Güneybatı translate Portuguese
675 parallel translation
Güneybatıdan gelen bazı tuzakçılarla konuştum.
Acabo de falar com alguns caçadores que vieram do Sudeste.
- Güneybatıya mı?
- Para sudoeste.
Burası güney salonunun güneybatı oturma odası olsa gerek.
Deve ser a saleta su-sudoeste quarta a sala de estar.
Ya da güneydoğu veya güneybatı.
Sul, óbviamente. Ou Sueste ou Sudoeste.
Üç yıl boyunca güneybatıdaki her birliğimize güldü.
Ele tem brincado com todas as tropas do Sudoeste nestes três anos.
Custer katliamının haberi, askeri telgrafla Güneybatı'ya kadar uzun ve yalnız miller katetti...
Por telégrafo militar, as notícias do massacre de Custer seguem para sudoeste atravessando as longas e solitárias extensões.
Muhtemelen güneybatı yönüne gidiyor.
Talvez se dirija para sudoeste.
Genel istikamet, güneybatı.
Direcção geral, sudoeste.
- Genel istikamet, güneybatı.
- Direcção geral, sudoeste.
- Güneybatıya sür.
- Segue para sudoeste.
Hedley kalesi güneybatıdaki bütün büyük sürülerin merkezinde.
É por isso que Hudson está no Colorado.
"X-ray Bölgesinin güneybatısında çürük bir halat kopmuştur."
"Cabo de reboque defeituoso quebrou, canto sudoeste, raio-X."
Güneybatıdan bir şey yaklaşıyor.
Algo se aproxima a sudoeste.
Gant. Güneybatının en iyisidir.
Ele é o melhor em todo o sudoeste.
Bir keresinde herifin biri Pecos County'nin güneybatısındaki toz kaplı eski bir yoldan inip,... kaldırıma çıkmıştı. Mahmuzları şıkırdıyordu.'Tanrım,'demişti.
Um cara desceu de um velho cavalo empoeirado uma vez no sudoeste de Pecos... e subiu a calçada e... cantou uma musiquinha e disse, Senhor!
Bunlar güneybatıya Baton Rouge'a gidiyor.
Estão indo para sudoeste para Baton Rouge.
Biri 220 derece güney güneybatıyı gösteriyor. Diğeri 160 derece güney güneydoğuyu gösteriyor.
Um ruma a 220º para sudoeste, o outro a 160º para sudeste.
Güneybatıdan 220 derece güneye.
220 graus a sul e sudoeste.
Çoğu, tüm Güneybatıda kötü niyetli olanları ayrı tutan en iyi yasal akıl olduğumu söyler.
Muitos dizem, excepto os injustos, que tenho a melhor mente jurídica em todo o Sudoeste.
Batı-güneybatı.
Rota oeste-sudoeste.
- Batı-güneybatı.
- Rota oeste-sudoeste.
- Batı-güneybatı.
- Oeste-sudoeste!
Güneybatı, şüphesiz.
Sudeste, é claro.
10,000 metrede Ternöv üzerinden güneybatıya uçuyoruz.
10,500 m de altitude voando sobre a Terra Nova.
Güneybatı'da Zulular varmış.
Muito bem, meu Tenente. Dizem que há Zulus a sudoeste.
Güneybatısında yüzeyde buz tabakaları var efendim.
Há massas de gelo a flutuar de sudoeste, nessa rota.
73 derecede temas. Batı, Güneybatı.
Contacto a 73 graus.
PBY uçağı, güneybatıya yaklaşıyor.
O PBY aproxima-se a sudoeste. Entendido, 20-6.
Kontroldeyiz, üç F4F kuzeydoğudan güneybatıya yol alıyor.
Certo, Comando! Três F4F a nordeste em direcção a sudoeste. Entendido, 20-6.
Kuzeydoğudan güneybatıya yol alan küçük eğitim uçağı...
Pequeno avião de instrução move-se de nordeste para sudoeste.
