Gözcü translate Portuguese
629 parallel translation
Morslar sudayken yırtıcı, karada çaresiz olduklarından bir gözcü daima pusudadır.
Um "sentinela" está sempre alerta, porque, se as morsas são ferozes na água, na terra são indefesas.
- Gözcü alarm vermiş!
- Saiam todos!
"Ey gözcü, geceden geriye ne kaldı?" İncil, Yeşaya 21 : 11.
"Sentinela, que tempo é da noite?" Isaías 21 : 11.
- Rawlins bu kadar saattir arkada bir gözcü olması daha pratik değil mi?
De que maneira? - Com o Rawlins fora tanto tempo não seria mais prático fazer uma guarda avançada?
— Gözcü yerini terk etmez biliyorsun. Hele de siste.
- Já sabes não podes deixar a vigia, especialmente no nevoeiro.
- Gözcü'yü arıyorum.
- Chamo vigia.
- Gözcü'yü arıyorum.
- Chamo posto de vigia.
Gözcü'yü arıyorum, Gözcü'yü arıyorum.
Chamo posto de vigia, chamo posto de vigia.
Gözcü'yü arıyorum, Gözcü'yü arıyorum.
Chamo posto de vigia. Chamo posto de vigia.
Gözcü'yü arıyorum, Gözcü'yü arıyorum.
Chamo posto de vigia.
Sizi rıhtıma çıkaramam bile, orada bir gözcü var.
Não vos poderia levar para a doca.
Acılar geldi mi gözcü gibi tek tek gelmiyor ki, tümenle geliyor.
Os desgostos nunca vêm sós, chegam em batalhões.
Donovan, sen burada gözcü olarak kal.
Donovan, fique aqui e observe.
Güvertede gözcü yoktu. Dümenin başında dümenci yoktu.
Nenhum vigía no tombadilho... nem timoneiro ao leme.
Cehennemin cinleri! Yusuf'u bana gözcü yapıyorsun. Peki Yusuf'a kim göz kulak olacak?
Querem que me vigie a mim, e quem vigiar-lhe-á a ele?
Gözcü kasabada uyuyor
Aquele que vigia dorme dentro da cidade...
- Birini gözcü dikelim, önce eve gidebilirler.
Observe-os. Podem ir primeiro a casa.
- Bir gözcü çıkarın.
- Mandem um batedor.
Hırsız - EIJIRO TONO Gözcü Haydut - KICHIJIRO UEDA
Lavrador Yohei BOKUZEN HID ARI
"Mürettebat her gece izinliydi, gemide sadece birkaç gözcü kalıyordu."
A tripulação saía todas as noites, e poucos homens ficavam de vigia. "
Efendim, bu gözcü Jed Cooper.
Este é o batedor Jed Cooper.
Gözcü ile karşılaşan da ayni tepkiyi verir :
Em busca dos sintomas familiares :
- Ben onu gözcü bırakmıştım.
- Sim, eu deixei-o de guarda.
Biz gözcü grubuyuz ve arabaları koruyoruz... yaklaşık bir mil geriden.
Somos batedores avançados de uma caravana de suprimentos... há cerca de 1,5 km.
Gözcü, direğe...
Vigias, para cima!
Günahın erimiş çölünde, granit gözcüler, yaşayan ölülerin gözcü kulesi gibi yolunu kesti.
Para o deserto escaldante do pecado, onde sentinelas de granito se erguem como torres de morte viva para lhe vedar o caminho.
Gözcü kulesi yok.
Não há torre de vigia.
Gözcü! Ne görüyorsun?
Mirante, o que está vendo?
Gözcü! Colossa tepeleri için görüş bildir!
Busquem os picos de Colossa!
Gözcü aşağıya!
Vigias, desçam!
Gözcü, gelen uçakları izleyin.
Vigias, aproximam-se aviões. Atenção a eles.
Gözcü köprüye!
Vigias, para a ponte!
Bir gözcü birliği daha yollayayım mı?
Queres que envie mais um grupo de batedores?
İki gün gözcü yolladık.
Há dois dias que enviámos batedores.
Yapamadım, Sebastian beni bırakıp, tüm o kavurucu ekvatoral günü göremeyecek kadar karanlık olana dek yelkenlinin gözcü yerinde sahildeki o şeyi, izleyerek geçirdiği Encantadas'taki o son gün bile gerçeğin dehşetiyle yüzleşemedim.
Näo fui capaz, näo quis enfrentar a terrível verdade mesmo no última dia nas Encantadas quando o Sebastian me deixou e passou o dia abrasador empoleirado, a ver a cena da praia até escurecer.
General, Origlione manastırına gözcü koymak istedi.
0 general precisava de um posto de observação no convento de Origlione.
Tepeye gözcü koydun mu?
Não está cá há tempo suficiente para já ter posto um vigia naquela colina?
- Selam. - Gözcü 26.
- Observador 20-6?
Bir gözcü grubunu göndermek için izin var mı?
Autorização para enviar batedores?
Gözcü Chata'ya haber vermeye gidiyor.
É um batedor que vai informar Chata.
Eminim arkada gözcü bırakmışlardır.
Devem ter alguém a vigiar as traseiras.
Bir gözcü yerleştirebiliriz.
Posso instalar um periscópio lá.
" Gözcü...
Ei, seu vigia!
Şimdi yalnızca gözcü birliklerimiz kaldı.
Agora só temos as corporações de observadores.
Öteki madenlere git ve gözcü yollamalarını söyle.
Vai às outras minas. Eles que vigiem.
Bekle, gözcü 1.
A postos, alvo 1.
Gözcü!
Só te vim contar.
Gözcü Damowatz.
Mande entrar o guarda nocturno.
- Güvertede bir gözcü bile yoktu.
Nem havia sequer um vigia no convés.
Gözcü, iyi bak!
- Mirante atento!
Anladığım kadarıyla, bir gözcü grubu.
Um grupo de caça, talvez.