Hipnoz translate Portuguese
442 parallel translation
Hipnoz ya da belkide çok daha basit bir şey. - Bununla ilgili ne yapacaksınız?
É hipnose, ou talvez algo mais elementar.
Hipnoz seansları hep beni yormuştur. Hastalarımdan bazısı da bunu çok yorucu bulur.
A hipnose cansa-me sempre e alguns pacientes meus também a acham exaustiva.
Hipnoz konusuyla ilgilenmeye başladığını biliyordum ama ne zamandan beri, insanların beynini okur oldun?
Eu sabia que tinha estudado hipnose, mas não sabia que lia pensamentos.
Ve yine Bayan Lucy Pryor'un kocasının bıçaklanması sırasında hipnoz durumunda olmadığını kanıtlayacağım.
E que a senhora Lucy Pryor não estava em estado de hipnose quando esfaqueou o seu marido.
Bu doğru değil, hipnoz altındaydı.
Isso não é verdade, ela estava sob hipnose.
Bu bayan hipnoz altındaydı.
Esta senhora estava sob hipnose.
Bu bayanın derin hipnoz altında olduğunu size bırakıyorum.
Eu alego que esta senhora está sob profunda hipnose.
Sizi uyandıramadığıma göre, sizi sadece şu hipnoz sonrası telkinle başbaşa bırakabilirim
Já que não vos posso acordar, só vos posso deixar com esta sugestão pós-hipnótica.
Sonra Mayo kardeşler, iğneler, hipnoz, mineral banyoları.
Depois fui à Clínica Mayo, injecções, hipnose, banhos termais.
Eminim hepiniz, hipnoz altındaki hiç kimseye ahlaki değerlerine aykırı bir şey yaptırılamayacağı şeklindeki kocakarı masalını duymuşsunuzdur.
Decerto que já ouviram todos a velha lengalenga de que nenhum indivíduo hipnotizado pode ser forçado a fazer aquilo que a sua natureza moral repudia, o que quer que isso seja.
"Hipnoz Yoluyla Anti Sosyal ve Kendini Yaralayıcı Davranışlar Üretme Deneyleri" Ya da Wells'in 1941 tarihli çalışması,.. ... adı galiba, "Hipnoz Yoluyla Suç Meydana Getirme Deneyleri".
"Experiências em Produção Hipnótica de Comportamentos Anti-Sociais e Auto-Lesivos", ou o artigo de Wells, 1941, intitulado, creio, "Experiências em Produção Hipnótica de Crimes".
Eminim ki derin bir hipnoz telkininin etkisi altında.
Penso que ela está sob a influência de uma sugestão pós-hipnótica.
Bilinç altına yapılan bir hipnoz ile karşı karşıyayız hem de muhtemel eşyalar ve ilaçlar kızı programlamak için kullanılmış.
Estamos a lifar com uma mente sob influência hipnótica, e também com os possíveis efeitos de qualquer que seja a druga utilizada para a programar.
- Hipnoz değil bu.
- Não é hipnose.
Hipnoz mu?
Hipnose?
Bir tür kendi kendine hipnoz.
Uma forma de hipnose por auto-indução. - Está consciente?
Şok edici hipnoz bir barış silahıdır.
Hipnose traumática é uma arma de paz.
Hipnoz sonrası telkini ile başlayacağım. Preston iyi bir denekse geriye dönüş gerçekleşecek.
Começarei com sugestão pós-hipnótica... e depois, caso seja um bom paciente, a regressão.
Bunu hipnoz sonrası telkin yüzünden yapıyorsunuz.
Está fazendo isso por sugestão pós-hipnótica.
Doktor, sizce... Hipnoz yoluyla insan bir şeyden vazgeçirilebilir mi?
Doutor,... acha que pode hipnotizar alguém para que deixe de fazer alguma coisa...
Şimdi, hipnoz ettiğim Bayan Tillie Wong'u hipnozdan çıkaracağım.
Tirarei agora a minha parceira, Menina Tilly Wong, do estado de hipnose.
Senkronize hipnoz hakkında henüz çok şey bilmiyoruz.
Ainda não sabemos assim tanto sobre hipnotismo sincronizado.
Bu hipnoz altındaki biri olmakla aynı şey.
É a mesma coisa quando se está em hipnose.
