English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Grady

Grady translate Portuguese

919 parallel translation
Mr.Grady, ajansım, Beni Mr. Denver'le görüştürmeye götürdü. 2 sene önce Duncan'ın oyununu sahneye koyuyordu.
O Sr. Grady, meu agente, levou-me a visitar o Sr. Denver... quando ele estava a escolher actores para a peça de Duncan há uns 2 anos.
Merhaba, Grady, ben Dan Varrel.
Grady, é o Dan Varrell.
Bak, Grady. Doğrudan konuya gireceğim.
Escuta, Grady, vou directo ao assunto.
Grady, Vindicator'ı hala uçurmak gerekiyor.
Ainda é preciso pilotar o Vindicator, Grady.
Politika böyle Grady.
São as normas, Grady.
- Albay Grady?
- Coronel Grady?
- Albay Jack Grady efendim.
- Coronel Jack Grady.
Albay Grady, Birleşik Devletler Başkanı konuşuyor.
Coronel Grady, fala o Presidente dos Estados Unidos.
Albay Grady, tekrar ediyorum.
Coronel Grady, repito.
Lanet olsun Grady, Başkan konuşuyor!
Raios, Grady, fala o Presidente!
- Buradayım Grady.
- Ainda cá estou, Grady.
- Albay Grady.
- Coronel Grady.
Bayan Grady'yi bulmuşlar.
Encontraram a Sra. Grady.
Sayın Başkan, Grady'nin karısını bulduk.
Sr. Presidente, temos a mulher do Grady.
Albay Grady, menzile girdik.
Coronel Grady, estamos perto.
- Grady, ben General Bogan.
- Grady, fala o General Bogan.
Carol, Grady...
Carol, Grady...
Şey olabilir mi O'Grady? Ne dersiniz?
E O'Grady?
Bay Grady.
Sr. Grady.
Şerif Grady.
Xerife Grady.
Evet, ama Şerif Grady hakkında bir şey söyleyecektim.
Sim, mas queria falar-lhe do Xerife Grady.
Grady nerede?
E onde está o Grady?
Haydi Hank, Grady sarhoş olduysa bu ilk kez olmayacak.
Vá lá Hank, se ele está bêbedo, não seria a primeira vez.
Grady öldürüldü J.D.
O Grady foi morto, J.D.
Şerif Grady için çok üzgünüm.
Lamento muito sobre o Xerife Grady.
Grady vuruldu, ben de Jim Kane'den bir bıçak çıkardım.
O Grady foi abatido com uma caçadeira. E tirei uma faca do peito do Jim Kane.
Ben Grady'yi öldürenler kasabada değilse ve iki Apaçi'nin sürebileceği herhangi bir iz bırakmamışlarsa o zaman buralarda bir yerde olmalılar.
Se os assassinos do Ben Grady não estão na cidade... e se não deixaram pistas para que dois apaches pudessem ler... então estão algures aqui por cima.
Ben Grady ardında bir kadınla iki küçük oğlan bıraktı.
O Ben Grady deixou mulher e dois filhos pequenos.
Herhalde Ben Grady'nin arkadaşları bunlar.
Amigos do Ben Grady, acho eu.
Grady ve diğerleri nerede?
Então e o Grady e os outros?
- Selam Grady.
- Olá, Grady.
Ne haber Grady?
Olá, Grady.
Grady, bu iki salağı nereden buldun?
Grady, onde desencantaste estes dois imbecis?
Kapa çeneni Grady, yoksa yine bir çam devireceksin.
Cala-te, Grady, antes que digas ainda mais disparates.
Bu dostça sohbeti kesmek hoşuma gitmiyor, ama ilk nöbet sıran geldi Grady.
Odeio ter que interromper esta cavaqueira amigável, mas é o teu turno, Grady.
Grady'ye aldırmayın hanımefendi.
Não ligue ao Grady, minha senhora.
Grady'yle ben İç Savaş'ta onunla at sürdük.
Eu e o Grady estivemos com ele na guerra.
Lane, Grady ve ben.
O Lane, o Grady e eu.
Hayatımda hiç o kadar sarhoş olmadım.
Eu e o Grady apoiámo-lo Nunca estive tão bêbedo em toda a minha vida.
Grady, bu iş bitsin de...
Grady, quando isto acabar...
- Üzgünüm Grady.
- Lamento, Grady.
Grady!
Grady!
- Grady.
- Grady.
Grady, sen bir baş belasısın.
Grady, és um chato.
Lane'le ben tepeye çıkmıştık... Grady'yi ateşin başında bıraktık, tıpkı bunun gibi.
Eu e o Lane fomos para terreno alto... deixámos o Grady junto à fogueira, tal como esta.
- Uyandığımızda Grady gitmişti.
- Quando acordámos, o Grady fora-se.
Lane'i, Grady'yi onlarla bırakmaya ikna etmeye çalıştım.
Tentei convencer o Lane a deixá-los ficar com ele.
Grady'yi sevmek çok zor.
É muito difícil gostar-se do Grady.
Grady'yi kaybetmek başka, altını kaybetmek başka.
Perder o Grady é uma coisa. Agora o ouro é outra coisa.
Atı getir.
Grady, traz o cavalo.
Berlin'deki İngiliz büyükelçisinin... gülünç O'Grady adıyla amcan olduğunu söylüyorsun.
E sobrinho do Embaixador em Berlim... que teria o nome ridículo de O'Grady.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]