Infinity translate Portuguese
66 parallel translation
Infinity proton monitörü.
- Televisores Infinity.
Helen Anne'in yeni bir Infinity'si oldugu için eski BMW'sini sana verecegiz.
E já que a Helen Anne teve um Infinity novinho, vamos dar-te o BMW dela.
- Ah, bir Infinity.
- Um Infinity.
- Elimde 93 Infinity var.
- Tenho um Infinity de 93.
Atışı yaptım, yakaladılar ve kapattık. Gelecek iki senenin Infinity Havayolları reklamları biz yapacağız.
Eles concordaram e assinámos, a Infinity Airlines é nossa por dois anos.
Bir şeyler olmuş. 82 sefer sayılı uçakta problem olduğu... söylendi ama Infinity Hava Yolları bir açıklama yapmıyor.
- Alguma coisa aconteceu Amigos e família dos passageiros do Voo 82 aguardam ainda comunicados.
Eğer televizyonunuzu yeni açtıysanız tekrar söylüyorum. Kalkıştan yaklaşık bir saat 8 dakika sonra Infinity Hava Yollarının 82 sefer sayılı uçağı Kansas üzerindeyken bir anda radardan kayboldu.
Se começaram a ver agora, uma hora e 8 minutos após descolar, o Voo 82 da Infinity, último a partir antes de fecharem O'Hara, sumiu dos radares sobre o Kansas.
Infinity Hava Yolları bunu resmi olarak doğrulamadı. Ama Marysville, Kansas'tan aldığımız haberler kaza sahasına ulaşıldığı yönünde.
A Infinity ainda não confirmou oficialmente a notícia, mas há notícias de destroços de um avião perto de Marysville...
Tanrım. Infinity dediler öyle değil mi?
Meu Deus, o da Infinity?
Hava Alanından mı geliyorsunuz?
São da Infinity?
Infinity'den aradılar. Hasar kontrolü için bizden yardım istiyorlar
A Infinity ligou a pedir ajuda para o controlo de imagem.
O, Todd Exner. Hasar kontrol. Infinity.
Todd Exner, do controlo de imagem da Infinity.
Infinity Hava Yollarının ne düşündüğü kimin umurunda? Kimin umurunda?
Quem se rala como a Infinity se sente?
Infinity'de çalışanlar uçuş görevlisi Carol Wilson için yas tutuyorlar. Clayton Missouri'nin arkadaşları beraber büyüklerin insan için ağlıyorlar.
Enquanto a Infinity chora a perda de Carol Wilson, assistente de bordo, as gentes de Clayton, Missouri, choram a miúda com que cresceram.
Müşteri : Infinity Hava Yolları. 'Biz Unutmadık'Dizileri.
É a Tang-Weller, cliente Infinity Air, pela série "Recordamo-los".
Bu çok trajik. Çünkü ben de Infinity Hava Yollarına güvenen onca insan arasında olabilirdim. Bu işi ne kadar yürüttüğümüzü görüp öldükleri için mutlu olan insanlar.
É irónico, devia estar entre os que acreditavam tanto na Infinity que devem adorar ter morrido só para a ver lidar tão bem com a crise.
Hava yollarına karşı açılan dava için?
No processo contra a Infinity?
Infinity Hava Yolları yeni pazarlama stratejileri uyarınca bugün bizimle çalışmaya devam edip etmeyeceklerini kararlaştıracak.
A Infinity Airlines, segundo diz o VP comercial dela, decide hoje se prescinde dos nossos serviços de futuro.
Neden? Görünüşe göre 82 numaralı uçakta senin isminle başka bir yolcunun bir Infinity çalışanının yardımı ile yasal olmadan seyahat etmesine izin verildiği bilgisini almışlar.
Parece que obtiveram informações que forçaste uma funcionária dela a deixar embarcar um passageiro com o teu cartão no Voo 82.
Bunun bizim Infinity'le olan iş ilişkimizle nasıl bir ilgisi var?
Que tem isso a ver connosco e a Infinity?
Bu dava kazada yakınlarını kaybedenler tarafından Infinity'nin önüne konmuş durumda. Infinity'nin güvenlik ve teknik prosedürleri bile düzgün bir şekilde izlemediğini ispat etmeye çalışıyorlar.
Famílias de vítimas vão processar a Infinity, vão tentar provar que ela não respeita as normas obrigatórias.
Infinity de seni bugünkü duruşmaya çağırıp bize söylediğin gibi uçağa başkasının binmesi için uçuş görevlisini ikna etmediğin yönünde ifade vermeni istiyorlar.
E a Infinity quer ter a certeza, se fores chamado a depor, que repetes isso em tribunal, que não convenceste a tal funcionária a embarcar outro.
Biraz kızgın. Burada Infinity'nin savunduğu şey ufak bir liste karışıklığı ve bir bilgisayar hatası olduğu yönünde. Çok önemli bir şey değil.
A posição da Infinity é que o manifesto se deveu só a um erro de computador.
Yani Infinity'nin çalışanı programı düzeltmek için bir güvenlik önlemini umursamadı mı demek istiyorsunuz?
