English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Izliyordum

Izliyordum translate Portuguese

1,070 parallel translation
Sanki kendi oğlumuzmuş gibi başarılarından gurur duyarak hiç aklına geliyor muyuz diye merak ederek ve belki de ufkunu birazcık bizim genişlettiğimizi varsayarak ufkunun nasıl genişlediğini hiç hatırlamasa bile izliyordum.
imaginando se alguma vez pensaria em nós, e esperando que talvez lhe tivéssemos alargado os horizontes, embora não se lembrasse como tinha acontecido.
Sizi izliyordum.
Estive a observar-vos.
Gece boyunca seni izliyordum.
Eu tenho reparado em ti todas as noites.
Chicago'nun... en büyük eroin satıcılarından birini izliyordum.
Estava a trabalhar para um traficante de heroína em Chicago.
Bir süredir sizi izliyordum.
Tenho-a observado desde há algum tempo.
Evet, dün anladım. Kalkan bir uçağı izliyordum. Sadece bulanık bir nokta görebildim.
Sim, ontei olhei para um avião de uma distância
- Ama izliyordum.
- Mas olhei.
- Bende maçı izliyordum.
- Estou a ver o jogo.
Seni izliyordum.
Observo-a.
Seni izliyordum.
- De certo modo, eu estava seguindo-o.
Kelly bebekti, ağlıyordu ben de pembe dizi izliyordum.
Ela era bebé, estava a chorar, eu estava a ver as telenovelas.
Penceremden onu izliyordum.
Tenho estado a observá-la da minha janela.
- Onu izliyordum!
- Eu estava a ver isso!
Nedir? Uzun zamandır bunun peşindeydim, bunu izliyordum.
Ela era tão bonita.
Seni cenazede izliyordum, kalbim nasıl da küt küt atıyordu.
Vi-te no funeral e despedaçou-me o coração.
Uzun zamandır bunun peşindeydim, bunu izliyordum.
Ando a investigar isto há algum tempo.
Ben hâlâ Lili'nin işaret ettiği patikayı izliyordum. Ama birden korkuyla fark ettim ki, bu avcı kuş tepemde daireler çizerek uçuyordu.
Segui a direcção de Lili, mas constatei que esta ave de rapina descrevia agora um círculo em que era eu o centro.
Çalışmanı izliyordum ve tarzın hoşuma gitti.
Eu vi o seu trabalho... e gostei do seu estilo.
Hatırlasana, duvardaki delikten seni izliyordum.
Lembras-te, eu olhava para ti pelo buraco na parede.
Sene 1954'de televizyonda McCarthy davalarını izliyordum. Bir şey dikkatimi dağıtıyordu.
Em 1954, ao assistir ao inquérito McCarthy na televisão eu não conseguia concentrar-me nos depoimentos.
Ve artık geri gelemiyor çünkü bu yolculuk onu çok değiştirdi. Bir gözlemci bakış açısıyla izliyordum ; kendimin de bu yolculukta olduğunu farketmeden!
E não pode regressar ao início do rio porque a viagem modificou-o. sem me aperceber que eu também estava na viagem.
doğru. Stanton'nun Porsche'in de. izliyordum.
No "Porsche" do Stanton Eu vi.
Seni izliyordum.
Estava a observá-lo.
Dün onları film çekerken izliyordum ve adamın biri bana sordu.
Ontem, estava a vê-los filmar e houve um tipo que me convidou.
- Ben'de tam şeyi izliyordum.
Aqui está o que procurava!
- Evde, televizyon izliyordum.
- Em casa, a ver televisão.
Geçen gün üçünüzü izliyordum.
Estava a olhar para vocês noutro dia.
Hayır, sadece maç izliyordum.
Não, estava só a ver televisão.
Su pencerenden seni izliyordum...
Estava fora destas janelas a observar-te e...
Oturup izliyordum ve dedim ki, "Kahretsin, yanlış işteyim."
Fiquei ali a observá-los e pensei, "Caramba, estou no ramo errado."
Entertainment Tonight'ı izliyordum ve birden, başım dönmeye başladı ve sonra hatırladığım tek şey, kafamı kahve sehpasına çarptığımdı.
Estava a ver o espectáculo "Esta Noite"... e, de repente, senti-me tonto... Quando dei por mim, estava com a cara na mesa do café.
"30 saniyede Tokyo" yu izliyordum ve ben - Bilirsin, canım patlamış mısır istedi, ben de bana verdiğin yedek anahtarı, patlamış mısır makinesini almak için kullandım.
Estava a ver o "23 Segundos Sobre Tóquio" e bom, e apeteceu-me pipocas e usei a chave que me deste, para vir a tua casa buscar milho de pipocas.
Geçen akşam bir film izliyordum, 2.
Vi um filme, uma destas noites.
Evet, söyledim ama CNN'de izliyordum ve üzerini çok iyi kapattıklarını gördüm. Ben de "Niye oraya kadar zahmet edeyim?" dedim.
Pois, mas sabe, vi na CNN e a cobertura foi tão boa que pensei para quê estafar-me?
Çünkü çok izliyordum.
Porque via de mais.
Uzun zamandır ofisimden seni izliyordum.
Eu olhava-te no escritório há muito tempo.
Sincapları izliyordum.
Eu observo esquilos.
Kika'yı izliyordum ve aradığımda o tehlikedeydi.
Eu estava a ver a Kika, e quando vi que estava em perigo, chamei a polícia. Foi só isso.
Muhmetelen televizyon izliyordum. Evet.
Provavelmente, a ver televisão.
- Ben sadece seni izliyordum.
- Eu limitava-me a acompanhar-te.
Seni izliyordum.
Eu estava a olhar.
Doktorum. - Psikiyatri Enstitüsün'den beri sizi izliyordum.
Descobri-a através... do Instituto Psiquiátrico.
Filmi ilk kez izliyordum.
Foi a primeira vez que vi Aquilo.
Sizi uyurken izliyordum.
Estava a vê-lo dormir. Como está?
Onu izliyordum.
Tenho andado a observá-la.
Sizi oynarken izliyordum.
- Estive a vê-la jogar.
- Geldiğinden beri seni izliyordum.
Ando de olho em si desde que chegou.
Monitörden izliyordum.
Eu estava assistindo ao monitor.
İzliyordum.
Eu estava a ver.
Gece geçti, televizyon izliyordum ve birden bana anlamlı gelmeye başladı.
Vi-a.
İzliyordum.
Tenho estado a ver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]