Ilkin translate Portuguese
138 parallel translation
Şimdi mi yapsam, yoksa ilkin sınıftaki işimi mi bitirsem dersin?
Devo fazê-lo agora, ou acha que devo acabar a aula primeiro?
Sevgili Stig, mektubunu okuduğumda ilkin çok üzüldüm. Bu süre içinde ne kadar yalnızlık çektiğini ve ne kadar zor bir zaman geçirdiğini hissedebildim.
Quando recebi a tua carta fiquei muito preocupada a princípio ao sentir que tens estado só e passaste um mau bocado.
Böyle bir şeyi asla yapmam, Kaptan, fakat şu piliçleri Baron Gruda'ya sattığını gördüğüm için, ilkin onlarla biraz oynaşmanın bir zararı olamayacağını düşündüm.
Nunca faria algo semelhante, capitão... Mas já que irá vender estes pombos ao barão Gruda... Pensei que seria inofensivo divertirmo-nos um pouco com eles.
Şey, ilkin gösteriden ayrılmam gerekecek, sonra New York'a gidip, şu avukatları göreceğim.
Primeiro vou ter que deixar o espetáculo, depois ir a Nova Iorque falar com os advogados.
Tezgâhtaki adam ilkin bana satmadı,..
- Audrey? - O tipo do balcão não queria servir-me.
Buradaydı - sıcak, geniş alanlarda, Afrika da hiç bir yerde olmayan - Nil'in bir adamı, Gösterişin, gizemin ve hayalin adamı, 1880'lerde ilkin Mısır'a sonrada dünyaya meydan okuyarak yükseldi.
Foi aqui, na vasta, tórrida, terra de ninguém africana, que um homem do Nilo, um homem de visão, mistério e vaidade, se revoltou na década de 1880 e desafiou primeiro o Egipto e depois o mundo.
Hadi, ilkin şu yem çuvallarını indirin.
Bem, Agarrem esses sacos de comida primeiro.
Şey, görüyorsun, yeni bir şey ortaya çıkmış ve, ah, benim ilkin bu küçük şeylerden kurtulmam gerekiyor.
Surgiu um dado novo e eu tenho de resolver estas coisinhas primeiro.
Bana sorabilirdin ilkin.
Podias ter-me pedido primeiro.
Anlarsınız, o resmi ilkin bu sabah gazetede gördüm.
Eu vi a foto no jornal primeiro.
Hadi, ilkin şu yem çuvallarını indirin.
Anda lá, primeiro descarreguem esses sacos de sementes.
Seçilmiş olan kızlar, onun önünde ilkin tamamen çıplak kalmak zorundadırlar.
As escolhidas devem, primeiro que tudo, mostrar-se a ele completamente nuas.
Çoğu insan ilkin nasıl olduğunu öğrenmeden yapamaz.
A maioria das pessoa não consegue sem aprender primeiro, Deus...
Lütfen, bırak ilkin ben konuşayım.
Deixa-me primeiro falar com ele.
Sadece ilkin küçük memeliler vardı.
Apenas os primeiros mamíferos minúsculos.
Hayatıma son vermeden önce, Bay McManus ilkin Bayan Finneran ile olan işimi bitirmeme izin verirsiniz, değil mi?
Antes de me matar, sr. McManus, deixe-me acabar o meu assunto com a dra. Finneran primeiro.
Öyle olsa bile, ilkin talep yazısı gönderdiniz mi?
Mesmo assim, enviou uma carta primeiro?
Aşk hikayelerimin tümü o ilkin farklı bir versiyonu.
Todos os meus episódios românticos são uma variação confusa daquele.
Senim ilkin nasıldı?
Como é que foi a tua primeira vez?
İlkin, Bay Caldwell'in sorumlu olduğunu düşündüm, fakat gecelik sorunu nedeniyle sonuç vermedi.
Primeiro, pensei que o Sr. Caldwell fosse o responsável, mas isso não batia certo por causa álibi.
İlkin deneylerimi yalnızca ölü hayvanlar ve sonra üç hafta boyunca çalışır tutabildiğim insan kalbi üstünde yaptım.
