Hâsıl translate Portuguese
16 parallel translation
Neşeli koşu grubundan yoktur daha kurutucu hâsıl.
Nada pode haver nada mais seco do que uma alegre convenção de partido.
Bu yıl büyük bir mısır hâsılatı var, ama...
Andam por aí muitos piegas, mas...
Yine de bana, bunun bir işe yarayıp yaramadığını soracak olursanız eğer gaz odasına atılan tek bir Yahudi bile Amsterdam işçilerinin onun yanında olduğunu hissettiyse maksat hâsıl olmuştur.
Muitos não sei, mas se me perguntarem se acho que isso fez algo de bom, respondo : se um só judeu numa câmara de gás tiver sentido que os trabalhadores de Amesterdão não o abandonaram, então não foi em vão.
Bütün bunlardan sonra, insanlık küçük organizmaların geçirdiği kompleks değişikliklerin, içimizde hâsıl ettiği neticedir.
Afinal, a humanidade é o resultado de mudanças minúsculas e complicadas, evoluindo até o que somos agora.
Bu yüzden sana acı hâsıl edeceğim.
Portanto eu lhes trarei dôr.
Sana korku hâsıl edeceğim.
Eu lhes trarei o horror.
Bu şekilde dört seyir tamamlanınca miraç-ı ruhani hâsıl olur.
A soma destas quatro viagens equivale a uma ascensão espiritual.
Önümüzdeki cumartesi akşamındaki hâsılatın yüzde 10'unu sen alacaksın karşılığında da bize oda verip içki dağıtımında yardım edeceksin.
Eu vou te pagar 10 % do lucro do próximo sábado à noite em troca do lugar e dos seus serviços de de bartending.
- Birilerinin haddini bildirmek hâsıl olduğunda...
Algum cu precisa de uma patada? Alguma bomba de relojoaria que desativar?
Para kazanmak için Dionis ile ortaklığa girdi sonra kuş çılgınlığı, güzel ötüş yarışmaları bir sürü saçmalık hâsıl oldu.
E para conseguir dinheiro juntou-se com o Dionís e começou com os pássaros e os concursos de canto e essas tolices. Vou deitar-me um pouco.
Geçen yıl, İsrail'in gayrisafi yurtiçi hâsılası 220 milyar doları aşmıştır.
O ano passado, o produto interno bruto de Israel excedeu os 220 mil milhões de dólares.
Geçen yıl, Filistin bölgelerinin toplam yurtiçi hâsılası 4 milyar dolara ancak ulaştı.
O ano passado, a soma dos produtos internos dos territórios palestinos mal chegou aos quatro mil milhões de dólares.
Njord oğlu Frey, güneşin ne zaman doğacağına sen karar verirsin ya da ne zaman yağmur yağacağına. Toprağın bereketli olmasını hâsıl eyle.
Frey, filho de Njord, vós que decidis quando o Sol nasce ou quando chove, trazei a fecundidade desta terra.
Kamuoyunun bu cinayete dair spekülasyon yapmasına engel olmak için makamlarımızın Los Angeles eyaletindeki Vinci belediyesinde bir suç soruşturması yürüttüğünü açıklama ihtiyacı hâsıl olmuştur.
Para evitar especulação pública sobre este homicídio tornou-se necessário anunciar que os nossos departamentos estão a fazer uma investigação na cidade incorporada de Vinci, no condado de Los Angeles.
Gerek hâsıl olursa, bir süvari eşliğinde de olabilir.
Uma escolta de cavalaria pode ser arranjada, se for preciso.