Groupie translate Portuguese
62 parallel translation
- Nasıl yani?
- Bom, quero dizer, por exemplo, colocaria Last Exit to Brooklyn ou Groupie? - Como assim, senhor?
- Burada böyle groupie'lerle takılacağına.
- E não aqui com suas tietes.
- Ben groupie değilim.
- Não sou uma tiete.
Siz kapatmaydınız ha?
Vocês eram "groupies?" tu eras uma "groupie?"
Kapatmaydık da ne demek?
O que queres dizer, com o eras uma "groupie?"
Kaptan böyle basit bir kıza bebek bakıcılığı yapmamalı.
O Capitão não devia estar a tomar conta de uma maldita "groupie", e ele sabe disso.
- Yemek yiyelim. "Groupie" olarak geleceğimi kurtarmanın bir yolunu düşünelim.
- Pronto, vamos comer. Veremos se ainda tenho carreira a seguir grupos de rock.
Onun hayranı benim, ha, ha.
Sou a groupie dele.
Hayranı doğru dedim, değil mi?
Estou a dizê-lo bem? Groupie?
Bu yeni sanat eserim, buna şöyle diyorum, grupçu hoppa.
Esta aqui é a minha mais nova obra de arte. Eu chamo-lhe de "groupie hooptie."
- Birilerini bir kemer ile kendilerine bağlayarak yarışıyorlar
- "Groupie"? Uma rapariga atada ao motorista por um cinto.
- Benim grubuma gelmek istermisin?
- Sê a minha "groupie"? - Não.
Sen çok iyi bir grupsun, ve sen çok Cesursun.
Tu foste uma bela "groupie". Muito corajosa.
- Grubun bir üyesiydin yani?
- Eras uma groupie?
Küçüklük odamın duvarları metalcilerin ve sevgililerinin resimleriyle doluydu.
Quando jovem, o meu quarto estava coberto com fotos de metaleiros e uma ou outra groupie semi-vestida.
Dünyanın en ünlü sahne arkası motoru, Pamela des Barres'la buluşacağım. Bu tip hayat tarzını içten yansıttığı'Gruba Verdim'kitabının yazarıdır.
Agora vou entrevistar a groupie mais famosa do mundo, Pamela Des Barres, que escreveu : "I'm With The Band", sobre o estilo de vida duma groupie.
Kendini nasıl tanımlarsın?
O que é uma groupie, para ti?
Gruplarla takılan kızlardan biriyim sadece.
Uma groupie é uma rapariga que, habitualmente, sai com os grupos. Daí o termo.
Senin gibi müzik gruplarıyla yatan birini nasıI sevebilirim ki?
Como se pode amar uma groupie usada?
Sen, şu, grupların sürekli peşinde olan kızlar gibi misin?
Então és um'groupie'?
O bir hayranmış ve babam da neredeyse ünlüymüş.
Ela foi groupie e ele foi quase famoso.
Düşününce annenin bir müzik gruplarının peşinden koşan bir hayran olması tamamen mantıklı.
Se pararem para pensar, faz sentido que a tua mãe tenha sido uma groupie.
Buraya her geldiğinde bir groupie'yi sikiyor.
Sempre que aqui vem, acaba por comer uma groupie.
Kaltak popçu.
Puta groupie.
Gitarlarını hayranıymışçasına taşıdım.
Levei uma das guitarras dele como uma "groupie".
Neden millete rock grubu kızlardan biri olduğunu falan söylemiyorsun.
Por que não fala que é uma groupie?
- Hayran mısın?
- És um groupie?
Groupie'n * olduğum için zorunluluk gibi bir şeydi bu.
Era quase uma obrigação.
Grubun peşine takılmış sıradan bir kız gibiydim.
Comecei como mais uma groupie.
Bence daha çok "groupie" yim.
Estava a pensar mais em groupie.
- Groupie.
- Groupie.
Biz groupie miydik?
Éramos groupies?
En azından INXS'in groupie'leri filan değildik.
Ao menos não eras groupie de INXS ou algo assim.
Çocuklar, Dave Matthews'ün grubunun peşinde koştuğum yıllarda öğrendiğim bir şey varsa, o da dinlemektir.
Crianças, se aprendi algo nos meus anos como groupie da Dave Matthews Band foi escutar.
Bendeki eşyalardaki tüm şeyler boşanma evrakları, mücevherler ve annemin rock gruplarıyla gezdikleri zamandaki sanatsal çıplak resimleri var.
Eu só tenho papéis de divórcio, jóias e fotos da minha mãe nua nos seus tempos de groupie.
Fırtına avcıları peşine takılan kızlardan.
A rapariga? Ela é o que chamamos de groupie dos caçadores de tempestades.
"Peşine takılan" aşağı yukarı olayı netleştirdi.
"Groupie" já diz tudo.
Newton, haklı çıkmayı çok istiyorsun Kaiju hayranı olarak hayatını harcamamış olmak için ama işe yaramayacak.
Newton, eu sei que desejas muito ter razão... para não sentires que perdeste a vida como groupie de Kaiju, mas não vai resultar.
- Grup kızısın.
- És uma groupie.
Senden dürüst bir hayran çıkarmama izin vermemenle aynı şey değil.
E tu também não queres ser uma groupie minha.
"Hayran kız" nerede?
Onde está a "groupie"?
"Hayran kız" babamın evine taşınıyor.
A groupie vai viver com o pai.
"Hayran kız" güveç yapacakmış.
A groupie vai fazer guisado.
Grup hayranı kızlardansın.
És uma groupie.
Eğer benim hayranım olursan ben de senin hayranın olurum.
Eu serei sua groupie, se você for o meu.
"Groupie" niz olacak.
- És como uma fã incondicional.
- Gruplar için.-Grup?
- Está a fazer de "Groupie"!
Tanrım.
Sou uma groupie.
Peşinde koşan kız olurum.
Serei a sua "groupie".
Kesinlikle groupie falan değildim, tamam mı?
Não era fanática, certo?
Onu da yanında götür.
Põe-te a andar, groupie, e leva-o contigo.