Primeiro fiz experiências apenas com animais mortos, e a seguir um coração humano, que mantive a pulsar durante três semanas.
İlkin sağ teki.
Primeiro o direito.
İlkin Mutia kayalığına gidiş Gaboni ülkesinden geçiyor.
Bem, primeiro, só a aproximação à "Escarpa Mutia" diz-se que se situa no território Gaboni.
İlkin Darjeeling'e varmalısın, sonra sizi tepeye getirecek atlı adamlar bulmak zorunda kalacağım.
Primeiro tem de chegar a Darjeeling, tenho que lhe arranjar póneis e os guias para a levarem à montanha.
İlkin, elim ayağıma dolaştı, ama sonunda durdurmayı becerdim.
Ao princípio não sabia o que fazer, mas por fim consegui parar a hemorragia.
İlkin, ağrı bir çeşit ağırlıksa. İkinci olarak, nahoş geğirmeleri durduramıyorsan.
Primeiro, a dor é intensa... segundo, você não para de arrotar desagradavelmente.
İlkin niyet ettiğimde keşke onu içeri götürseydim, Belki de sonu böyle olmazdı.
Se eu o tivesse tirado de lá, como eu pensei primeiro... ele nunca teria morrido...
İlkin onlara söylemen gerekecek.
- Teria de ser o senhor a contar-lhes.
İlkin buraya geliş nedeni de bu.
Foi por isso que ele veio aqui direito.
" İlkin romantikliğin bedava olduğunu düşünürler, sonra ödeme yapmak isterler.
"Primeiro acham que o romance é livre, depois, estão dispostas a pagar."
İlkin, Bölge Savcısı ile konuşmalıyım.
Primeiro, tenho que falar com o procurador da República.
İlkin benim de aklıma bu geldi.
Pensei nisso.
İlkin onları görmedim.
Ao princípio não os vi.
İlkin patlayıcı ile duvarları delmeyi planlamıştı.
Primeiro, quis usar explosivos para abrir um buraco na parede.
İlkin gülümsediğinde,... hiç birini filme çekmedim.
Quando sorriste pela primeira vez, e não filmei nada disso.
İlkin çok incindim ve aşağılandım. Hatta kıskandım.
Fiquei magoada e humilhada, até com ciúmes.
" İlkin...
" Primeira...
İlkin prensim, krallığın varisi.
Primeiro, é-se um príncipe herdeiro.
İlkin Broadway'e, oradan da ünlü bir gece kulübüne giderler... Sahnedeki hareketli gösterinin aksine... Dr. Fletcher dalgın ve tedirgindir.
Eles vão à Broadway e depois a um conhecido clube onde... apesar de um animado show... a Dra. Fletcher fica distraída e inquieta.
İlkin, Kübalı mültecilerin Başkanı öldürdüğünü duyduk.
Primeiro, que foram exilados cubanos que mataram o Presidente.
Uh-huh. İlkin McDonald's, şimdi pezevenklik.
Primeiro McDonald's, depois chular.
Ben sırf iki erkekle birlikte oldum. İlkin on beşimdeyken, sonra da Maheu.
Só dois homens me tocaram, um mineiro quando ainda não tinha quinze anos, e depois Maheu.
İlkin, artçı kuvvetlerin onları korumasını sağlamak.
Primeiro, tentar uma manobra protectora da retaguarda.
İlkin 20 yarddı, sonra 50 şimdi de tüm alan mı?
Primero 20 metros, depois 50, agora um campo de batalha inteiro?
İlkin beni aramalıydın.
Devias me ter chamado antes.
İlkin, tutun Onu ve Wade'in cesedinin mezar detaylarını tutturun.
Ele que assinale o local e tape o corpo do Wade.
- İlkin eşcinsel oluşumu.
Primeiro, que eu sou gay,
İlkin güçlü kolların olmalı.
Primeiro tens de ter braços fortes.
İlkin insansız deneme uçuşlarını uyguladık.
Primeiro efectuámos os nossos vôos experimentais.
İlkin bu bilginin güvenilirliğinden emin değildik.
Não sabíamos se a informacão era de confianca.
İlkin korkmadım, sonra ise çok geçti.
A príncipio não, depois já era tarde demais.