Hep söylerim translate Portuguese
171 parallel translation
Hep söylerim, dört kişi kalabalık demektir.
Digo sempre que quatro são uma multidão.
Hep söylerim, eğer birini alt edemiyorsan, yanında yer al.
Se não os podes vencer, Junta-te a eles.
Bunu hep söylerim.
Digo-te isso como o disse a eles.
Ben hep söylerim.
Eu digo-o sempre.
Ne ekersen onu biçersin, hep söylerim.
Não te metas no que não consegues aguentar, é o que eu digo.
Ben hep söylerim, en iyi savaşan ordu, koşan ordudur.
Como digo, um exército em luta é um exército em fuga.
Bazı arkadaşlara hep söylerim... gazetecilik dersi veren birinin mizah anlayışı olmalı.
É como dizia a alguns dos rapazes : Quem ensina jornalismo tem de ter sentido de humor.
Hep söylerim, becerikliysen ve bunu biliyorsan, saçmalıklarla zaman harcamanın anlamı ne, değil mi?
Eu acho que se somos bons e o sabemos, para quê desperdiçar tempo com rodeios? Certo?
Ben de şunu hep söylerim, kendini beğenmek ömür boyu süren bir aşktır. Ve sunu görüyorum ki, sen ve sen birlikte çok mutlu olacaksınız.
Eu digo que amares-te a ti próprio é o início de um romance para a vida e que, depois de te observar, sei que tu e tu serão felizes juntos.
Hep söylerim, şapka asmak için en iyi yer bir şapka askısıdır.
Sempre digo que lugar de pendurar chapeu e em um porta-chapeus.
Zevkler ve renkler tartışılmaz, hep söylerim.
Eu costumo dizer que os gostos não se discutem.
Hep söylerim.
Eu sempre o disse.
Hep söylerim :
Sabes o que digo?
Cesur olduğunu hep söylerim Louis.
Sempre disse que eras corajosa, Louise.
Pekala, bayım. Güvende olmanız üzülmenizden iyidir. Bunu hep söylerim.
Tudo bem, é melhor prevenir do que remediar.
Hep söylerim, kadınlar yemeklere benzer... Diğer bazı şeylere benzedikleri gibi.
Eu acho que uma mulher que tem prazer em comer... também tem prazer noutras coisas.
Hep söylerim ama- -
Digo-lhes sempre...
Domuzdan önce yavruladıkları inci değildir, hep söylerim... ve bu o saygısız domuzuda kapsar!
Não se pode atirar pérolas a porcos, eu sempre disse... e isso inclui porquinhos atrevidos!
Eminim umduğun gibi degil ama dualarımda hep söylerim, Sadece gözet.
Espero bem que não, mas eu irei estar a rezar por ti, só para o caso.
Sana hep söylerim, beni istediğin zaman terk edebileceğini.
Sempre disse que me deixarias.
Kadınlara hep söylerim. "Tek başınıza da fakir olabilirsiniz. Yardıma ihtiyacınız yok."
Eu costumo dizer-lhes, "podem ser pobres sozinhas, não precisam de ajuda".
Hep söylerim : "Bırak kalsın."
É o que eu sempre digo : "é melhor acabar."
Ona hep söylerim, azsa eklersin, ama çıkarıp atamazsın.
Estou sempre a dizer-lhe que se pode pôr mais, não se pode é tirar.
"Sakla samanı, gelir zamanı." Bunu hep söylerim.
"Quem espera, sempre alcança". Eu sempre digo isto.
En başarılı erkeklerin her zaman en iyiler olduğunu hep söylerim.
Digo sempre que os homens de mais sucesso são os mais simpáticos.
Bunu hep söylerim, sizlere hep hayran olmuşumdur.
Eu sempre..., e digo isso para todos, sempre vos admirei.
İzin ver. Bunu ben hep söylerim.
É o que eu tenho dito o tempo todo.
Lloyd'a hep söylerim, ona olan güvenimi sarsacak olursa... ben de onu en zayıf yerinden vururum.
Sempre disse ao Lloyd que se me traísse, podia esperar o mesmo de mim.
Hep söylerim, kimse aç karnına yemek yememeli.
Nunca se deve comer de estômago vazio.
Oraya bir tuzak kurmamız gerektiğini hep söylerim.
Sempre te disse que devíamos ter um alçapão ali.
Hep söylerim, başaramazsan, hile yap!
É como eu digo : se não queres que a coisa fique feiota... faz batota!
Size hep söylerim,... 24. yüzyıl teknolojisine çok fazla güveniyorsunuz diye, Kaptan.
Parece que estamos dependendo demais da tecnologia do século 24, Capitã.
Bunu hep ben söylerim, değil mi?
Eu sempre disse isso, não é?
Sana hep doğruyu söylerim.
Conto-lhe sempre tudo.
Senin bir uyuşturucu bağımlısı olduğunu... -... hep hayaller gördüğünü söylerim.
Digo-lhes que és toxicodependente e que vês coisas.
Geceleri hep kalkar ve şunu söylerim :
Costumo acordar a meio da noite e dizer :
Yüzbaşıya hep astsubay danslarının en iyisi olduğunu söylerim.
Eu estou sempre a dizer ao Capitão... que o baile dos Oficiais subalternos é o melhor baile.
Yürüyebildiğini, hep yürüdüğünü herkese söylerim.
Digo a toda a gente que já podes andar, que sempre pudeste.
Hep yanlış şeyler söylerim. Özür dilerim.
- Eu sempre digo a coisa errada.
Bu gibi durumlarda hep bunun ailelerin hatası olduğunu söylerim.
- Os pais têm culpa nesses casos.
Her şeyin bir karşıIığı vardır, ben hep bunu söylerim. Selam, Bay Perks, ne demek istediniz?
Bem, encontrei estas revistas, vê, na sala de espera.
Sana hep bir yedek lastik bulundurmanı söylerim. Ama sen çok geri kafalısın.
Sempre te disse que tivesse um estepe, mas você é um estepe.
Ben de hep yalan söylerim.
Eu também minto sempre.
Ben hep doğruyu söylerim.
Eu digo sempre a verdade.
İnsanlara hep umutlu olmalarını ve en kötüsüne hazırlanmalarını söylerim.
Eu diga às pessoas que esperem o melhor e preparem-se para o pior.
Dot'a hep kilo vermesini söylerim ama beni dinlemek istemiyor.
E disse à Dot que perdesse peso, mas ela não liga.
Hep bana göre çok akıllı olduğunu söylerim, Odo.
Sempre disse que era demasiado inteligente para mim, Odo.
Sana hep doğru söylerim Remo.
Digo-lhe sempre a verdade, Remo.
Hep yalan söylerim.
Minto a toda a gente.
- Bunu ona söylerim. Hep senin ondan nefret ettiğini söylüyor.
Hei-de repetir-lhe isso, acha sempre que não gosta dela.
O da hep "Bulunca söylerim." der.
"Alguma notícia boa?" E ele responde : "Quando encontrar uma, digo-te."