English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Havaalanında

Havaalanında translate Portuguese

1,422 parallel translation
Havaalanında, İkisini de almışsın.
No aeroporto levaste os dois.
Havaalanında buluşalım.
Encontramo-nos no aeródromo.
Havaalanında gece vardiyasında çalışıyormuş.
Ele estava a trabalhar no turno da noite no aeroporto internacional de Miami.
Limbo takımı bu yüzden havaalanında tutuklandı.
Daí a equipa de limbo ter sido detida no aeroporto.
- Havaalanında.
- No aeroporto.
! Neden havaalanında karşılama yapıyorsunuz?
Porque é que estás a acolher pés-rapados como nós no aeroporto?
Yarın havaalanında görüşürüz.
Encontramo-nos amanhã no aeroporto.
Taksi, 15 dakika içine havaalanında olmam gerek.
Preciso chegar ao aeroporto GFK em 15 minutos.
Tamam. Onu havaalanında bıraktım.
Tudo bem, eu deixei-a no aeroporto.
Akıllı insanlar bile havaalanında yanlış valiz alıyor... onların olmayan arabaya biniyor...
Pessoas inteligentes apanham a mala errada no aeroporto... o autocarro errado.
3 gün önce havaalanında bir gümrük görevlisi öldürülmüş.
Um controlador alfandegário foi morto, há três dias, no aeroporto. Marie!
Bunu postanede, havaalanında yap.
Nos correios, no aeroporto.
- Ajan Cloud havaalanında olduğunu söyledi, efendim
Sim Senhor, o agente Cloud encontrou-a. Ela está no aeroporto.
Havaalanında da bazı değişiklikler yapabiliyorum sanırım.
Parece que tenho um pouco de influência sobre este aeroporto agora.
Havaalanında neler bırakıyorlar, şaşırırdın. Gel.
É espantoso o que as pessoas esquecem nos aeroportos.
Hiç, sanki bir havaalanında yaşıyormuş gibi hissettiğin oldu mu?
Já alguma vez sentiu que quase está a viver num aeroporto?
- Havaalanında mı yaşıyorsun?
- Vive no aeroporto? - Sim.
- Hayır. Havaalanında tanıştık.
- Não, conhecemo-nos no aeroporto.
Dwight, Owen, eğer Joe batarsa havaalanında çalışır mısın?
Dwight, Owen, o que fazem se o Joe's for abaixo? Trabalhar no aeroporto?
- Bir daha havaalanında çalışmam.
- Não vou trabalhar para o aeroporto outra vez?
- Havaalanındaki bir kaza hakkında Vaughan'ın ifadesini alıyorlar.
Estão a interrogar o Vaughan acerca de um acidente no aeroporto.
Bir saat boyunca havaalanında olacağım, bir şeyler okuyup keşke bana bir şarkısını söyleseydi diyeceğim.
Ficarei uma hora sentado no aeroporto a ler o jornal, desejando que tivesses tocado uma das tuas canções.
Vallahi havaalanında sorguya çekildim.
Juro que me atrasaram no aeroporto.
Annem havaalanında olacak mı?
A mãe vai esperar-me ao aeroporto?
- Van Nuys havaalanında özel birjetim var.
- Tenho um avião privado em Van Nuys.
Sark'ın uçağı bir saat sonra Dover Havaalanında olur.
Daqui a uma hora, o transporte do Sark chegará ao Aeródromo de Dover.
Havaalanında eve dönüş bileti alıyordum ve Cylonlar hakkında bir şeyler duydum.
Estava no aeroporto a comprar o bilhete para casa e a ouvir algo sobre os Cylon...
Karakolda ne derler bilirsin. Bir arabanın çalınması için en hızlı yöntem, kilitlemeden havaalanında bırakmaktır.
Sabes o que dizem na polícia, a maneira mais rápida para um carro ser roubado é deixá-lo no aeroporto aberto.
- Havaalanında buluşuruz.
- Vai ter connosco ao aeroporto.
Hiç havaalanında birini kovalamadın mı daha önce?
Nunca perseguiste alguém no aeroporto?
