Gülüyorlar translate Portuguese
255 parallel translation
Tanrılar yukarıdan bizi gözetliyor ve gülüyorlar.
D deuses observam e riem-se.
Her yerde gülüyorlar.
Estão a rir em todo o lado.
Gülüyorlar, çünkü ben bir cadıyım.
Riem-se porque eu sou uma bruxa.
Ve onları uyarmaya çalışırken, gülüyorlar.
E quando as tentamos avisar, riem-se de nós.
Tüm arkadaşlarım gülüyorlar buna.
Todos os meus amigos gozam.
Şu anda çok parlaklar ve sanki gülüyorlar.
Agora são claros. Parecem estar rindo.
Neden bu kadar çok gülüyorlar?
Porque se divertem tanto? Porquê?
Sana gülüyorlar.
Estão a rir-se de si.
Anlatıyorum, kıkır kıkır gülüyorlar.
Eu conto, eles riem, fazem perguntas e riem.
Sanki bana gülüyorlar.
Acho que quem está a ser gozada sou eu.
Ona gülüyorlar, çünkü o aptal bir çocuk.
Riem dela porque é uma criança tola.
Sadece bana gülüyorlar.
Sou uma qualquer.
Evde bana sadece gülüyorlar.
Eles só se riem de mim em casa.
Arkamdan gülüyorlar.
A rirem nas minhas costas.
Sokakta gülüyorlar sana...
Estão rindo de você nas ruas.
- Gülüyorlar, ben gördüm.
Já vi rirem de você.
Ve şimdi, kendi kollarında birbirlerine sarılarak tüm geceyi birlikte geçiriyorlar ve bana gülüyorlar.
E agora, segurando um ao outro nos braços... Eles passam noites inteiras juntos... E riem de mim.
Neden gülüyorlar?
Ao que é que eles acharam graça?
Yine polise gülüyorlar.
Estão rindo da polícia de novo!
Karşılıklı olarak birbirlerinin söylediklerine gülüyorlar
Passeavam pela floresta Rindo de tudo e nada
Kıçlarıyla gülüyorlar.
Riem-se perdidamente.
- Lanet olası kargalar gülüyor. - Gülüyorlar.
- Os malditos corvos riem-se.
Kıçlarıyla gülüyorlar.
Riem perdidamente.
Yan tarafta size gülüyorlar. Dinleyin.
Eles estão a rir-se de vocês, aqui ao lado.
# Hala, bunca yıl geçtikten sonra... #... hala üstüme gülüyorlar.
Ainda. Após todos estes anos. Ainda se riem de mim.
Gülüyorlar!
Estão rindo!
Gülüyorlar, çünkü ne taşıdığımı biliyorlar...
Riem porque sabem que carrego aqui um...
Baksanıza, ona gülüyorlar.
Oiça. Estão-se a rir dele.
Ben bir komedyenim yani eğer ot almış birini güldürürsem, bu sayılmaz, çünkü onlar hep gülüyorlar.
Sou um comediante. Se faço rir um tipo que está pedrado não conta, porque ele ri-se de tudo.
Peki kime gülüyorlar?
De quem fazem troça?
Bak, bize gülüyorlar!
Eles estão a rir-se de nós!
Bize gülüyorlar, görmüyor musun?
Não vês que se estão a rir de nós?
Sonra bir bakmışsın gülüyorlar.
Percebes que estás a fazê-los rir.
Öğle yemeğinde gülüyorlar.
Eles sorriem à hora de almoço.
Çocukları ağlıyorsa, onlara dokunuyor, gülüyorlar.
Se os filhos choram, ele toca-lhes e eles sorriem.
Hâlâ gülüyorlar mı, bir baksana.
Vê se eles ainda se estão a rir.
Neye gülüyorlar ki böyle?
Do que elas estão rindo?
O, arabayı elinden geldiğince hızlı ve manyak gibi merkeze doğru sürerken arkadaşları arkada gülüyorlar.
Seus amigos riem por trás. Conduzindo uma máquina mecânica à máxima velocidade possível.
Bak, sana gülüyorlar ve anahtar kartta ellerinde.
Olha, eles estão a rir-se de ti, e também têm a Chave Código.
Şimdi New York'ta oturup biz Mississippi halkına gülüyorlar.
Estão em Nova Iorque a rir-se de nós.
Kuaförde, kadınlarla köpek pisliği arasında ne gibi bir benzerlik vardır diye sorunca, gülüyorlar mı?
Riem no cabeleireiro quando dizes : " O que têm em comum uma mulher e cocó de cão?
Hastings, insanlar neden bana dik dik bakıyor ve yanlarındakilerini dürtükleyip gülüyorlar?
Hastings? Porque é que estas pessoas olham para mim e se começam a rir?
Karına gülüyorlar.
Riem-se da tua esposa.
Kılığına gülüyorlar.
Riem-se da tua roupa.
Gülüyorlar, mutlular.
Felizes, a rir.
Görüyor musun gülüyorlar?
Vês como se divertem?
Neden gülüyorlar?
Qual é a graça?
Onları duymuyor musun? Gülüyorlar!
Ouviu?
Gülüyorlar.
Não.
Bazen ayakkabı dükkanına bakıp babama gülüyorlar.
Fantástico.
Yüzüme karşı gülüyorlar.
Riem na minha cara.