Hoşlanmadım translate Portuguese
2,041 parallel translation
- Bu konuşmadan hoşlanmadım.
- Não vou falar sobre isso.
Ve senden 100 yaş büyük birisi olarak bana evlat demenden de hoşlanmadım.
E como tenho mais de 100 anos do que você, não aceito de bom grado que me chame "filho".
Saha yöntemlerinden hoşlanmadım.
Não gosto das tuas tácticas de campo.
Çünkü benim yüzümü de gördün, ve ben senden hiç hoşlanmadım.
Porque tu viste-me a cara e eu não gosto de ti.
Bayan Springer'den hiç hoşlanmadım.
E não gosto da professora Springer.
Hoşlanmadım.
Não estou a gostar.
Hayır, ondan hoşlanmadım.
Não, não. Eu não gosto.
O kızdan hiç hoşlanmadım.
Eu não gostava daquela rapariga.
Senden hiç hoşlanmadım.
Nunca gostei de ti.
İma ettiğin şeyden hoşlanmadım.
Não estou a gostar do que estás a insinuar.
Hiçbir kızdan gerçekten hoşlanmadım, bu yüzden sana söyleyemiyorum.
Nunca gostei realmente de miúda nenhuma, assim não posso dizer-te.
Tavan işindende ayrıca hoşlanmadım.
Desagradou-me em particular o trabalho feito no teto.
Bunu duymaktan hoşlanmadım.
Não gostei da forma como isso soou.
Bu söylediğinden hoşlanmadım.
Penso que não gosto do que estás a dizer.
- Hoşlanmadım. Ve bunu tekrar söyleme!
Eu não gosto dela e não volte a dizer isso.
Olayın gidişatından hiç hoşlanmadım.
Não estou a gostar do rumo disto.
Senden hoşlanmadım, ve sorularını sevmedim.
Não gosto de si nem das suas perguntas.
Bunun bakışlarından hiç hoşlanmadım Chode Amca.
Eu não gosto do olhar disso, tio Chode.
- Ses tonunuzdan hoşlanmadım.
- Não me agrada o tom.
Oradaki gençlerin görüntüsünden hoşlanmadım.
Não tô curtindo a aparência daqueles adolescentes ali.
Bundan hiç hoşlanmadım.
Não tenho nenhum prazer disso.
Ses tonundan hoşlanmadım, Bayan Stackhouse.
Não gosto do tom da tua voz, Miss Stackhouse.
Bundan hiç hoşlanmadım.
Isso não é nada bom!
Bundan hoşlanmadım, hoşlanmadım.
Eu não gosto, não gosto!
Duyduklarımdan hoşlanmadım.
Não gosto do que estou a ouvir.
Hitap şeklinizden hoşlanmadım, genç hanım.
Acho que não estou a gostar do teu tom, jovem.
Senden hoşlanmadığımı söyledim.
Eu disse que não gostava de ti.
Tabi. Ondan hoşlanmadığımı söylediğimde, bunu hazmedemeyen kız konuştu.
Isto vindo da rapariga que se chateou quando eu disse que não gostava dela.
Bak Caro, Tcheky'den hoşlanmadığını biliyorum ama... -... o benim tez danışmanım.
Olha, sei que não gostas dele, mas... ele é o meu psiquiatra literário.
hoşlanmadığım birini yatağıma bağlamazdım.
Não iria prender um velho qualquer na minha cama.
Hoşlanmadın mı?
Não gostas?
Benden hoşlanmadın mı?
Não te agrado?
Birlikte olduğum çocuk. Bende yerinin ne olduğunu bilmek istiyor, hoşlanıp hoşlanmadığımı...
O rapaz com que eu estava, quer descobrir quem ele é, se ele gosta mesmo disto ou não.
Anne, üzerimdeki etkilerinden hoşlanmadığımı biliyorsun.
Mãe, sabes que eu não gosto do sabor.
Bundan hoşlanmadığını biliyorum ama bir zırhlı araç işi yapmayı düşünme zamanımız geldi. Buna yeniden başlama.
Sei que não gostas, mas sério, seria bom pensares num roubo à mão armada.
Küvetten hoşlanmadın mı?
Não gostas da banheira?
Çünkü senden hoşlanıp hoşlanmadığım konusunda karar vermekten tam üç saniye uzaktayım.
Porque estou a três segundos de decidir que não gosto de ti.
Pekâlâ, arabada yolculuk etmekten hoşlanmadığından bahsetmiş miydim? Aman Allah'ım.
Meu Deus.
Hoşlanmadığım insanları öylece yok edemem ki.
Não posso simplesmente andar por aí a despachar as pessoas de quem não gosto.
Kadınlardan hoşlanmadığı için erkek eleman aldım.
Arranjei para ele funcionários homens porque ele não gosta de mulheres.
Bana bir iyilik yap, Milly'nin annesini arayıp ve Milly'nin benden hoşlanıp hoşlanmadığını sorar mısın? .
Podes fazer-me o favor de ligar para a mãe da Milly e descobrir se a Milly gosta de mim?
Sana bu tarz lokantalardan, insanlardan ve yemeklerden hoşlanmadığımı söylememiş miydim ve yemek iğrençti.
Lyla, não te avisei que odiava aqueles restaurantes, aquelas pessoas, a comida era uma porcaria.
Hayır, bu fikirden hiç hoşlanmadığım için pantolonum birden kısaldı.
Não, as minhas calças encurtaram porque detestei a ideia.
Bunun için KITT'i suçlamandan hoşlanmadım.
Não gosto que culpe o KITT por isto.
Yani hoşumuza giden şeylerin kaybını telafi etmek için, hoşlanmadığımız şeylere daha fazla para mı vereceğiz.
Por isso, de forma a recuperar o valor dos bens que nós gostávamos, temos de gastar mais dinheiro em coisas que não queremos.
Aslan spermi hikâyesinden hoşlanmadığımızdan değil ama...
Sheldon, não é que não gostemos de uma boa história de sémen de leão,
Bundan hoşlanmadım.
- Isto não me agrada.
Atlardan gerçekten hoşlanmadığımı söylemiş miydim?
Já vos tinha dito que não gosto mesmo de cavalos? Anima-te.
Yemeklerinden hoşlanmadığımı sanıyor.
Ela pensa que eu não gosto dos cozinhados dela.
Philadelphia'dan hoşlanmadınız mı, efendim?
Filadélfia não é do seu gosto, senhor?
- Pek hoşlanmadığını hatırladım.
- Lembro-me que não gostaste muito.