Hand translate Portuguese
247 parallel translation
Asları dörtlemenizi isterdim.
Mas preferia que tivesse sido "full hand".
Ne demek istiyorsunuz?
"Full Hand"? O que quer dizer?
Here l stand with head in hand
Aqui estou, cabeça entre as mãos
The government in the palm of my hand.
O governo na palma da minha mão.
# In my hand no price I bring
Presentes eu não trago
Adım, Mark Hand, yakalayıcıyım.
Sou Mark Hand, o Caçador.
Bn. Brice, ilk perdede "Second Hand Rose" u finalde de bu şarkıyı söyleyeceksiniz.
Miss Brice, cantará "Second Hand Rose" no primeiro acto e cantará este novo número no final.
- Beyaz El durumdan memnundur.
- White Hand deve gostar disso.
- Beyaz El'mi?
- White Hand ( Mão branca )?
Beyaz El ve adamları buralarda olabilir, Onun için dikkatli olun.
White Hand anda por aí, rapazes, à espera de vos atacar subitamente.
Mighty seni selamlar, White Hand.
Estou feliz por te ver, White Hand.
White Hand bu konularda gayet iyidir.
White Hand vai ter mais trabalho do que esperava.
Muhtemelen White Hand ile beraberler, Kalenin kontrolünü ele geçirmişlerdir.
Provavelmente aliou-se a White Hand e controlam o forte.
* İzin ver ben olayım yardım eli uzatan *
Let me b the one to lend a hand
* Elini tutup *
To take your hand if I'M...
* Emin değilken tutmak elini *
To take your hand if I'm not sure
* Tut elimi ve çek beni *
Take my hand and pull me down
"Bastonumu Ver Bana" dan mı bahsediyorsun?
Referes-te ao "Hand Me Down My Walking Cane"?
- Cross-in-Hand efendim.
- Cross-in-Hand, senhor.
- Burası Cross-in-Hand değil mi?
- Aqui é Cross-in-Hand, não é?
Diğer taraftan sava gemisi Sırpları tutuklamak zorundaydı.
Por outro lado, o couraçado tinham aprisionado aqueles Sérvios. On the other hand, the battleship
"Yardım eli"
"Helping Hand"!
"Helping Hand"!
"Helping Hand"!
"Helping Hand", Marlene telefonda.
"Mão amiga", fala a Marlene.
Efendim, "Helping Hand" bankasından geliyorum.
Sir, represento a firma "Helping Hand".
Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Adım Lionel Hand, FBl'in İnfaz Bülteni'nde çalışıyorum.
Desculpe incomodá-lo, chamo-me Lionel Hand, e escrevo para o "Boletim do fbi".
Bazı kesimlerce "reach hand" olarak anılır
Algo chamado "Ridge Hand".
Ne zaman ona yaklaşırsan ellerini kullan.
Quando ele se aproximar, usa o "Ridge Hand".
Dö hend diyorlar.
É chamada de "hand".
"De hand."
De "hand".
Dö hand, dö fingırs ve dö nayils.
"The hand", "the fingres", e "the nails".
İzninle, Alice, beni dinle, dö hand, dö fingırs... dö nayils, dö arm, di bilbov. Di elbov, madam.
Ouve-me, Alice : "the hand", "the fingres", "the nails" "the arm", "the bilbow".
Dö hend, dö fingers... dö meyils.
"The hand"... "the fingres", "the mails"...
dö hand, dö fingers... dö nayils, dö arm, dö gulugulugulugulu... dö nik, dö çin, dö fut, e lö kont.
"The hand", "the fingres"... "the nails", "the arm"... "the'bleblebow"', "the nick"...
Beverly By Hand.
Beverly By Hand.
# Elimi tut
# Take my hand
# Elimi tut, korkma.
# Take my hand, don't be afraid
MONROE : " A kiss on the hand May be quite continental
Um beijo na mão Pode ser muito continental
"Happy Helping Hand" evlatlık kurumuna bir ziyarette bulundum. Oradaki bazı bayanları parmağımda oynattım.
Eu fui até à agência de adopção de "Ajudar com Alegria" onde algumas senhoras de cabelo azul comeram na minha mão.
- Hiç lron Hand'le uçtun mu?
- Já voou à Mão-de-Ferro?
- Daha önce hiç lron Hand yaptın mı?
- Já voou à Mão-de-Ferro?
Hem, lron Hand benim olayım.
Está a ver, à Mão-de-Ferro é comigo.
- Şunu bana uzatsana ( hand : üstünlük / uzatmak )
- Passa-me isso, sim?
Oh, that's all in hand, Sir Henry.
Está tudo a ser tratado, Senhor Henry.
Elinin dokunuşlarıyla
Though the touch of your hand
If you want him to stop, give me a hand.
Mas se quer que ele pare, ajude-me com isto.
- Cool Hand Luke'un laflari.
- Eu citava o Cool Hand Luke.
Bilmemeli miydik, Bay EI?
Não devíamos saber, Sr. Hand?
Tek seçeneğimiz, Bay EI'in sunacağı şey.
O que Sr. Hand propõe é a nossa única opção.
Hiçbir şey bilmiyor Bay EI.
Ela não sabe nada, Sr. Hand.
El, dö hend ;
A mão, de "hand" ;