Hm translate Portuguese
981 parallel translation
Şu anlama, "Hm!"
Simplesmente...
- Hm?
- Diz?
Bunu 4 ay önce düşünmemenize çok yazık.
Hm. Pena não ter sentido isso há quatro meses atrás.
- Mm-hm.Sadece vuracaklarında.
- Mm-hm. Só para atirar neles.
Mm-hm.
Eu vejo.
Mm-hm. Sevmeli, onu ben büyüttüm.
Ela gosta, eu a criei.
Çiçeklerden çok şey öğrenebilirmişsin.
Pode-se aprender muitas coisas com as flores. Hm!
Bay Madden? Mm-hm.
Sr. Madden?
Hm. Şeriflikten para kazanmıyor mu?
Ele não é pago para ser xerife?
Küçük oğlu olan güzel kadın değil mi? Garip insanlardan bahsederken bir kere isminiz geçmişti. Mm-hm.
É aquela senhora bonita que tem um rapazinho, não é?
Evet? Hm. Ha!
Sim, hmm?
Buraya Tony ile evlenmek için geldim... -... çünkü bir yuva istiyorum. - Mm-hm.
Vim aqui para me casar com o Tony... porque quero um lar.
Bir daha gitmem.
Não voltar nunca para lá. - Hm.
- Mm - hm. - Onun adı nedir?
- Como se chama?
- Mm - hm. Söylemeliyim ki, New York City'de Güzel kadınların,
Nova Iorque, tenho que dizer, tem algumas mulheres bonitas.
Ben böyle bir yerde yaşayacak tipte bir adam mıyım? Hm?
Sou o tipo de homem para viver num lugar assim?
- Tümüyle değil. - Hm?
Ainda não.
Mm-hm.
Não acha que devíamos lavar os pratos... e ir para a cama? Bem!
Oturun, evlatlarım.
Hm... Sentem-se, meus jovens.
- Evet.
- Mm-hm.
- Hı-hmm.
- Mm-hm.
Daha güçlü olmalısın hayatım. Hm?
Coloque grades mais fortes, certo?
- Hm? Bir mesaj getirdi.
Agora conseguiu.
- Ne?
- Hm?
- Pecos hep böyle sıcak mıdır? - Hm?
Está sempre tanto calor no Pecos?
Hadi bakalım, seni temizlememiz lazım.
Já está. Ficaste bem limpo, hm?
İşi bitmiş bir binbaşıya göre gayet iyi bir işin var, değil mi? Hm. Taylor'ın yerine sana yeni birini getirdim.
Tem um excelente trabalho para um major ultrapassado, não é verdade? Trouxe-lhe um substituto para o Taylor.
Sanırım zamana ayak uydurmam lazım. Hm?
Temos que acompanhar as novas tendências, suponho...
Oldukça basit. Ben dosyayı istemiyorum, Sadece mikrofilmini istiyorum. Hm?
É muito simples - não quero o relatório, apenas desejo microfilmá-lo, sim?
- Onun için S1 güvenliği devam etsin. - Mm-hm.
- Mantenha-o sob vigilância S1.
- Aklıma gelmişken. - Hm? ... Amerikalılar Palmer'ı takip ediyorlar.
- Incidentalmente os americanos vigiam o Palmer.
- Mm-hm.
- Como está?
- Mm-hm.
- Mm-hm.
- Affedersiniz, Generalim. - Hm?
Com licença, general...
HM GÜMRÜĞÜ
ALFÂNDEGA
Bugün nasılsın? Hm?
Como estás hoje?
- Konsantre mi oluyorsun? - Mm-hm.
Está-se a concentrar?
Hm... söylemek zor.
Hm... é dificil de dizer.
Hm, imkansız!
Impossível.
Hm...
É curioso.
Hm?
- Hum?
Hm?
Serve?
Hm.
Eu já.
- Mm - hm.
Bem!
- Hm?
Na mesa.
Mm - hm.
Cigarro?
Mm - hm.
Não estou a tentar dizer o que deves fazer.
Mm-hm.
Mmm.
Yine geldik işte, ücretsiz hemde.
Ah, mm-hm. Já está.
Kötü sayılmaz, değil mi?
Nada mal, hm?
İşte!
A Fancy nunca pensou nisso, hm?