Hatake translate Portuguese
109 parallel translation
Dr. Hiroshi Hatake'yle tanıştırayım. Araştırma direktörü.
Este é o Dr. Hiroshi Hatake, diretor de investigação.
Bildiğim her şeyi Dr. Hitaki'den öğrendim.
O Dr. Hatake ensinou-me tudo o que sei.
- Dr. Hatake'ye soracaksınız.
Terá de perguntar ao Dr. Hatake.
- Tamam, hallediyorum.
- Muito bem. Jules, fala com o Hatake.
- Jules, Hatake ile konuş. Hastaların hangi konu üzerinde araştırma yaptığını öğren.
Descobre quais eram os projetos das vítimas.
PRC testindeki bu farelerin hayatta olması Hatake'nin haklı olduğunu kesin olarak doğruluyor.
Estes ratos vivos no teste PCR provam que o Hatake tem razão.
Dr. Hatake.
Dr. Hatake?
Hatake üsse sınırsız giriş izni sağladıysa neden onu karşımıza alıp maymun kılı bulduğumuzu söylemiyoruz?
Se o Hatake nos dá livre acesso à base, porque não lhe dizemos que encontrámos um macaco?
Hatake ve Hastalık Kontrol bizi terk etti.
O Hatake e o CCD abandonaram-nos.
Hatake'nin pek gönlü yok.
Não demovi o Hatake.
Hatake stratejik konumlara yenmeye hazır yiyecek paketleri yerleştirmişti.
O Hatake guardou comida em locais estratégicos.
Sonra Hatake'yi bulup ona üsteki herkesi yeniden test etmemiz gerektiğini söyle.
E diz ao Hatake que temos de voltar a implementar um protocolo de testes na base.
- Hatake'nin beni son çıkan araştırmalar için işe aldığını sanmıştım.
Pensava que o Hatake me tinha recrutado para fazer um trabalho inovador.
Hatake başka doktorlar için hayvan cesedi incelemeleri yaptırdı bana.
O Hatake pôs-me a fazer necropsias em animais para os outros cientistas.
Hayatım konusunda Hatake'nin ilgilendiği tek şey Julia'ydı.
O Hatake só estava interessado numa parte da minha vida. A Julia.
Hatake'den bir güvenlik ekibi göndermesini istedim. Aramaya çıkıyoruz.
Pedi ao Hatake para fazer uma busca com uma equipa de segurança.
Dr. Farragut, Dr. Hatake sizinle konuşmak istiyor.
Dr. Farragut? O Dr. Hatake quer falar consigo.
- Yararsa Hatake'nin bahanesi kalmayacak.
Nesse caso, o Hatake não terá mais desculpas.
Hatake'nin bu konuda bir itirazı varsa bana kendisi söyleyebilir.
Se o Hatake não gostar, pode falar comigo.
Hatake R katında kim bilir neler yapıyor.
O Hatake está no Piso R, a fazer sabe-se lá o quê.
Dr. Hatake, Jaye ile tanışın. Jaye, Hatake.
- Dr. Hatake, esta é a Jaye.
- Hatake biliyor muydu?
O Hatake sabia?
Hatake yaptırmıştır diye düşünmüştüm.
Deve ter sido o Hatake.
Dr. Hatake, benimle kal.
Dr. Hatake, mais um esforço.
Hatake anısını anlattığında yanımızda değildin.
Não ouviste o Hatake a contar essa história.
Dr. Hatake'yi korumaya çalışıyordum sadece.
Estava apenas a tentar proteger o Dr. Hatake.
Öldürücü bir virüs taşıyordu ve Dr. Hatake'nin üzerine yürüyordu.
Foi infectada com um vírus letal, vindo do Dr. Hatake.
Hatake'nin kokusu geliyor.
Cheira ao Hatake.
Eskiden bir albayım vardı.
Conheci um coronel igual ao Hatake.
Sizce Hatake bunları kasten mi yaptı?
Você acha que o Hatake está por detrás disto?
Hatake bunun kokusunu alırsa her şey yine maymunda olduğu gibi olur.
Se o Hatake ficar a saber disto, desaparecerá como o macaco.
Hatake'den farkın yok!
Não és melhor do que o Hatake!
Hiroshi Hatake'yi getir.
2. ENTREGAR HIROSHI HATAKE
Hatake'nin kaçış tüneli.
O túnel de emergência do Hatake.
Hücresel düzeydekini anlayabilirim ama Hatake bana 1501 yılında doğduğunu söyledi.
- Eu percebo a dimensão celular. Mas o Hatake disse-me que nasceu em 1501?
- Hatake'nin ofisindeler.
Estão no escritório do Hatake.
Hayır, Hatake bundan çok daha zeki.
Não, o Hatake é demasiado esperto para isso.
Hatake ve ben gidip virüsü ve tedaviyi getireceğiz.
O Hatake e eu vamos atrás e recuperamos o vírus e a cura.
- Yedi yaşına girdiğimde Hatake almıştı.
O Hatake deu-me uma, quando fiz sete anos. Cresceu aqui?
- Seyahat için bile mi? Hiç ayrılmadım çünkü Hatake'ye ve onun çalışmalarına inandım.
- Nunca me fui embora, porque acreditava no Hatake e no seu trabalho.
Annem gibi o da Hatake'yi hafife aldı.
Subestimou o Hatake, tal como a minha mãe.
Hatake'yi en başta neden odasına almış olabilir?
Porque é que deixou o Hatake entrar no quarto dela?
Hatake.
Hatake.
Hatake, kapakların sonuncusu da açıldı. Gazı bekliyoruz.
Hatake, abrimos a última conduta e estamos prontos para o gás.
- Dr. Hatake, beni duyuyor musun?
Dr. Hatake, está a ouvir?
Hatake.
Hatake?
Kardeşimin beyninde neredeyse hiç aktivite yok.
- Ele mal tem atividade cerebral, e não graças ao Hatake!
Dr. Hatake ve ben, seninle aynı şeyi istiyoruz.
- O Dr. Hatake e eu queremos aquilo que tu queres.
- Hatake'yi tanımıyorsunuz.
Não conhece o Hatake.
- Hatake.
O Hatake.
Aynı Hatake gibi aşırı kuralcıydı.
Um verdadeiro defensor.