English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Hıyar

Hıyar translate Portuguese

2,206 parallel translation
Evet, motosikletli bir hıyar birkaç birimi yok etmiş.
Sim, um idiota qualquer numa moto destruiu uma série de unidades.
Bacağıma çarptın hıyar herif.
Acertaste-me na perna, meu imbecil.
Hıyar herif.
És mesmo cretino.
- Seninle alakası yok, hıyar herif.
- Não é por tua causa, imbecil.
Sen bana o hıyarın yaptığından daha fazla babalık yaptın.
Foi mais pai para mim do que aquele cabrão.
- Hıyarın tekiydi, ama sağol.
- O homem era um cretino, mas obrigado.
Kocan tam bir hıyar.
O teu marido é um idiota.
- Hıyarın teki.
- É um idiota.
- Çünkü hıyarın teki.
- Porque é um idiota.
Evet, hiç güzel piliç davet etmemiş hıyar.
Sim, não convidou passarinhas decentes, o idiota.
Yollar nedense kapalıydı ayrıca kayıttaki hıyarın başvurumu işlemesi asır sürdü.
As estradas estavam fechadas e um idiota na entrada demorou imenso.
Tam bir hıyar da olabilir. O zaman bunlara gerek kalmaz.
Ele pode ser um artolas completo e tudo será irrelevante.
Peki, hangi hıyar benim tavuğuma kuru dedi?
Muito bem... Quem foi o esperto que disse que o meu frango está seco?
Şu adam tam bir hıyar.
Aquele tipo é um imbecil.
- Hıyar herif.
- Cretino.
- Hıyar mı?
- "Cretino"?
Tutun şu hıyarı!
Ele está a sair!
Sebebi, hıyarın teki olman.
Isso vai acontecer por seres um cretino.
İltifat etmedim ki, seni kibirli hıyar.
Eu não te estou a elogiar, seu bastardo arrogante.
Amma hıyarım.
Merda, que idiota.
Hıyar.
Idiota!
Bu hıyarın gelmesini beklerken yarım günüm heba oldu.
Perdi um dia inteiro à espera que esse idiota aparecesse.
Hıyar olmanın zaman aşımı yok.
Não há nenhum limite para se ser um imbecil.
Annesi hıyarın teki olduğumu düşünüyor Benden nefret ediyor
A mãe dela pensa que sou um idiota. Odeia-me.
O zaman o kadar hıyar görünmeyeceğim
Nessa altura já não vou parecer tão idiota.
Kımıldama. Hıyar herif.
Ouviu-me gritar "quieto"?
Hıyarın teki.
Ele é um idiota.
Hıyarın teki olduğu için böyle davranıyor.
Ele fica assim, porque é um idiota.
Arabamın amına koydun, seni küçük hıyar.
Lixaste-me o carro, seu maricas!
Vururum diyorum, hıyar herif.
Vou disparar, coiro.
Hıyarın biri buraya geldi ve adaya gelen insanları korkutmak için bir günlük yazmanın iyi olacağını düşündü.
Algum idiota veio aqui, achou uma boa ideia fazer um diário... para assustar as pessoas, para ter a ilha só para ele.
Konuşmaya çalış hıyar
Eu estou aqui. Fala comigo, cabrão.
Duncan hıyarın tekiydi.
"O Duncan era um parvo".
Bütün erkek arkadaşların hıyar heriflerdi.
"Todos os teus outros namorados eram parvos".
Ben hıyarın teki değilim.
"Eu não sou parvo".
Uygun zamanı bekle, seni koca hıyar.
Dá tempo ao tempo. És mesmo um pateta!
Cehenneme git, kendini beğenmiş hıyar.
- Vai morrer longe, convencido.
Kibirli bir hıyar olmak da önemli olsaydı sen de benim yardımcım olurdun.
Se ser um sacana arrogante tiver o mesmo valor, serias o meu vice-presidente.
Yarın saat 2'de bizi alacak bir taksi ayarladım.
Arranjei um táxi para nos levar amanhã às 14 h.
Onun yaptığı saçmalıkların yarısını bile yaparsan o kadar hızlı dımdızlak kalırsın ki başın döner.
E se tu alguma vez me fizeres metade do que ela me fez, ponho-te no olho da rua tão depressa que nem darás por ela.
27 saat sonra... 8 manyetik çevirici 10 milyar jullük enerjiyi toplayıp 2 proton ışınını yarım daire şeklindeki yolda ışık hızına % 99.999 yakın bir hızda aynı anda karşılıklı olarak itecek ve tam da orta noktada çarpıştırıp büyük patlamanın hemen ardındaki saniyenin 3 / 8'deki koşulları yeniden oluşturacağız.
E daqui a 27 horas oito magnetos vão produzir dez giga joules de energia que vão guiar dois feixes de protões disparados simultaneamente numa trajectória semi-circular em direcção um ao outro, a 99,999 % da velocidade da luz. E vão colidir, ali mesmo! Para recriar as mesmas condições, num trilionésimo de segundo, depois do Big Bang.
Yarın o perdeyi hızlı bir şekilde aralayacağım.
E amanhã eu vou para trás dessa cortina.
Şu Hız Yarışçısı'nın omzundan vursan her şey yoluna girerdi.
Queira que não queiras, vou dar-lhe uma lição.
Hıyarın teki.
É um idiota.
Meclis yarın ilgi gösterir, şirket de söylenenleri beğenirse işler çok hızlı gelişebilir. - Orasına şüphem yok.
Se eu conseguir o interesse da Câmara amanhã... e a minha empresa gostar do que eles disserem... as coisas andarão depressa.
Onunla yarışmaktan çok zevk aldım çünkü hızlıydı ve kararlıydı.
Gostava muito de pilotar com ele porque ele era rápido, era consistente.
Müthiş bir moda anlayışı var Ve batı yarım kürenin en iyi hırsızı
Veste lindamente e é o melhor ladrão do hemisfério ocidental.
Hırsızlar MCP dediğimiz bir şeyi çaldılar. Caprica savunma kontratı için anahtar bir nesne. Şirketimin yarıştığı bir şey.
Os ladrões levaram uma coisa chamada PMC, um elemento-chave para um contrato com a Defesa de Caprica pelo qual a minha empresa competia um soldado robótico.
Ben senden daha hızlı koşuyorum. Yarışa bile katılmıştım.
Não, fujo de pessoas muito mais rápido que você, fiz atletismo.
"Önemli olan yarışmak değil, hızdır."
Conheço a minha filha.
"Önemli olan yarışmak değil, hızdır." Değil mi?
"O importante é manter o ritmo, não ganhar a corrida", certo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]