Hallam translate Portuguese
60 parallel translation
İçişleri'nden Hallam sana pasaport verecek.
Hallam do Ministério do Interior te dará um passaporte.
JB HALLAM - DAİRE 2
J. B. HALLAM - 2º PISO
Hallam seni 20 dakika içinde görecek.
Hallam te verá em 20 minutos.
- Hallam?
Hallam?
Bana yardım edersen, Hallam, seni hapisten kurtarmaya çalışırım.
Se me ajudar, Hallam, tentarei te manter fora da cadeia.
- Hallam'ı neden öldürdün?
Porque matou Hallam?
Hallam birden çözülüp Ross'a herşeyi anlattı.
Hallam perdeu o controle e contou tudo a Ross.
Hallam ihtiyacım olanı getirdi ve iki dakika sonra buradan çıkmış, Duvar'ı geçmiş olacağım.
Hallam me trouxe o que precisava e dentro de 2 minutos estarei do outro lado do Muro.
Lord Hallam'dı. Pek çok başkası gibi onunla da kumar masasında tanışmıştı.
Lorde Hallam... um conhecimento ganho, como tantos outros à mesa de jogo.
- Birinci sınıf çavuş Aaron Hallam.
- Sargento de 1ª classe, Aaron Hallam...
Tebrikler Hallam.
Parabéns Hallam.
- Adı Aaron Hallam.
O nome dele é Aaron Hallam.
- Demek beni hatırlıyorsun.
Primeiro sargento Aaron Hallam. Afinal lembras-te de mim.
Aaron Hallam adındaki bir adamı gözetim altında tuttuğunuzu biliyoruz.
Sir, nós sabemos que tem detido, um homem chamado Aaron Hallam.
Hallam resmi olmayan kayıtlara göre görevdeyken kayboldu efendim.
O sargento Hallam está, não oficialmente, listado como desaparecido em combate. Sir.
- Hallam nasıl biri? - Sıradışı.
E acerca do Hallam?
Hallam çok iyi bir savaşçı.
Em muitos sentidos o Hallam é um belíssimo guerreiro.
Hallam'ın eğitimi öyle derine işledi ki, kişiliğinin bir parçası oldu. Bunu tersine çevirmek imkansız.
O stress afectou-lhe de tal maneira o equilíbrio sentimental e a sua personalidade... de uma maneira irreversível.
Dışarıdaki hayat söz konusu olduğunda Aaron Hallam diye biri yok.
Para o mundo inteiro, Sir... Aaron Hallam não existe.
Neden burada olduğunu biliyor musun Hallam?
Sabes porque estás aqui Aaron.
- Hallam serbest.
O Hallem fugiu.
Aaron Hallam'ı arıyoruz.
Estamos à procura de um homem chamado Aaron Hallam.
- Odamdan çık, Hallam.
Sai do meu quarto, Hallam.
- Hallam!
- Hallam!
Hallam!
Hallam!
Hallam, yemek hazır.
Hallam, o almoço está pronto.
Hallam'la ben ilgilenirim.
Eu trato do Hallam.
O ne, Hallam?
O que foi, Hallam?
- Hallam?
- Hallam?
Hallam, gerçekten gitmelisin.
Hallam, tu realmente precisas seguir em frente.
O bir çekiç, Hallam.
É um martelo, Hallam.
O ölmek istedi, Hallam.
Ela queria morrer, Hallam.
Yuvadan uçma vakti geldi, Hallam ve sen de biliyorsun bunu.
É altura de saíres do ninho, Hallam, e acho que sabes disso.
Evet, Hallam, eğer hevesini devam ettirirsen.
Sim, Hallam, se conseguires manter o teu entusiasmo.
Hallam sırlarını anlatıyordu.
O Hallam tem estado a contar-me todo o tipo de segredos.
- Seninle de.
- A ti também, Hallam.
Hallam, insan kaynaklarından Kate seni görmek istiyor.
Hallam, aquela pequena moça, Kate, dos recursos humanos, ela quer-te ver.
- Hallam Foe.
- Hallam Foe.
- Hallam, nasıl geldin buraya?
- Hallam, como entraste aqui?
Ben gerçek yaşayan bir insanım, Hallam.
Eu sou um verdadeiro, ser humano, Hallam.
Hallam.
Hallam.
Hallam, ailen burada.
Hallam, os teus pais estão aqui.
Hallam'ın bir arkadaşı.
Sou a Kate, uma amiga do Hallam.
- Hallam, baban sana bir şey söylemeye çalışıyor.
Hallam, o teu pai está a tentar dizer-te uma coisa.
- Hallam, lütfen!
- Hallam, por favor!
Hallam?
Hallam?
- Oh, seni severdi, Hallam.
- Ela amava-te, Hallam.
Onun hakkında ne biliyorsunuz?
Quanto sabe acerca do Sr. Hallam?
- Hallam'la ilişkin nedir?
Qual é o seu relacionamento com Hallam?
Hallam bizim.
O Hallam pertence-nos.
- Hallam!
- Hallam.