Haus translate Portuguese
28 parallel translation
Cheese Haus'ta yemeğe götürdü.
Levou-me a almoçar à Cheese Haus.
Sonra hafif bir öğle yemeği yerdik, muhtemelen Cheese Haus'ta. Sonra da golf oynardık.
E depois almoçávamos, provavelmente no Cheese Haus, e íamos jogar golfe.
Peki o olduğunu nereden biliyorsun? Bej bir Mercury Sable'le gelip beni 7'de kafeden alacağını söyledi.
Ele disse que trazia um Mercury Sable bege e que me ia buscar ao "Coffee Haus", às 19h00.
Stevens, Haus ve Gold.
Stevens, Haus e Gold.
Andre Haus, garantör.
André Haus, avalista.
Ve Berlin'de.
- Ao Konzert Haus. - Vienna?
Das haus die Frau... [Almanca ] [ Kadının evi]
Das haus die Frau...
Cole Haus'un yeni yüzü olacağım.
Eu posso ser o mais novo rosto da Cole Hau.
Alex... das ist noch das haus.
Alex... "das ist noch das haus..."
- Spor Evi'nde güvenlikteyim.
Segurança na Sport Haus.
Spor Merkezi'ndeyim. Soygun var.
Estou na Sport Haus e há um assalto em curso.
Spor Merkezi'nden biri daha arayıp soygun ihbarı yaptı.
Alguém ligou a dar parte de um roubo na Sport Haus.
Spor Merkezi'nin sahibi ve birkaç kişi aday olmamı söyledi. Bu sabah kararımı verdim.
O dono da Sport Haus e amigos dele disseram para fazer isso e entreguei a minha candidatura esta manhã.
Günaydın Hollis.
Oh, bom dia Haus.
Çık dışarı!
" haus, haus.
Her sabah Rube'la Der Waffle House restoranında buluşur kimin nerede ve ne zaman öleceğini yazan listeden isimleri not kağıdına yazıp bize verirdi.
Todas as manhãs encontramos Rube num restaurante de nome Der Waffle Haus onde ele revê a lista de quem tem de morrer, quando e onde escrevendo num post-it passando de seguida a todos os ceifadores.
Bugün kader, mutlu ölüm meleği takımımızın Der Waffle Haus'u geride bırakmasını söylüyordu.
E hoje, o destino programou todos os ceifadores de Mary Grim para sair a partir de Der Waffle Haus.
Elveda, Der Waffle Haus.
Adeus, meu caro Waffle Haus.
Eğer Rube hâlâ buralarda olsaydı sabah kesin Waffle Haus'da olması gerekirdi.
Se o Rube ainda cá estivesse ele teria aparecido na Waffle Haus esta manhã.
Jam House.
A Jam Haus.
"Haus of Gaga" adında bir şeyi var ki bunlar stili, sahne dekoru ve müziği alanlarında beraber çalıştığı bir sürü sanatçı ve tasarımcı.
Ela tem a "House of Gaga", uma colectânea de artistas e designers que colaboraram no estilo, no palco, na música...
Nach haus!
Nach haus!
Her simitçiyi, her tatlıcıyı, her birahaneyi ve özellikle Augenzburg'den Zilchbrock'a kadar bütün büyük otelleri araştıracağız.
Vamos passar a pente fino cada Pretzel-Haus, casa de Waffels, Biergarten e, em especial, cada grand hotel de Äugenzburg a Zilchbrück.
Sonra da çıkıp kahve alırdık, genelde E-Street Coffe Haus'tan.
Depois saíamos para beber café, habitualmente no café E-Street Coffee Haus.
Burada Das Stein Haus denen bir meyhane var.
- Há uma coisa... Havia um taverna chamada "Das Stein Haus" aqui.
HARNACK HAUS KAYZER WİLHELM TOPLULUĞU
CASA DE HARNACK SOCIEDADE DE KAISER GUILHERME " O meu amigo Haber tinha uma curiosidade interminável
"mein Haus ist ihr Haus."
"mein Haus ist ihr Haus".
Stuttgart Devlet Operası
Teatro de Ópera de Stuttgart Grobes Haus