demónios, do último Halloween, acordem os espíritos com os vossos tambores.
Oradan Kurtl cin köyüne geçeceğiz.
A partir dai iremos de barco até à aldeia de dos Goblins
Kurtl cinlerinin Malek konusunda ne bildiklerini düşünüyorsun?
O que te leva a pensar que os Goblins sabem alguma coisa sobre Mallek.
Beş güçlü savaşçı Kurtl cinlerini bulmak üzere ilerliyor...
Cinco grandes guerreiros viajam a caminho da aldeia dos Goblins.
- Cinler? Neredeler? - Bu bir katliam.
- Onde estão, os Goblins?
Goblins'le falan tanışmış.
Conheceu a "Goblins" e toda essa gente. - Goebbels?
- Tamam, Burda yapmamız gereken şey uzay goblinlerini öldürmek.
- Ok, o que temos de fazer aqui é matar goblins.
Senin görevin uzay goblinlerini öldürmek.
A tua motivação é matar goblins do espaço.
Cinler!
São goblins!
Cinler burada.
Goblins estão cá.
İşte size cinler.
São assim os goblins.
Etrafın cinlerle çevrili!
Estás rodeada de goblins!
- Söyledim ya cinler.
- Eu disse-te, goblins.
Okumanın cinlerin öfkesini azdıracağını bilemezdim, tamam mı?
Nunca pensei que lê-lo ía despertar a fúria de goblins, okay?
Eğer bu korkunç cinler kitabı istiyorsalar, verelim gitsin derim!
Se o raio dos goblins querem o livro, eu cá digo que o demos.
Thimbletack, cinler kitabı ele geçirirse ne olur?
Thimbletack, que acontece se os goblins apanharem o livro?
"Cinlere karşı savunma"
" Defesas contra goblins.
Yani, domates sosu gerçekten cinleri öldürüyor mu?
Então, polpa de tomate mata mesmo os goblins?
Böylece onu cinlerden kurtardılar,... ama benden aldılar.
Por isso salvaram-no dos goblins, mas levaram-no de mim.
Onlar intihar, sen cinler dersen,... seni buraya koyarlar.
Quando eles dizem suicidio e tu dizes goblins, é aqui que te metem.
Yani, sen bu kitabı buldun ve bu sana perileri, cinleri ve sihirli yaratıkları nasıl göreceğini anlatıyor. Ve bütün olayda bundan ibaret.
Portanto, dizes que encontras-te um livro, que te diz como ver fadas e goblins e duendes mágicos, e é disso que tudo isto se trata.
Cinler yok.
Não há goblins.
Cinler vazgeçmez.
Os Goblins não desistem.
Cinler komplo kuruyor dedin.
Disseste que os goblins se estão a preparar.
Cinler ve periler hakkında bir kelime daha duyarsam, yemin ederim...
Mais uma palavra sobre fadas e goblins e eu juro que...
Cinler, biliyorum.
Goblins, eu sei.
Etrafta bunca goblin varken korkarım burası eskisi gibi şenlikli olmayacak.
Com todos estes goblins à volta, temo que este lugar não seja tão festivo como costumava ser.
Bu şekilde goblinlerin ve kötü büyücülerin arasından sıvışmak daha kolay.
Bem, facilita muito na hora de nos escondermos de goblins ou magos do mal.
Gelirken yolda goblinlerle sorun yaşadım.
Eu tive alguns problemas com goblins a caminho daqui.
Goblinler, asayı saklayan birini bulurlarsa Solace'i yok edeceklerini söylediler.
Os goblins disseram que destruiriam Solace se apanhassem alguém a esconder esse bastão.
Goblinlerin eline geçmesine izin veremeyiz.
Não podemos deixar que caia nas mãos dos goblins.
Öyleyse kalıp goblinlerle dövüşürüm.
Então eu ficarei e enfrentarei esses goblins imundos em combate mortal.
- Kurtl cinleri.
- Os Goblins de Cuttle.