Ou seja, essa funcionária desrespeitou as normas, para não atrasar mais o avião?
Bu kesinlikle... Sizi kimse suçlamıyor Bay Amaral. Hava yolları görevlilerinin bir güvenlik önlemini dikkate almamaları sizin işiniz değil.
Ninguém o está a culpar a si, não lhe cabia certificar-se que a Infinity obedecia às suas próprias normas de segurança.
Infinity Hava Yolları bugün 1999 yılında Kansas'ta düşen ve 216 kişinin hayatını kaybettiği 82 sefer sayılı uçakla ilgili son davayı da anlaşarak bitirdi.
A Infinity hoje resolveu o último dos processos, consequências da queda de um seu avião em 1999, no Kansas, na qual as 216 pessoas que iam a bordo perderam as vidas.
Selam. Söylenenlere göre Infinitiy'i tek başına alt etmişsin.
Os boatos é que o senhor afundou sozinho a Infinity.
Sonsuzluk Atoll.
Infinity Atoll.
O sonsuzluğa giden bütün yolu açtı mı?
Fez o caminho todo até Infinity só para ir surfar! ?
Dönüş için lazım olan, sonsuz Atoll'dan çaldığımız çekim hızlandırıcıları hatırlıyor musun?
Lembras-te quando roubamos aqueles gravímetros em Infinity Atoll, e piramo-nos
Üçüncü kez "ICP Infinity Award" ödülünü, beş kez Robert Capa Ödülünü, ve birçok defa da "Yılın Fotoğrafı" ödülünü kazandı.
Ganhou pela terceira vez o prémio "ICP Infinity Award", em fotojornalismo cinco vezes o prémio Robert Capa, e o prémio "Picture of the Year" nem sei quantas vezes.
Sonsuzluk, gerçekten.
De facto, foi de Infinity.
- Ben Infinity.
- Sou a Infinity.
Ama bana Infinity demen gerekiyor.
Mas tens de me tratar por Infinity.
- Eğer Harvard'tan atılırsan, Geriye kalan zamanını ailenin sonsuzluk havuzunun yüzeyinde asılı kalarak geçirebilirsin tamam mı?
- Desculpa, mas se chumbares em Harvard, podes passar o resto da vida a boiar na piscina "Infinity" dos teus pais.
- Peki, sana ailemin sonsuzluk havuzunun olduğunu düşündüren şey nedir?
- Porque achas que os meus pais têm uma piscina "Infinity"?
Arabanın canı cehenneme, Infinity.
Merda para o carro, Infinity! Acabou!
- Kulüpteki adım... - Infinity.
- O meu nome artístico é...
Infinity, biliyorum.
- Infinity. Infinity, eu sei.
Infinity?
Infiniti?
Tüm bu Infinity banyo küvetleriniz gül yapraklarıyla mı geliyor?
As vossas banheiras vêm todas com pétalas de rosa?
Yargıcın evinin önüne park etmiş kestane rengi bir Infiniti.
Parece que, estava parado à porta do juiz num Infinity castanho.
Bir de şu var... "Bugün, Dunder Mifflin Sonsuzluk web sitemiz açılıyor."
E hoje o site da Dunder Mifflin Infinity irá ser lançado oficialmente.
Şirket yerel kanallarla, Dunder Mifflin'in adını duyurmak için anlaşma yaptı ve hatta bu iş için profesyonel bir reklamcılık şirketiyle bile anlaştılar, yani durum... o kadar da kötü değil.
A empresa comprou tempo de antena nos mercados locais para espalhar o nome da Dunder Mifflin Infinity e até vão mandar uma empresa de publicidade profissional para nos ajudar mais tarde. Nada mau.
Infinity Ward'dan bir e-posta geldiğini gördüm. Bir sonraki Call of Duty oyununun demosunu oyun piyasaya çıkmadan sana gönderecekler anlaşılan.
Muito bem, vi uma correspondência da Infinity Ward no lixo, e o meu palpite é que recebeste uma demonstração antecipada do próximo Call of Duty?
Infinity uzay aracı Ay yörüngesinden öteye başarılı bir şekilde geçiyor.
A Sonda Infinity avança com sucesso para lá da órbita lunar.
Ben Dünya gezegeninden Infinity uzay aracı.
Sou a sonda Infinity do planeta Terra.
İnfinity, uzay-zaman sürekliliğine uymayan bir boyuttan kaynaklı manyetik bir çekim gücüne kapılıp yörüngeden çıktı.
Senador, a Infinity foi desviada da rota pela força magnética de uma anomalia dimensional no contínuo tempo-espaço.
Eldeki veriler Infinity'nin evrenin uzak bir köşesinde ortaya çıktığını gösteriyor.
Os nossos dados indicam que a Infinity foi dar ao outro extremo do universo.
Bu görüntüden de anlayabileceğiniz gibi lnfinity, bir gezegendeki içi "H20" ile dolu bir kratere iniş yapmış.
Como pode ver nesta imagem, a Infinity aterrou num planeta, numa cratera cheia de H2O.
- Sonsuzluk eldivenin sahibi kimdir? - Thanos.
- Quem é o dono do Infinity Gauntlet?