Hub translate Portuguese
226 parallel translation
Ben Hub Kittle.
Hub Kittle, da "Lewitsky e Knupp".
- Hub, haber doğru mu?
Hub, é verdade?
Defol Hub.
Vai aos gambozinos. Hub.
Hub, devrimden sonra şato yeni baştan inşa edildi
Hub, o castelo foi reconstruído depois da revolução.
Çok gerginsin, Hüb.
Estás histérico, Hub.
Biraz bitki çayına ne dersin, Hub?
Que tal um chá de ervas, Hub?
Bu imkansız, Hub.
Isso é impossível, Hub.
Neşelen Hub.
Anima-te, Hub.
Hub'deydi. Geri getirdi.
Vem devolvê-lo.
Eğer Hub burada kendini evinde hissederse, belki hafızası canlanabilir.
Se o Hub se sente em casa aqui, pode ser que recupere a memoria.
Pahalı ama, bu Hub için...
É caro, mas é pelo Hub.
Hub!
Hub!
Hub, Sana ne oldu?
Hub, o que te aconteceu?
Boşver, Hub.
Não tens de explicar, Hub.
Hub, Galiba bir açıklama yapman lazım.
Hub, tens de me dar uma explicação.
Hub, imdat!
Hub, socorro!
Hub, Önce kapıyı çal!
Hub, bate-se antes de entrar!
Sakinleşmek istiyorsun, Hub?
Queres um tranquilizante, Hub?
Hub, Bu Bea.
Hub, sou eu, a Bea.
Doğalgaz ve elektrik şebekesi Doğu, Merkez ve Batı olmak üzere üç birincil dağıtıcıyla üç bölgeye ayrılmıştır.
Leste, Centro e Oeste. Cada um com um hub primário.
- Bu, Doğu dağıtıcısı.
- Esse é o hub do leste.
Güney merkez istasyonu... 7. tünel yokedildi.
A transmissão do Hub do sul foi... O túnel de Daigatake está cortado!
The Hub, küçük bir gazete.
O The Hub é um jornal pequeno.
The Hub'daki diğer muhabirler yeteneklerinizden memnun muydu?
E os outros repórteres do The Hub reconheciam as suas capacidades?
Mutsuz bir maymundu. Bu da The Hub'ı daha tatsız bir iş yeri yaptı.
Ele era um macaco infeliz que fazia do The Hub um local de trabalho menos divertido.
Ve The Hub'da başka işçiler ve muhabirler de var.
Também há outros funcionários no The Hub.
Papp - Hub Gazetesi hususunda, şikayetçiyi haklı bulduk. Ve davalıya zarar telafisi olarak 82 bin dolar ödemesini emrediyoruz.
"Quanto ao caso Papp v. Hub News, deliberamos a favor do queixoso e ordenamos que o arguido pague uma multa de compensação no valor de 82 mil dólares."
O NYPD idi.
Hub, era a polícia.
Sanırım bu iş için hafta sonu tatilimizi feda etmeye hazırız.
Hub, nós estamos prontos a trabalhar o fim de semana nisto. Eu pelo menos estou.
Bu Floyd Rose.
Hub, é Floyd Rose.
Biliyor musun Hub... Sana Hub diyebilir miyim?
Sabe uma coisa, Hub, ah...
Evet, diyebilirsin.
- Posso tratá-lo por Hub? - Pode, sim senhora.
Hub. Affedersin.
Hub.
Hub.
Hub?
Hub, ipucunu takip ettik.
Hub. Seguimos aquela dica sobre...
Hub, bunun seninle bir ilgisi yok.
- Não se trata da sua ficha imaculada, OK?
Hub. Göz at.
Hub, olha para isto.
Hadi, Hub. Benimle dans et.
Vá lá, Hub, dance comigo.
Teröristleri okuldan çıkaran adam da kendisidir. Hub.
É também o mesmo homem que enfrentou o terrorista naquela escola.
Aracın VIN numarasını tespit etmişler.
Hub, conseguiram tirar parcialmente o número de identificação da carrinha.
Hub, son ceset sayısı şimdi geldi.
Hub, acaba de chegar a última contagem dos corpos.
Seni yeniden gördüğüme sevindim Hub.
- É um prazer voltar a vê-lo.
Hey, Floyd. Hub.
Sim, é o Hub.
- Hub, Frankie'yi buldular.
- Hub! Hub, levaram o Frankie. - Quê?
Bunu kaç kez söylemiştim, Hub?
- Quantas vezes me arrisquei eu? Quantas vezes! ?
Sen ne dersin, Hub?
O que é que acha, Hub?
Kırmızı kitaptaki adamı kontrol ediyoruz.
Hub, estamos mesmo agora a verificar este tipo no livro vermelho.
Koşsanız daha iyiolur.
- Hub.
Hub, tam zamanı.
Hub, esta é que é a altura.
Hub.
Hub!
Hub.
Hub.