Grogan translate Portuguese
129 parallel translation
"Bay ve Bayan Bernard Grogan."
"Sr. e Sra. Bernard Grogan."
Shaw, sen ustabaşı olarak Grogan'ın işini devralıyorsun.
Shaw, substitua Grogan como capataz.
- Grogan kendini ortadan kaldırmış.
Tenho más notícias. Ele bateu as botas.
- Smiler Grogan'ı hatırlıyor musun? - Evet.
Lembra-se do Smiler?
Smiler Grogan geceyi burada geçirdi.
Ele dormiu aqui, certo?
Smiler Grogan dosyası kapandıktan sonra üç hafta tatil yapmak istiyorum.
Quando encerrar com Smiler, vou fazer uma pausa. Gostava de tirar 3 semanas de férias.
Smiler Grogan dosyası çözülüyor. Ne dedin?
- Encerrei o caso Smiler!
Smiler Grogan dosyası da nedir?
- O quê? O que é o caso Smiler?
Frank Grogan'ı öldürmeye gitti.
Ele foi matar o Frank Grogan.
Bay Grogan, sizi Theodora'ya götürmeye geldim.
Sr. Grogan. Vim para o levar até à Theodora.
Korkarım gözlerinizi açmakta başarısız oldum, Bay Grogan.
Vejo que falhei em abrir os seus olhos, sr. Grogan.
Hoş bir rastlantı... Barry'yi ölümcül düellodaki yardımcısıyla yeniden bir araya getirdi. Yüzbaşı Grogan.
Com elas... surge o padrinho do fatal duelo... o Capitão Grogan.
O Grogan'dı. Missouri Nehri'nin batısındaki en ahlaksız, en pis, en aptal adam.
Era o Grogan - a figura mais parva e suja a oeste do rio Missouri.
Bu Grogan'ın sonuydu. Babamı öldüren, kızkardeşimi tecavüz edip öldüren, çiftliğimi yakan, köpeğimi vuran ve İncil'imi yakan adamın sonu!
Era o fim de Grogan, o homem que matou o meu pai, violou e matou a minha irmã, pôs fogo ao meu rancho, matou o meu cão e roubou-me a Bíblia.
Ona Peewee Grogan hikayesini anlat.
Vito, conta-lhe a história do Peewee Grogan.
Lütfen, Peewee Grogan hikayesi olmadan da yapabiliriz.
Já chega da história do Peewee Grogan.
Peewee Grogan'a ne oldu?
Discordo. O que aconteceu ao Peewee Grogan?
Peewee Grogan hikayesini tekrar anlatmak istemiyorsan bu kadar.
A não ser que queiras contar a história do Peewee Grogan.
Bu ortağım, Tom Grogan.
Este é meu sócio, Tom Grogan.
- Kes artık Grogan, hiç komik değilsin.
És tu e o Bob Hope.
- Hayır Grogan sen değil... -... ben başardım...
Por muito bom que um plano seja...
- Bu adamın adı, Grogan.
- É o Grogan. - O quê?
Sana gelince Grogan, Marco'yu kandırabilirsin ama beni asla.
E tu, Grogan, podes ter feito a cabeça ao Marco, mas a mim não. Vou ficar de olho em ti.
Tanrı aşkına, Grogan, ben burada yaşıyorum.
Céus, Grogan. Isto é a minha casa. É aqui que eu vivo.
Sanırım haklısın, Grogan.
Acho que tens razão, Grogan.
Geç kalırlarsa ya da rotayı değiştirirlerse, o zaman ne yapacağız, Grogan?
E se eles não passarem por cá? E se se atrasam? - Bebes café a mais, Nino.
Geri dönün Grogan. Bizi tuzağa düşürdüler!
Era uma armadilha, Grogan.
Bay Grogan?
- Sr. Grogan...
Sen misin, Grogan?
És tu, Grogan?
- Bay Grogan, beni hatırladınız mı?
Lembra-se de mim, Sr. Grogan? Sou a mãe do Tim.
- Teşekkür ederim, Bay Grogan.
Obrigada, Sr. Grogan.
Buraya taşınmak hiç kolay olmadı. Tekrar teşekkürler Bay Grogan.
Custou-me muito vir para este bairro.
- Hayır o değil...
- Não! O Grogan não!
Ben kimseden birşey istemem Grogan, emrederim.
Eu nunca peço nada. Exijo! Percebeste, caramelo?
Senin en sevdiğim yönün bu Grogan.
É por isso que gosto de ti.
Ne demek istediğimi anlatabildim mi Grogan?
Em toda a minha vida, nunca dei uma... explicação tão alongada.
- Teşekkürler Bay Grogan, bana öğrettiklerini hiç unutmayacağım.
Obrigado, Sr. Grogan. Não me vou esquecer do que me ensinou.
Bay Grogan, ben Simon Nantel.
Monsieur Grogan... Chamo-me Simon Nantel.
- Monsieur Grogan değil mi?
Monsieur Grogan, não é? - Exacto.
Monsieur Grogan bana öyle geliyor ki siz, yanında çalıştığınız o yağlı maymundan çok daha uygar bir insansınız.
Será que o Monsieur Grogan é mais evoluído do que o antropóide intrujão para quem trabalha?
Güle güle, Bay Grogan.
Adeus, Monsieur Grogan.
Hey Bay Grogan, evde misiniz?
Sr. Grogan...
Grogan, unutma hayat sürprizlerle doludur.
Grogan... A vida nunca deixa de nos surpreender.
Marco'yu aldatmıştın Grogan.
Enganaste o Marco.
Haydi Grogan, benimle birlikte gel.
E pronto, imbecil, vamos bazar desta espelunca.
Dinle Grogan, tam 12 saatin var.
Tens 12 horas, Cliffy.
- Bu bey Pat Grogan, usta başımız
- E Pat Grogan, nosso capataz. - Como estão, cavalheiros?
El Cajon sokakları Dizilir yol boyunca Grogan'ı çocukluğumdan tanırım.
Grogan, quando era menino eu conheci-o.
Notunuzu aldım Bay Grogan.
Vi o seu bilhete.
Lütfen öldür beni.
- Matem-me, por favor. Grogan...
Hey Grogan, ne oldu başka birini mi bekliyordun yoksa?
Parece que esperavas outra pessoa, caramelo.