Idris translate Portuguese
138 parallel translation
Ivor! Dai Griffiths ve Idris John'u bul ve onları Bay Evans'ın bürosuna getir.
Ivor, traz o Dai Griffiths e o Idris Johne ao escritório do Sr. Evans.
Idris, Owen Vadi'deki herkesi toplayın.
Idris, Owen, vocês todos. Mandem vir toda a gente dos vales em redor.
İdris.
O Idris.
Acele et. İdris kapıyı kilitleyecek.
Despacha-te, o Idris vai fechar.
İdris, en çok sen dua edersin.
Idris, tu és quem reza mais.
İdris Abraham, seni tutukluyorum.
- Idris. Idris Abraham, está preso.
Ucu İdris'e değiyor, postaya müdahale etti diye.
Foram dar ao Idris e acusaram-no de violar correio.
ldris Abraham bir günah keçisi.
O Idris é um bode expiatório.
İdris Abraham serbest bırakılıp emekli olurken, postacı Tom Turner suçunu itiraf etti ve Tanrı'nın mektuplarını açmak suçuyla tutuklandı.
O ex-detido Idris Abraham está livre e a receber reforma, porque o funcionário Tom Turner confessou e é acusado de abrir indevidamente o correio de Deus.
- İdris ateşleyecek.
- O Idris disparará.
- İdris.
- Idris.
- İdris!
- Idris!
28 yaşında ve iki çocuk babası İdris Zülfiyar, günlük işlerde çalışıyor.
Idris Sulfiar, 28 anos, pai de dois filhos, é jornaleiro.
Idris'e rüşvet vermenin bir yolu yok.
Bem não há hipotese de subornar Idris.
Ve ben - ölümsüz İdris!
E eu ao Imortal Idris!
İdris'in kovanlarının olduğu tarafta ayı doğurmuş.
Sabes que mais? O urso sem cauda, aquela que teve crias, comeu as colmeias do Idris.
3. semada Yusuf ile 4. semada idris ile 5. semada Harun ile karşılaştık.
No terceiro nível, conheci José. No quarto nível, conheci o profeta Enoch. E no quarto nível conheci o profeta Arão.
Yolculuk nereye İdris?
"Quo vadis", Idrissa?
Oğlum, İdris'le birlikte yanına gidecekti ama oğlum...
O meu filho devia ter-se juntado ao Idrissa, mas... Ele foi...
İdris kayboldu.
O Idrissa desapareceu.
İdris nerede?
Onde está o Idrissa?
- Selam, İdris.
- Olá, Idrissa.
İdris.
Idrissa.
Adım İdris Salih, kocanızın bir arkadaşıyım.
Idrissa Saleh, sou amigo do seu marido.
- İbn İdris.
Ibn Idris...
- Sözünüz İbn İdris'e verildi.
Foste prometida a Ibn Idris.
Selamün Aleyküm İbn İdris.
A paz seja contigo, Ibn Idris.
Beni vuramazsın, İbn İdris.
Não podes disparar contra mim, Ibn Idris.
Hepimiz senin kafanı kesip karının sözünün verildiğini duyduğumuz İbn İdris'e götürmek için birbirimizle savaşıyoruz.
E todas competimos, uma com as outras, para ser o primeiro a cortar-te a cabeça e levá-la a Ibn Idris que, segundo ouvi, está prometido á tua esposa.
Ldris Elba'ya benziyor muyum?
Achas que eu pareço o Idris Elba?
"köpek havladığında, puf yapıyor " tam yüzüne bi idris otu puflaması.
" Quando o cão late, a coleira sopra um sopro de citronela mesmo no focinho...
Örneğin, Wafa Idris...
Por exemplo, Wafa ldriss...
Wafa Idris 2002'de intihar saldırısı düzenleyen ilk kadındı.
Wafa Idriss foi a primeira mulher a cometer um atentado suicida em 2002.
Geçen perşembe tuhafiyecide İdris amcasıyla konuştum.
Falei com o tio dele, o Idris, junto à Loja da Libra na quinta-feira passada.
Bugün birini öldürdü. Nadeem Idris.
Ela matou um homem hoje.
Türk elçiliğinde ataşeymiş.
Nadeem Idris. Ele era um diplomata da embaixada turca.
İdris miydi?
Idris, não é?
- E-dris Abraham? - İdris.
- É o Ai Diz Abraham?
Suçlu bulunabilir miyiz? Yani İdris?
Sabem algo sobre nós?
İşte İdris.
Arriscou-se muitíssimo para aqui estar. E cá temos Idris.
"Hz.İdris'in" kitabına göre, ya da kayıp İncil yazılarına, 1940'lı yıllarda bulunan "Ölü Deniz Parşömenlerine"
De acordo com o Livro de Enoque, dos chamados textos apócrifos bíblicos que foram redescoberto entre os
Hz.İdris ( Enoch ), meleklere inanıyordu, inen meleklere, ziyaretlere... Ancak, yazılarında bahsettiği her şey bana göre, dünya dışı ziyaretçileri çağrıştırıyor.
Enoque foi um crente em anjos, anjos caídos, visitações, mas tudo o que ele colocou em suas escrituras parecia implicar, para mim, visita extraterrestre.
Hz.İdris yazılarında ve de Tevrat'ta inmiş melekler Tanrı'nın istekleri dışında insanlarla çiftleşirler.
Enoque como na Bíblia hebraica, os anjos caídos agiam em oposição direta à vontade de Deus, acasalando com seres humanos.
Hz.İdris'in kitabı bunu tarif etmektedir.
Enoch escreve sobre isso.
Bu hususlar Hz.İdris'in kitabında yazılıdır.
Isso é o que está escrito em Enoque.
Hz.İdris onlara hiçbir zaman tanrılar demez.
Enoque nunca os chama de deuses.
Hz.İdris'in kitabına bakar ve içinde, inen melekler ırkına, "gözetenler" olarak referans yapılan kısımda, kanıt bulduklarını iddia ederler.
Enoque para responder e acreditam ter encontrado provas de que referências a uma raça de anjos caídos conhecidos como Vigilantes.
Hz.İdris'in kitabında da özellikle 20 adet
E no Livro de Enoque especificamente, nós temos 20
"gözeten" vardır ki Hz.İdris'in kitabında var olan diğer tüm meleklerden sorumludurlar.
Vigilantes que estão no comando, responsáveis pelos outros anjos que estão na presença de Enoque.
Hz.İdris'in kitabı ve yeni ahit aydınlanma kitapları, nihai kozmik savaşa, iyinin kötüyle savaşına gönderme yaparlar.
Novo Testamento se referem a uma batalha final cósmica do bem contra o mal.
Hermon dağı aynı zamanda, Hz.İdris'in kitabı doğrultusunda 200 "inen meleğin" yeryüzüne indikleri yerdir.
Monte Hermon é também o local onde os 200 anjos caídos desceram à terra, no livro de Enoque.