26 ay sonra, hipnoz altında,... bir UFO'nun yere indiğini ve bir ekibin belirdiğini bildirirler.
26 meses mais tarde, sob hipnose, relataram que um OVNI tinha aterrado, e que a tripulação lhes apareceu.
Hipnoz ışınları mı?
Raios hipnóticos? !
Leopold ve Maxwell birbirlerine dayanamıyorlar. Seni de hemen bir hipnoz uzmanına götürmeliyim.
O Leopold e o Maxwell odeiam-se e vou ter de te levar a um hipnotizador.
Kuzeni kameraman Paul Deghuee... ile birlikte çalışan doktor, tedavinin... Zelig'in hipnoz halindeki görüntülerini de içeren... bazı önemli anlarını kaydetmeyi başardı.
A trabalhar com o seu primo, Paul Deghuee... ela filmou os procedimentos... incluindo cenas raras... de Zelig hipnotizado.
- Evet, 2x4 olur. - Hipnoz etmeyi denediniz mi hiç?
- Já tentaram a hipnose?
Tek yapmamız gereken onu hipnoz etmekken harcadığımız onca sodyum pentotalı düşünsene.
E pensar em tanto barbitúrico que gastámos, quando bastava hipnotizá-lo.
Sanırım plânın bu kısmında ben hipnoz edilsem iyi olurdu.
- Acho que também quero estar hipnotizado nessa parte.
Hipnoz kelimesini söyledin.
Disseste a palavra.
B.A'i hipnoz edip korkularından sıyrılmasını sağlayabilir.
E aposto que poderia pôr o BA em transe e tirar-lhe esse medo.
Hipnoz!
- Hipnose! ?
Beni hipnoz ettiniz değil mi?
Hipnotizaste-me, não foi?
Hipnoz güvenilir bir yöntemdir. Başarısız olmaz.
A hipnose é um método seguro, não falha.
- Hipnoz.
Como fazemos?
Hipnoz öncesinde hastayı kontrol altına almak için tavsiye edilir.
Recomendado para a pré-hipnose e tratamento do paciente.
Tik tak sesi ile insanları hipnoz ettiklerini biliyor musun?
Sabes que costumavam hipnotizar as pessoas com o som dos ponteiros?
Hayır gerçek değil.Bu daha çok hipnoz eylemi gibi.
Não, acho que não. É mais tipo hipnotismo em massa.
Onu üzerine çalıştıkça, deneyler yaptıkça, Çocuğu... onun gerçekten hipnoz yapılabileceğine, ikna etmekten çok bir şey yapmam mümkün değil.
Quando trabalho com ela, quando tento trabalhar com ela, ela é impossível... mais me convenço ela é mesmo capaz de induzir hipnotismo em massa.
Küçük bir hipnoz gösterisi.
Uma pequena demonstração de hipnotismo em massa.
Hipnoz sonrasında oluşan bir görüntü.
Uma sugestão pós-hipnótica.
Buna hipnoz demek atom bombasına havai fişekle kıyaslamak gibi.
Chamar isso de hipnose é comparar a bomba H a um fogo-de-artifício.
Terapiler ve hipnoz sayesinde...
Depois, com terapia, hipnotismo... E agora vem com essa merda!
Kendine derinlere daha derinlere giderek hipnoz olma telkininde bulun. İşte böyle.
Está a ir, pouco a pouco, caindo... num estado de hipnose.
'Giderek daha derine iniyorum, hipnoz durumuna.'
"Vou caindo pouco a pouco num estado de hipnose".
- Laf açılmışken Bay Church, hipnoz bizi, geçmişimize ve geçmiş hayatlarımıza götürebilir.
- Às vezes, Sr. Church... a hipnose pode fazer com que voltemos a vidas passadas.
Hipnoz terapisi kullanacaktım. Anılarını bulabilirdim. Onu geçmişe götürecektim.
Vou usar hipnoterapia para investigar-Ihe a memória através de regressão.
Adam onu tedavi etmek için hipnoz kullandı.
Esse homem utilizou a hipnose para o tratar.
- Ben hipnoz'u deneyceğim.
- Talvez tente a hipnose.
Psikologlar, katillerin hipnoz etkisi altında bu şekilde davrandıklarını öne sürerken, bazı kişiler de, onların uzaydan gelmiş olabileceklerini bile iddia etti.
Não sabemos com que tipo de assassinos estamos a lidar.