Cape Titan'ın güneybatısında olmalı.
Deve estar a sudoeste do Cabo Titan.
3000 km'den uçuyorum. Güneybatıdan Cape Titan'a doğru. Okuyor musunuz?
Estou a 10 mil pés de altitude e estou a chegar ao Cabo Titan por sudoeste.
Yaklaşık şu büyüklükte iki yüz Amerikan dolarım var. Ayrıca tüm Güneybatının en iyi aygırı şurada duruyor.
Tenho 200 dólares Americanos deste tamanho e tenho ali um cavalo que é o melhor garanhão de todo o sudoeste.
Hep güneybatıya devam et.
Vai sempre para sudoeste.
İşim bittiğinde, güneybatı daha nezih bir yer olacak.
O Sudoeste será um melhor lugar, quando eu terminar.
Güneybatıya gidiyorlar.
Foram para sudoeste.
Kuzey duvarından 400 metre uzakta güneybatıdan kuzeydoğuya.
A 400 metros do lado norte do sudoeste para o nordeste.
Bin yıl önce güneybatıda, birApaçi efsanesi varmış.
Há mil anos atrás, no Sudoeste, existia uma lenda Apache.
Şu tepeyi aştığınızda petrol tankları, bir petrol rafinerisi..... güneybatı tarafında bir liman göreceksiniz.
Passada esta colina, há poços de petróleo, uma refinaria abandonada e um porto, a sudeste.
Güneybatı bölgesinin tüm faturalarından ben sorumluyumdur.
Estou no comando de todas as faturas para o sudoeste.
Tüm güneybatıyı tavuk yemi ile destekliyor.
Ela fornece ração de galinha para todo o sudoeste.
Şey, aslında tüm güneybatı değil,... büyük bir iş yapmamıza rağmen.
Bem, não exatamente para todo o sudoeste, ainda que nós façamos uma porção de negócios.
- Güneybatı birliği.
- Divisão Sudeste.
Güneybatı Birimine git ve raporları bul, Bobby McCoy ve Billy Schaffer'ınkileri, olur mu?
Vai à Divisão sudeste e encontra os relatórios sobre o Bobby McCoy e o Billy Schaffer, está bem?
Güneybatısındaki kampanya o kalesi bağlıydı.
Todo o plano militar da campanha do sudoeste nos derrubou.
Onu parçalara kesecek ve Rio Grande onu kovalamak Sağ Texas aracılığıyla, New Orleans tüm yol. Bütün güneybatısında senin yine.
Pode fazê-lo em pedaços e logo o obrigar a recuar ao longo do Rio Grande até o Texas, até Nova Orleans, todo o sudoeste será nosso.
Güneybatı Pasifik'te General Douglas MacArthur ve merkez Pasifik'te Amiral Chester Nimitz.
o General Douglas MacArthur no Sudoeste do Pacífico ; e o Almirante Chester Nimitz, no Pacífico Central.
Haziran 1944, Güneybatı Fransa'da bir kasaba...
Junho 1944, numa pequena cidade do sul oeste da França...
Calamity Jane kuzeybatı yolunda. Matilda'nın Bomba Robot'u Makineli Tüfek Joe'yu yakalamaya çalışıyor. Şimdi de güneybatıya doğru hızlanıyor.
Calamity Jane vai pelo noroeste e Mathilda vai conduzindo seu obús... muito perto dela, e Joe metralhadora que se está... desviando para o sudoeste.
- Güneybatıya.
- Daqui para onde vamos?
- Bütün güneybatıda mı?
- Todo o sudeste?
güney 137
güneyde 29
güneye 48
güney afrika 87
güney pasifik 33
güney amerika 163
güneydoğu asya 29
güneyden 17
güney carolina 23
güney dakota 18
güneyde 29
güneye 48
güney afrika 87
güney pasifik 33
güney amerika 163
güneydoğu asya 29
güneyden 17
güney carolina 23
güney dakota 18