English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Hanover

Hanover translate Portuguese

227 parallel translation
Kızım, St. Georges meydanına halı çoktan serildi.
Os tapetes já estão postos em St George's, Hanover Square.
Gelecek hafta bu vakitler Hanover Meydanı'nda hafif bronzlaşmış bir şekilde ona sunulacağım.
Para a semana, por esta altura, eu já serei uma oferta bronzeada num altar em Hanover Square.
Michigan Tugayı niye Hanover'de?
Que faz a Brigada Michigan em Hanover?
Derhal Hanover'e gidip Michigan Süvari Tugayının kumandasına geçin.
Proceda para Hanover e assuma o comando da Brigada Michigan.
Stuart Hanover'e saldırdı
Stuart ataca Hanover
Hanover mi?
Hanover?
Stuart Hanover'de.
Stuart apanhado em Hanover.
- Hanover'de Stuart'a saldırıyor!
- Está a atacar o Stuart em Hanover!
" 7. 6. ve 5. Michigan Süvari hücumları Hanover'de püskürtülmüştür.
" Ataques consecutivos do 7º, 6º, e 5º de Cavalaria Michigan...
Peşinizden geldim, Batı'da biraz eğleneyim dedim.
Cavalguei atrás de si em Hanover e pensei em ver acção no Oeste.
Ve onun baş oyuncusu unutulmaya yüz tutan aktör Charles Hanover Gresham.
E tem como protagonista um actor em declínio chamado Charles Gresham.
Sesini aç!
O bombardeio sobre a zona Hanover-Breusbeck... está no ponto mais crítico!
St. George kilisesi, Hanover Meydanı, saat 1 0.
St. George, Hanover Square, 10.00h.
Hanover Kraliyet Sarayında bile tekerlek vardır efendim.
Até a Casa Real de Hanover teve a roda ( wheel = poder do Reino Unido ), senhor. - Nunca vi nada assim.
Böylece Hanover'in denize çıkışı olacaktı.
Tais ducados garantiriam uma saída para o mar, de grande valor para Hanover.
Aslında Hanover Street'de 1 Saat'den fazla bekledim, ve seni izledim.
Estive mais de uma hora em Hanover Street, apenas a observar-te.
İddia makamı Hanover Fiste'i çağırıyor!
A acusação chama Hanover Fiste. Chamando Hanover Fiste!
- Ben Hanover Fiste.
Sou Hanover Fiste.
Hanover, sakin ol.
Ouve, Hanover! Vai com calma!
Tamam Hanover. İşte geliyor.
Muito bem, Hanover, devia-te isto.
Teşekkürler Hanover.
Obrigado, Hanover.
Hanover, hayatım.
Hanover, querida.
Lexington ve 40. caddenin kenarındaki Hannover Üreticileri diye tahmin ediyorum.
Julgo que pelo Manufacturers Hanover, na esquina da Lexington com a 40th Street.
- Hanover dört yıl önce, Julian Russell'ı bulduğunda- -
- Há 4 anos, Hanover descobriu J. Russell.
Julian Russell 1985'te girdiği dördüncü küçük işiydi.
Agora o J.R. é o 4º maior pequeno-negócio que o Hanover descobriu desde 1985.
Barney'den bir paket almam gerekiyor, Bay Hanover'ın...
Fiquei de ir buscar uma embalagem ao Barney para o Sr. Hanover.
Christian Hanover.
Sou Christian Hanover.
- Uh, sorun değil, Bay Hanover.
- Tudo bem, Sr. Hanover.
Bekle. Whoa, whoa, whoa. Christian Hanover'ın ofisiyle... temasa geçtimde ne demek oluyor?
Como assim, está em contacto com o escritório de Christian Hanover?
Adamın hotele gelmiş olması mümkün tabi ama Christian Hanover diye birini tanımıyorum ben.
É possível que tenha estado no hotel, mas não conheço nenhum Christian Hanover.
- Bay Hanover.
- Sr. Hanover.
- Hanover, Hangover değil.
- Hanover, não Hangover.
- Bay. Hanover?
- Sr. Hanover?
Seni bulup Hanover sokağına götürmemi istedi, seni orada bekliyor.
Pediu que eu a levasse à Rua Hanover, onde está esperando você.
Ayrıntılı bilgi için, Mullen'ın evinin önündeki Donna Hannover'a bağlanıyoruz.
Mais notícias com Donna Hanover, junto da casa Mullen, em N.l..
1223 Hanover Caddesi Georgetown
RUA HANOVER, Nº 1223 GEORGETOWN
" Hamelin kasabası ünlü Hanover şehrinin yanındaki Brunswick'tedir.
" Hamelin é uma cidade em Brunswick. Perto da famosa Hannover.
Bilirsin Hanover Böyle bir geminnin yarrdım çağırmak için yarım düzine seçeneği vardır
Hanover, um navio assim tem uma dúzia de modos diferentes de pedir auxílio.
Sakinleş, Hanover. Bu bir seyahat gemisi
calma, Hanover, isto é um cruzeiro.
Hanover, Kimse yok.
Não há cá ninguém.
Onları görmediniz mi?
- Hanover, escuta.
Hanover bu gemide birinin iletişimi keseceğini biliyordu
- O Hanover tinha um contacto a bordo. alguém para destruir todas a comunicações.
Rapor edilen bombardıman uçakları Hanover and Braunschweig civarında.
Os bombardeios se encontram na zona de Hanover e Braunschweig.
Michael Hanover, dokuz yıl önce silahlı soygun suçundan kaydı alınmış.
Michael Hanover, preso por assalto a mão armada há nove anos atrás.
Onu öldüreceğim!
Hanover- - Eu o mato!
- Birşey değil patron. Ve Hanover...
- Não foi nada, chefe.
- Evet?
- E, Hanover?
Son bilgileri ister misin?
- A repórter Donna Hanover... - Quer saber as últimas?
Lanet!
Porra, Hanover!
- Saçmalık
- Não é tanga, Sr. Hanover.
Hayır.Saçmalık değil Bay Hanover Gerçekten var
- Há algo neste navio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]