English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Goody

Goody translate Portuguese

88 parallel translation
Yüzbaşı'yı nasıl yakaladığımızı anlatsana.
Fale de nós, capitão Goody-O.
Kapa çeneni, Goody.
Cala-te, Goody.
Küçük öksüz Sezercik bakışlı adam ise Eddie Goody.
O pequenito com ar de Orphan Annie é o Eddie Goody.
Goody.
O Goody.
Kapa çeneni, Goody.
Caluda, Goody.
Goody'nin arabası tarzında.
Temos o carro do Goody.
10.30'da, Goody, Hafifayak'ı Libery parkındaki yola bırakacak.
Ás 10 : 30, o Goody deixa o Pé Ligeiro na travessa atrás do Liberty Lounge.
11.36 gibi Goody geri gelecek.
Ás 11 : 36 o Goody vem por detrás.
Goody sana söyleyene kadar, gürültü-patırtı yapma, hareket etme.
Não te mexes até o Goody te dizer.
At 11.39 Goody kasaya geri gelecek.
Ás 11 : 39 o Goody volta ao cofre-forte.
Aferin, Goody.
Bom trabalho, Goody.
Goody vuruldu.
Atingiram o Goody.
- Goody'e ne oldu?
- Que aconteceu ao Goody?
- Goody'i bulacağız.
- Vamos ver do Goody.
Goody, dikkat et!
Goody, olha!
- Goody'nin kulaklarıyla birşey.
- Algo com os ouvidos do Goody.
- Onu dinleyin, Bayan Goody İki-Ayakkabılı.
- Ouça, minha senhora.
Yeter, Goody Nelson, bence sus artık.
Goody Nelson, queres calar-te?
Ve bana göre Clell ve Goody'e bu teklif geldiğine göre bulundukları pozisyon hiç anlattıkları gibi değil.
E é bastante simpático, acho eu, e um privilégio para eles terem sido convidados.
- Bir gün bir seçmen Senatör Ervin'in ofisine girdi ve araştırma yapmak istediğini söyledi.
- Como conheceu o Goody? - Um dia, um constituinte entrou no gabinete do Sen. Ervin. Queria uma visita guiada a Forte Myer.
- Goody her zaman böyle midir?
- O Goody é sempre tão...
Bak, Willow aslında Vietnam'a gitmek istiyor.
Goody, aqui o Willow quer ir para o Vietname.
Goody'yi bilirsin.
Conheces o Goody.
Bak, Goody, düşünüyordum.
Ouve, Goody, estive a pensar.
Goody Nelson'ın sağı solu belli olmaz, bilirsin.
Aposto que isto é coisa do Goody Nelson.
Esas sorun, şimdiye kadar kimse onun yerini bulamadı, Goody!
O problema é que, até agora, ninguém o encontrou, Goody.
Onları bir de şimdi görmelisin, Goody.
Tens de vê-los agora, Goody.
Bak, Goody beynimi yeterince sulandırdı. Ve onun söyledikleri benim için önemli.
Já tive um sermão do Goody e acho que não posso mandá-lo à merda.
Aslında Goody ve ben, Yüzbaşı Thomas'la konuştuk ve dedik ki...
O Goody e eu fomos ter com o Capitão Thomas e falámos com ele e...
Tanrı aşkına, kim, Goody?
Por amor de Deus! Quem?
Goody aradı.
O Goody telefonou.
Goody de anlatmaya çalıştı.
O Goody também.
- Bayan Goody'ye niye askıntı olduğunu anladım.
- Dás música à menina Goody? - Goode.
İşte size Goody'nin Baş Ağrısı İlacı.
Levado até si por Goody's Headache Powder.
Geceniz çok uzadığında, ve parti çok gürültülü hale geldiğinde,... Goody'nin Baş Ağrısı İlacı sizi hemen iyileştirir.
Quando a noite foi muito longa e a festa muito calorosa, Goody's Headache Powder põe-vos como novos.
- İşte Bayan "İki Ayakkabılı Goody".
Olá, boa tarde. Aí vem a mosquinha morta.
Her neyse, Vegas'tan Joe Domino ve Hank Goody arıyor.
Mesmo assim, é o Joe Domino e o Hank Goody de Las Vegas.
- Harika. Ve Hank Goody özel maç öncesi süitinde ona katılmanı rica ediyor.
E o Hank gostava que lhe fizesses companhia antes do combate.
- Adım Hank Goody.
Sou Hank Goody.
- Adım Grace, Bay Goody.
Chamo-me Grace, Sr. Goody... Grace.
Goody's Diner nasıl?
Que tal no Goody's Diner? À uma?
Yani Sam Goody'deki indirim bitti mi?
Isso quer dizer que os saldos no Sam Goody's já acabaram?
Gerçek bir doğrucu başı.
Um tipo "Goody Two-shoes".
- Goody Williams. - Amin.
Goody Williams.
Goody Pope.
Chamavam-lhe Goody Pope.
Goody Pope.
Goody Pope.
Goody Pope'un kocası Jacob, 4 Haziran 1692'de ölmüş.
O marido de Goody Pope, Jacob, morreu a 4 de Junho de 1692.
Gidip birilerine Goody Johnson'ı şeytanla birlikte gördüğünü söylemeyeceksin.
A menos que tenha que ir contar a alguém que viu o "bonzinho com o diabo".
Craig Charles, Sam Fox, Jade Goody'nin annesi.
Temos o Craig Charles, a Sam Fox, a mãe da Jade Goody.
Bir keresinde Quebecli bir adamdan ayrılmam gerekti ama duygularını incitmek istemedim, çünkü Sam Goody'de asistandı ve bir sürü beleş kaset alıyordum.
Uma vez eu tive uma "separação" de um tipo do Quebeque, mas eu não queria magoar os seus sentimentos porque ele era o director assistente na Sam Goody e eu estava a receber todos os tipos de cassetes gratis.
- Bay Goody.
- Sr. Goody.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]