- Evet. - Eğer doğru... ... havaalanında olsaydık onu yakalayacakmışız.
- Teríamos chegado a tempo se estivéssemos no aeroporto certo.
Evet, onu havaalanında buldum, Turks ve Caicos'tan dönmüştü.
Pois. Acabei de a trazer do aeroporto. - Chegada de Turks e Caicos.
Sana bunu hiç söylemedim, ama ayrılmadan önce... havaalanında beni öptü.
Nunca te disse isto, mas antes de partir, ela beijou-me no aeroporto.
Sanki daha dün havaalanında öpüp vedalaşmış gibiyim.
Parece que foi ontem que lhe dei um beijo de despedida no aeroporto.
Sonra havaalanında beni öptü.
E depois ela beija-me no aeroporto.
Daha fazla burnumu soktuktan sonra, Bay Marks'ın oğlunun küçük bir havaalanında hava trafik denetçisi olduğunu öğrendim.
Após me envolver mais, descobri que o filho do Sr. Mark era um controlador do tráfego aéreo num pequeno aeroporto privado.
Yarın öğlen havaalanında olmalıyım.
Vou ter que estar no aeroporto amanhã ao meio dia.
- Havaalanında gene bir olay olmuş.
- Ouve outro incidente no aeroporto.
Evet, havaalanında.
- No aeroporto.
Sana Bağdat Havaalanında kar küresi aldım.
Trouxe-te um globo de neve do aeroporto de Bagdad.
Global Endeavours için orada gizli harekat uzmanı olarak görevliydi. Manchurian Global'a çalışan sivil bir taşeron da bu sabah federal ajanlar tarafından Chicago O'Hare Havaalanı'nda gözaltına alındı.
Um outro civil contratado pela Manchurian Global foi detido pelo FBI, esta madrugada, no aeroporto O'Hare, em Chicago.
- Havaalanı servisi alanında tüm gece açık bir araba yıkama yeri var.
Existe um serviço de lavagem automóvel ao lado da area de serviço do aeroporto.
Beni tam zamanında yakaladın. Havaalanına gidiyordum.
Apanhou-me, quando ia a caminho do aeroporto.
Havaalanında 5 yıldızlı bir otele gittiğimi söylediler.
No Aeroporto eles disseram-me que vou para um hotel de 5 estrelas.
Cylonlar havaalanına saldırdığında bayıldığımı söylediler.
Disseram-me que fiquei inconsciente quando os Cylon atacaram o aeroporto e que alguém pegou em mim,
Yani havaalanı yakınlarında, öyle değil mi?
Yeah.
Havaalanı güvenliği ve ben park yerinde Jerald Brown'ın arabasını ararken, Willie Chancey'nin arabasında bir şey bulduk.
Os seguranças do aeroporto e eu estivemos no parque de estacionamento à procura do carro de Jerald Brown. Mas, em vez disso encontrámos algo no carro de Willie Chancey.
Seni aradı ha? Evet. Havaalanına giderken, yaklaşık... sabahın altısında, teşekkürler!
Sim, a caminho do aeroporto, eram tipo 6 : 00 da manhã, obrigada.
Ramada Havaalanı'nda, kocamla korunmadan seks yaparken... iyileşme süreciniz nasıl gidiyordu?
Como ia essa recuperação quando teve relações desprotegidas... com o meu marido no hotel Ramada do aeroporto?
Aslında, havaalanına doğru gidiyordum ve onu göremezsem...
Vou para o aeroporto. Se não vir a Bridget... Está na escola.
Bence işçi kesiminin yoğunlukta olduğu eyaletlerdeki insanları savunmaya çalışıyordu. ... 1942 yılında A.B.D. ilk olarak Guadalcanal kıyısına saldırdı. Daha sonra Henderson Field adı verilen Moga Point'de nerdeyse tam teşekküllü bir havaalanı kurdu.
Estava a defender os estados indecisos 1942, a 1ª Divisão da Marinha desembarcou em Guadalcanal, cercando o quase terminado aeródromo em Lunga Point, que foi baptizado como Henderson Field, e uma ancoragem no vizinho Tulagi, que ficaria conhecido como Iron Bottom Sound,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]