Hobo translate Portuguese
48 parallel translation
- Gidin Hobo ile oynayın.
- Väo brincar com o Hobo.
Hobo hakkında konuşabilirdik.
Podíamos falar do Hobo.
Unutmayın kapıcı Hobo'yu dışarı çıkarsın.
Näo se esqueçam de dizer ao porteiro para passear o Hobo.
- Hobo nerede?
- Onde está o Hobo?
- Hobo?
- Hobo?
Dün Hobo'ya demişti.
Ontem ele disse isso ao Hobo.
- Larry, Hobo dışarı çıkmalı, hemen.
- Larry, o Hobo tem de ir à rua agora.
Gel Hobo, canım.
Vamos, Hobo.
Hobo, haydi.
Hobo, anda.
"Hobo yatağın üzerindeyse onu yataktan atma. Kabus gördü."
P. S. Se o Hobo estiver na cama, näo o expulses - teve um pesadelo.
- Hobo yine titriyor.
- Ele está a tremer de novo.
- Haydi, Hobo.
- Anda, Hobo.
Hobo, gel.
Hobo, anda.
Hobo.
Hobo.
Ben, David, George, Gabriel, Adam ve Hobo.
Eu, o David, o George, o Gabriel, o Adam e o Hobo!
Hobo'nun pati seslerini hiç söylemiyorum bile.
Já para näo falar do barulho das patas do Hobo.
Hanımefendi Hobo'yu ve çocukları büyükannelerine gönderdi.
A senhora mandou os miúdos e o Hobo para casa da avó.
- Hey, Hobo'da alabilir mi?
- O Hobo também pode comer?
Biz daha çok hobo uçuşlarıyla ilgilenmekteyiz.
Tratamos de viagens sem rumo.
Gecenin erken saatlerinde, Springfield SWAT takımı... Televizyon palyaçosunu tutukladı, Rakibimiz Emmy ödüllü Hobo Hank'in, kanalında çalışan palyaçoyu.
Ao inicio da noite, a equipa SWAT de Springfield... prendeu o palhaço, que trabalha numa estação rival... opondo-se ao nosso vencedor de um Emmy, Hobo Hank.
Tamam, Meteliksiz Joe.
Muito bem, Hobo Joe.
Küçük Hobo'yu vurma sakın!
O Pequeno Hobo não!
Alkollü şarap listenizi gözden geçirdim ve 71 Serseri Rüyası, 57 Chateau Par-Tay ve 66 Fırtına Chevitz istiyorum.
Estive a ver a sua longa lista de vinhos e seleccionei o Hobo's Delight de'71 o Chateau Par-Tay de'57, e o Thunder Chevitz de'66.
Ona, bir sokak çetesinin yanına vereceğimizi söyleyelim, fasulye konserveleri ve bir ton da rüya.
I say we give him a hobo pack on a stick, a can of beans and a pocketful of dreams.
Isırıkçı John, Çılgın Hobo Altuni güz ışığı boğucusu...
John o Mordedor, o Vagabundo Frenético, o Estrangulador do Dia Dourado de Outono...
Dinleyin Bay Hobo. Sizin yıkamanız gereken çamaşırınız olmayabilir ama benim var.
Sr. Hobo, você pode não ter roupa para lavar, mas eu tenho.
Shall onlardan almak için Prada Napa Şirketine Messengerdan yazdı Bende Prada Napadan alabilir miyim?
Posso pedir-lhe para arranjar-me uma Prada Napa Messenger ou uma Prada Napa Hobo Fringe?
Dinle ben birtane almalıyım Napa Messenger veya hobo Fringe miydi?
Escuta, devo ficar com uma, Napa Messenger ou Hobo Fringe?
KORKUNÇ EVSİZ'İN ŞİLİ YIĞINI
GRANDES MALAGUETAS ASSUSTADORAS DO HOBO.
- Bunu hiç unutturmayacaksın, değil mi?
( hobo = vadia ) Não vais deixar esta passar, vais?
- Hobo Joe sayılmaz mı?
- Então e o Hobo Joe? - Quem?
- Kim? Neden herkes Hobo Joe'yu unutuyor?
Porque é que ninguém se lembra do Hobo Joe?
İndirin beni. - Hobo King'i selamlıyoruz.
- Saúdem todos o Hobo King.
Hobo köyünde mi yaşıyorsunuz?
Quê, vives numa aldeia de pedintes?
Araçtan sipariş vereceğiz diye Hobo Alley'den geçmek istemiyorum. Otoyolun altından geçen kanalizasyonun yanında.
Não quero cruzar o bairro para comer num trailer próximo do esgoto na estrada.
Gelip seni neşelendirirdim ama, bundan sonra bizim işe yaramazın yanına kahvaltıya gideceğim.
Eu ia animar-te, mas logo após isto, vou tomar o pequeno almoço no The Hobo.
Sonra sokaklarda Littlest Hobo gibi bir başıma dolanırken bu kızla tanıştım Rudy'nin meşhur numaralarını yaptım ve kızın evine girdim.
Eu acabei por andar pelas ruas como o "Pequeno vagabundo" falei com uma rapariga, usei a velha magia do Rudy, e acabei em casa dela.
Littlest Hobo'ya sonunda ne oldu biliyor musunuz?
Sabes o que aconteceu ao "pequeno vagabundo"?
"Littlest Hobo'ya tecavüz etmeyin, zaten küçücük deliği..."
"Não violem o" pequeno vagabundo "ele tem um buraquinho pequeno..."
Küçük Hobo gibi bir şehirden diğerine sürüklenecek.
Ele irá andar de cidade em cidade como o pequeno palhaço.
Gezgin Şov için gezginlerle röportaj yapıyorum.
Entrevisto vagabundos para a Hobo Times.
Hem o gerçek bir şey mi Gezgin Şov yani?
E isso existe mesmo, a Hobo Times?
Hobo işaretleri.
O código do vagabundo.
Böyle vedalaşmalardan her zaman nefret etmişimdir.
Detesto a parte em Littlest Hobo em que ele não se vai embora.
Hobo hunt 2014 *'teki gelişmeyi takiben mi?
vai a procura de novos desenvolvimentos na caça ao vagabundo 2014?
Takım sahibinin önünde hobo gibi görünmeni istemem.
Não quero que pareças um vagabundo à frente do dono da equipa.
Ve en sonunda zannediyorsun mu ki, senin - Hobo Joe gibi yengeç yengeç yürüyerek, bir hoşçakal bile demeden - gidişine izin vereceğime?
E só depois lhe dou permissão para se ir embora como um sem-abrigo e sem dizer adeus!