English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Görmüyorum

Görmüyorum translate Portuguese

3,844 parallel translation
Bunu bir ödün verme olarak görmüyorum.
Não o vejo como sacrifício.
Hiçbirinizi aylardır görmüyorum.
Não vi nenhum de vocês há meses.
- Bir süredir görmüyorum seni.
Não te via há algum tempo.
Hiçbir şey görmüyorum.
Não vejo nada.
Ben tüm ölüleri görmüyorum.
Eu não vejo todas as pessoas mortas.
Senin Tanrının halkımızı umursadığını görmüyorum.
- Não vejo o teu Deus preocupar-se com o nosso povo.
İki yıldır onu görmüyorum.
Já não a vejo há dois anos.
- Hiç destek görmüyorum.
Eu não recebi nenhum apoio.
Hayır, zaten onu epeydir görmüyorum.
Nem por isso, mas, não a vejo com muita frequência.
Kimseyi görmüyorum.
- Não vejo ninguém.
Halüsinasyon görmüyorum.
Não alucinei.
Hobbs'u kurbanım olarak görmüyorum.
Não considero o Hobbs a minha vítima.
Nerede olduğumu bilmiyorum. Hiçbir şey görmüyorum.
Não sei onde estou, não consigo ver nada.
Evet, Hanson'ı epeydir görmüyorum.
Sim... já não vejo o Hanson há uns tempos.
Ben bir fark görmüyorum.
- Não percebo a diferença.
Görmüyorum!
Não estou a ver nada!
Ben seni kıçı kırık bir karnavalda boş boş gezen bir adam olarak görmüyorum.
Não é justo. Não sei porquê, mas não te vejo a acabar como um homem que recolhe papéis numa feira popular.
Seni bir kaç gündür görmüyorum.
Já não te vejo há uns dias.
- Korkutma taktiğine girmeye gerek görmüyorum.
Esse tom de voz é desnecessário.
Ben kendimi yabancılarla dolu bir odaya kabul edilmiş olarak görmüyorum. Ben komşumla yattım onun votkasına ulaşmak için.
Simplesmente, não me consigo ver a admitir a uma sala cheia de estranhos, que dormi com o meu vizinho... para lhe beber o "vodka".
Ah, onu görmüyorum.
Não o vejo.
Gözlerindeki kanın ardında ilgi çekecek bir şey görmüyorum.
Não vejo nada interessante atrás do sangue dos seus olhos.
Hiç birşey görmüyorum
Não vejo nada.
Ben görmüyorum.
Eu não vejo.
Ben görmüyorum.
Não o estou a ver.
Hiç araba görmüyorum.
Não vejo carros.
Hayır, hiçbir şey görmüyorum.
Não, não vejo nada.
İyi bir çalışan olduğunu düşündüğüm için iyi bir referans mektubu yazdım,... ama onu bir leydi hizmetçisi olarak görmüyorum.
Escrevi-lhe uma boa recomendação, porque achava que ela era uma boa trabalhadora, mas eu não a vejo como dama de companhia.
Kesinlikle doğum başlamamış çünkü herhangi bir kasılma görmüyorum.
Não é trabalho de parto porque não há contracções.
Hiç sinir lifi görmüyorum.
Não vejo nenhuma fibra nervosa.
Şiddeti hoş görmüyorum.
Não perdoo a violência.
Biliyorum, demin de aradım ama Şerif Romero'nun devriye arabaları yollamaya devam ettiğinden emin olmak istedim çünkü bir süredir ortalıkta araba falan görmüyorum.
Eu sei que acabei de telefonar, mas queria saber se o Xerife Romero ainda tem a patrulha cá em casa, porque não vejo nenhum carro há algum tempo.
Boktan başka bir şey görmüyorum.
Merda e mijo.
Gözlerine bakınca tanıdığım çocuğu görmüyorum artık.
Olho nos olhos dele e já não vejo o rapaz que conhecia.
Onu hiçbir yerde görmüyorum.
Não o vejo em lado nenhum.
Carly'ye çıkma teklif ettiğini görmüyorum
Não acredito que convides a Carly.
Ben ölüleri görmüyorum...
Não vejo mortos nem...
Bunun gibi üst düzey devlet donanımlarını çok görmüyorum.
Não vejo muitos equipamentos sofisticados do Governo.
Tahta ayakkabılar görmüyorum.
Não vejo sapatos de madeira.
Suda hiç kan görmüyorum.
Não estou a ver nenhum sangue na água. Qual é a causa da morte?
Biliyorum ama başka bir seçenek görmüyorum.
- Eu sei. Mas não consigo ver outra opção.
Her ay çeklerimi bozdururken annenin pek utandığını görmüyorum.
Não vejo a tua mãe envergonhada ao levantar os meus cheques mensais.
Hâlâ platinyum kartını görmüyorum.
Continuo sem ver o teu cartão platina.
... göz önüne aldığımızda, psikolojinin düzelmesi için... Seni göreve dönmen için uygun görmüyorum.
- A sua própria admissão de apagão ou quebra psicológica, não posso recomendá-la para o serviço.
Hardman'a oy veren tek kıdemli ortak değildim benden başkasına da böyle davrandığını görmüyorum.
Não fui o único sócio principal que votou no Hardman. E não te vejo a tratar mais ninguém como me tratas a mim.
"Biz" diyorsun ama kapıda senin adını görmüyorum.
Diz "nós", mas eu não vejo o seu nome na entrada. Mike, Mike.
Sizin gördüğünüzü ben görmüyorum.
Não vejo o mesmo que diz.
Onu bayağıdır görmüyorum.
Já não o vejo a algum tempo.
Hiç balık görmüyorum.
Não vejo nenhum peixe.
Hayır, ben öyle görmüyorum.
Não, não acho que seja.
- Hayır, görmüyorum.
- Não, não vejo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]