Göremiyor musunuz translate Portuguese
145 parallel translation
Bunu göremiyor musunuz?
Não percebe isso?
Bunu göremiyor musunuz?
Não percebem?
Çelişki olduğunu göremiyor musunuz?
Não acham isso estranho?
Göremiyor musunuz? - Ama fırtına -
- Mas a tempestade...
Göremiyor musunuz?
Estão a imaginar?
Göremiyor musunuz?
- Ele não está a ver.
Beyler, göremiyor musunuz...
Será que não vêm?
Baktığınızda bunu göremiyor musunuz?
Não vê, olhando para mim?
Onu oraya koydu. Göremiyor musunuz?
Foi ele que a colocou lá, não entendes?
- Doğruyu göremiyor musunuz?
- Não percebem a lógica?
Siz aptal insanlar bunu göremiyor musunuz?
Como não podem ver, gente estúpida?
Kontrol edildiğinizi göremiyor musunuz?
Não vêem que estão a ser manipulados?
Frank Gaines'in sizden üstün olduğunu göremiyor musunuz?
Não vêem que o Frank Gaines está em vantagem?
Bunu göremiyor musunuz?
Näo percebem?
Şu anda öldüğünü göremiyor musunuz?
Não vê que já está a morrer?
Burada acı çektiğimi göremiyor musunuz?
Não percebem que tenho dores?
Carol Anne'in bunun arkasında olduğunu, göremiyor musunuz?
Não conseguem ver que a Carol Anne está por trás de tudo isto?
Fakat başka bir erkeğe aşık olduğunu göremiyor musunuz?
Mas não vê que ela está apaixonada por outro homem?
Göremiyor musunuz?
Não percebem?
Bunun bana nasıl yardımcı olabileceğini göremiyor musunuz?
Não percebe como isso me ajuda?
- Göremiyor musunuz?
- Consegue ver?
Göremiyor musunuz?
Consegue ver?
Bu mükemmelliği göremiyor musunuz?
Não conseguem ver o esplendor?
Burada olanları göremiyor musunuz?
Não conseguem enxergar o que está acontecendo?
Oradan birşey göremiyor musunuz sizi bok çuvalları!
Não conseguem ver nada aí de trás, seus montes de esterco!
Bu adamın kahraman olmadığını göremiyor musunuz?
Não vêem que este homem não é herói?
Burada ne olduğunu göremiyor musunuz?
Não vês o que está acontecer aqui? Terminou!
Göremiyor musunuz?
Não consegue ver isto?
Kahretsin! Bu çocukça şeyin bitmesi gerektiğini göremiyor musunuz?
Não vêem que esta infantilidade tem de terminar de vez?
Size ne olduğunu göremiyor musunuz?
Não vê o que lhe está a acontecer?
Akıntıyı göremiyor musunuz? Bir mağaraya akıyor.
Não está vendo uma nascente que corre para uma caverna?
Size unutmanın hediyesini getirdiğimi göremiyor musunuz?
Não vêem que vos trouxe a prenda do esquecimento?
Hayır. çocukluk deneyimlerinizden ihanetin anında ölüm fermanınız olacağını göremiyor musunuz? Hatta ondan sonra da benim kelle gider. Evet.
Não percebe que qualquer traição contra mim significa morte instantânea... mesmo que eu morra depois?
S.ktiğim kapıdaki "Rahatsız etmeyin!" yazısını göremiyor musunuz? Lila, benim Louis.
Não podem ler o signo "não incomodar" pendurado na minha maldita porta!
Size bakamadığımı göremiyor musunuz?
- Não vê que não posso olhá-la?
Göremiyor musunuz onları?
Não os conseguem ver por aí?
Aku'nun yok edilemeyeceğini göremiyor musunuz?
Não conseguem ver que o Aku está para além da destruição?
Onun deli olduğunu göremiyor musunuz?
Não vêem que ele é doido?
- Onu göremiyor musunuz?
Não o vês?
Bunu gerçekten göremiyor musunuz?
Você consegue ver bem isso?
O oynamaya be, göremiyor musunuz.
Não vês? Ele está a enganar-te.
Bunu göremiyor musunuz?
Não percebes?
Buradaki sorunu göremiyor musunuz çocuklar?
Vocês não vêem o problema?
Onları göremiyor musunuz?
Não os vêem?
Göremiyor musunuz, sadece zaman kazanmaya çalışıyor?
Não poderia alegrá-lo só um pouco?
Bunu göremiyor musunuz?
Não o vêem! ?
Göremiyor musunuz?
Não consegue ver?
Göremiyor musunuz?
Não vê?
Bunu göremiyor musunuz?
Não conseguem ver?
Ne olduğunu göremiyor musunuz?
Não percebem o que está a acontecer?
Göremiyor musunuz?
Você não consegue ver?