Hustler translate Portuguese
101 parallel translation
Demek avukat Hustler ticari davalara da bakıyor.
Não achei que Hastler estivesse no comércio também.
- Seni kim davet etti Hustler?
- Quem te convidou, Hustler?
Silahı Hustler'a ver.
Dá a 30mm ao Hustler.
Pekala Hustler, haydi gidelim.
Tudo bem, Hustler, vamos.
O noktayı işaretle ve devam et Hustler.
Marca o local e continua a avançar, Hustler.
Haydi Hustler.
Mexe-te, Hustler.
Mabel-1'den Hustler Tom'a!
Mabel-1 para Hustler Tom!
Fahişe posterleri yok mu?
Nenhum pinup da Hustler!
Hustler dergisi en yüksek puanını verdi.
A revista Hustler dá a nota máxima.
Eskiden bir hırsızdın. Uyuşturucu satıcısı, dolandırıcıydın.
Você tem sido um ladrão,..... um negociante de droga, e A... e um hustler,...
Kardeş Baines bir dolandırıcı, ama bir el diğerini yıkar.
As baías de irmão é um de # dois mordeus hustler, mas uma mão lava o outro.
Baban "Hustler" okur mu?
O teu pai lê a "Hustler"?
Tesisatçilar. Hustler, Popular Mechanics'in arka kapaginda reklamlarini görürler.
Canalizadores, vêem os nossos anúncios na Hustler, uma oficina popular.
Reklamlarimiz aslinda çabucak zengin olabileceklerini yazarlar. - Hustler mi? - Evet.
E os nossos anúncios dizem que podemos enriquecê-los rapidamente.
- Açik saçik dergileri bilir misin?
- Hustler? - Sim. - Conhece a revista porno?
Hustler alıyor musun?
Compras?
Hustler Aç-Aç Kulüplerini işletiyorum.
Dirijo os clubes go-go Hustler.
İlk Hustler gazetesi.
O primeiro boletim da Hustler.
Herkes başarılı genç Larry Flynt'tan bahsediyor - - Dergisi Hustler 2 milyon satış rakamına ulaştı
Toda a gente fala do rapazinho que se saiu bem, Larry Flynt, cuja revista Hustler atingiu os dois milhões de cópias vendidas,
Hustler dergisi kadın ve erkeklerin birlikte resimlerini yayımlıyor, ahlaksız ve utanç verici pozlarda.
A revista Hustler apresenta homens e mulheres, juntos, de modo obsceno e vergonhoso.
Hustler dergisi kadın ve erkeklerin birlikte resimlerini yayımlıyor, ahlaksız ve utanç verici pozlarda.
A Hustler apresenta mulheres e mulheres, juntas, de modo obsceno e vergonhoso.
Hustler Noel Baba'yı ahlaksız pozlarda sergiliyor.
A Hustler apresenta o Pai Natal numa pose obscena e vergonhosa.
Bu dergilerde Hustler'dakilerle aynı malzemeler kullanılıyor.
Estas revistas contêm material idêntico ao da Hustler.
Onlar kanuni ise ve Hustler değilse, bu ayrımcı bir yargılamadır.
Se elas são legais e a Hustler não, trata-se de acusação selectiva.
Hustler okumak zorunda değilsiniz.
Não é obrigado a ler a Hustler.
Hustler'ı alıp okuyabilmeyi istiyorum, ya da istersem çöpe atabilmeyi.
Gosto de poder pegar na Hustler e lê-la, ou de deitá-la no lixo se quiser.
Odaya gidip Hustler hakkında ne istediğinizi düşünün.
Vão para aquela sala e pensem o que quiserem da Hustler.
Georgia'lı bir savcı Hustler sattığı için bayileri tutuklatmış.
Um promotor público da Georgia prendeu os que vendem a Hustler.
"İç ve Oku"'yu önümüzdeki 24 saat için kiralıyorum, - - Hustler dergisi almak isteyen var mı?
Vou alugar este quiosque durante as próximas 24 horas, e quem quiser comprar uma cópia da Hustler...
Alın Hustler'ınızı.
Aqui tem a Hustler...
Birçok insan Hustler'ı destekliyor, ama kimse sizi desteklemeyecek.
Muita gente apoia a Hustler, mas ninguém o apoia a si.
Hustler'ın dediği gibi? Bu saçma bir soru.
É uma pergunta absurda.
" Eğer mantıklı bir kişi, Hustler'ın Falwell hakkındaki yazılarına inanmıyorsa, iftira iddiasını geri çekin.
"Se uma pessoa razoável não acreditar que a Hustler fala verdade acerca do Falwell, não é difamação."
Hustler dergisinin yayıncısı ve baş editörü müsünüz?
É o editor e redactor principal da revista Hustler?
Öncelikle 86-1278 no'lu davayı dinleyeceğiz. Jerry Falwell'a karşı Hustlar Dergisi ve Larry C. Flynt davası.
Vamos primeiro ouvir o caso 86-1278, a revista Hustler e Larry C. Flynt contra Jerry Falwell.
Evet. Gülünç göstermekte topluma yararlı bir şey var. - Hustler'ın onun boktan olduğunu söylemesindeki yarar gibi.
Há um interesse público em torná-lo ridículo, tal como há interesse na Hustler em dizer que ele é um hipócrita.
Hustler'ın bu görüşü ifade etmeye hakkı var.
A Hustler tem o direito de expressar esta opinião.
Basın Yasası'na göre Hustler'ın, bu görüşlere karşılık, onun boktan olduğunu söyleme hakkı var.
A 1 Emenda dá o direito à Hustler de responder a estes comentários dizendo que ele é hipócrita.
Hustler neden onları birlikte yayınladı?
Porque foi que a Hustler os juntou?
- Hustler'da mı?
- A Playboy?
Peki, Hustler?
- E a Hustler? - Sim.
Ondan var mı?
- Têm a Hustler?
Yoksa "Hustler" dergisi mi?
A "Hustler"?
Tabii, Hustler dergisinin sahibi Larry Flynt de yayımcı.
E o Larry Flynt é um editor.
Kurabiyeler için Penthouse, Hustler ve Playboy'da reklam vermek sizin fikriniz miydi?
Foi sua a ideia de anunciar os artigos por vós confeccionados nas revistas Playboy, Penthouse e Hustler?
Sence Buda "Hustler" ve "Busty Biker Babes" Dergileri arasında.. Sandviç olması konusunda ne hissederdi?
Como achas que o Buda se iria sentir no meio de revistas Hustler e motociclistas peruanas?
Aslında, Hustler Mağazası'nda yeni bir oyuncak ve aksesuar serisinin piyasaya çıkışını kutlayacağımız bir promosyon partisi var.
Vamos fazer uma festa promocional no Hustler Store, para festejar o lançamento de uma nova linha de brinquedos e acessórios.
Hustler'dan başka bir şey okusun mu?
Queriam que ele lesse outras coisas, sem ser a Hustler?
Hustler'82!
Hustler de 82.
Peki ya Hustler?
- E a Hustler?
Bu Hustler dışında olan bir şey.
Até parece a revista Hustler!