Holloway translate Portuguese
361 parallel translation
Şu kapıyı da kapat! Bayan Holloway ile görüşebilir miyim?
E fecha essa porta! Posso falar com a menina Holloway?
Stella konusunda size danışmak istiyorum Bayan Holloway.
Quero consultá-la acêrca de Stella, menina Holloway.
İçeri buyurmaz mısınız Bayan Holloway?
Quer entrar, menina Holloway?
Bayan Holloway.
Menina Holloway.
- Bayan Holloway.
- A menina Holloway.
Bayan Holloway'ye geldiğinizi haber vereyim.
Anunciá-los-ei à menina Holloway.
Bayan Holloway'i bekliyor olabilir misiniz acaba?
Vocês estão oor acaso esperando para ver a menina Holloway?
- Sağ olun. Cahilliğimizi bağışlayın ama, yaptığınız işle ilgili çok az şey biliyoruz.
Menina Holloway, desculpe a nossa ignorância, mas sabemos tão pouco do seu trabalho.
- Büyükbabamı görmek istiyorum.
Quero ver o meu avô, menina Holloway.
Benden niçin nefret ediyorsunuz Bayan Holloway?
Por que me odeia menina Holloway?
Haftada bir Bayan Holloway ile hoş bir sohbet edersin.
Terias uma conversa agradável com a menina Holloway uma vez por semana. - Brrr.
Bayan Holloway niye Mary'i alçıdan bir azize gibi göstermek istiyor?
Porque quereria a menina Holloway convertê-la na imagem duma santa?
- Bayan Holloway diye birini görmeye.
- Vendo a menina Holloway. - Quê?
Ne, "uyum içinde zenginliğin" Bayan Holloway'i mi?
Sagrada, Holloway... da "Saúde através da Harmonia"?
Cezai ihmal sözlerini kullanınca Hemşire Holloway beni dava açmakla tehdit etti. "
A ama Holloway amenaçou-me... com uma acção legal quando eu usei as palavras, "negligência criminal."
- Bayan Holloway Carmel'i öldürmüş.
A menina Holloway assassinou Carmel? - Doutor.
- Bayan Holloway'in merkezinde.
- Está na menina Holloway. - Não!
Sonuçta, Bayan Holloway annesinin en yakın arkadaşıydı.
Afinal, a menina Holloway era a melhor amiga de sua mãe.
Öyle hissediyorum Bayan Holloway.
Sinto-me, menina Holloway.
Bayan Holloway, dünyanın en mutlu insanıyım!
Menina Holloway, sou a pessoa mais feliz do mundo.
Neyiniz var?
Que se passa consigo, menina Holloway?
Biri, Bayan Holloway'in merkezinden telefon etti.
Alguém telefonou... de casa da menina Holloway.
Tabi... Tabi, o zaman belki de Bayan Holloway haklıdır.
A não ser que... a não ser que talvez a menina Holloway tivesse razão.
Ama bunu Profesör Holloway'in anlatması gerekiyor.
O melhor é ser o Professor Holloway a falar-nos disso. - Do princípio ao... - Fim.
- Holloway Hapishanesi.
- Prisão HoIIoway.
- Eh işte, bir hayli. Pazartesi günü zehirlenme vakası için Manchester'a gittim. Bu sabah Holloway'de bir kreşteydim.
Um envenenador em Manchester, segunda-feira, e uma ama, em Holloway, esta manhã.
Lady Agatha'nın Holloway'den son salıverilişini... kutlamak amacıyla Whitehall ve West End üzerinde bildiri yağdırılması için gizli planlar yapılmıştı.. Demir alın.
Lady Agatha ia festejar a sua última libertação de Holloway com uma chuva de panfletos sobre Whltehall e o West End.
Şansın varsa iki yıl ile paçayı kurtarır Holloway hapishanesinde yatarken tiyatroyu gerçek hayata uygulamanın aptallığını düşünürsün.
Se tiveres sorte, talvez te safes com... vejamos uns dois anos, que passarás na Cadeia de Holloway, a meditar sobre a tolice de transferir o melodrama para a vida real.
Saat 4'ten önce Holloway'de olmalıyız yoksa işimizi yetiştiremeyiz.
Temos de estar em Holloway até às 4h. Por outro lado, é difícil obter admissão.
Holloway mi?
Holloway?
Tutuklamaların yapıldığı yer orası.
É em Holloway que este género de detenções... são feitas.
Sen nekadar yargıçsan, gelen marshal da okadar olur, bay Hollaway.
Ele seria tanto marechal como o senhor é juiz, Sr. Holloway.
Blaisdell, Benim, yargıç Holloway.
Blaisdell, sou o Juiz Holloway.
Holloway ne düşünüyorsun, çıkışı arayalım mı?
Que tal? O que acham? Procuramos a saída?
Holloway.
Holloway!
İlerlemeye başladık. Her şey yolunda gidiyor. Holloway biraz sakin olmaya çalış lütfen.
Estamos fazendo progressos.
Holloway...
Holloway...
- Holloway, hemen geri dön.
- Holloway, volte para cá.
Holloway bile senden iyi dayandı.
Até a Holloway faz melhor que voce...
Holloway, anlamıyorsun.
Holloway. voce não entendeu.
Şimdi düşünmemiz gereken şey odalardaki tuzakları nasıl geçeceğimiz. Bunu bende düşünüyorum Holloway.
Só precisamos arrumar maneira de escapar das armadilhas.
Burada daha pratik bir çözüm bulmaya çalışıyorum.
Cuidarei disso, Holloway.
Kaç tane botumuz kaldı Holloway?
Quantas botas nos restam, Holloway?
Bu orman kanunu Holloway, sürüyü tehlikeye attı.
É a lei da selva. Holloway, ele põe todos em perigo.
Şehirlerarası bir arama Bayan Holloway.
É uma chamada interurbana, menina Holloway.
Bayan Holloway!
- Menina Holloway!
Sen doktorsun Holloway.
Deve haver uma razão para isso.
Seninde bir rolün olmalı.
voce é médica, Holloway.
Holloway?
Holloway?
Sen neden söz ediyorsun?
Do que está falando, Holloway?
Holloway askeri endüstri nedir peki? Hiç orada bulundun mu?
O que é um complexo da indústria militar?