Içinde ne vardı translate Portuguese
231 parallel translation
Tıraş bıçağı kutusunun içinde ne vardı?
Mas o que estava na caixa das lâminas?
- Simidin içinde ne vardır? - Hiçbirşey.
- O que há no meio de uma rosca?
Face, yağın içinde ne vardı?
O que tinha aquela graxa, Caras?
Bunun içinde ne vardı Doktor?
O que aplicou em mim, Doutora?
Senin içinde ne vardı böyle?
O que diabos se passou aqui?
Sahi, içinde ne vardı ha?
O que colocaste nela?
Tahmin et içinde ne vardı?
Sabe o que ele contém?
Dondurucu sıvının içinde ne vardı bilmiyorum, ama çözüldüğümde yün örmek istedim.
Não sei o que havia na minha crio-cela mas ao descongelar, apeteceu-me tricotar.
O kargo sandıklarının içinde ne vardı?
Que carregava nos contêineres?
Yemegin içinde ne vardı acaba?
Que é que o estufado tinha?
Bana verdiğin o çayın içinde ne vardı, Lidell.
O que estava naquele chá que me deste, Lidell?
- Onun içinde ne vardı?
- Que tinhas aí?
Sence içinde ne vardır?
Diz-me o que achas que está lá dentro.
- Bu iğnelerin içinde ne vardı?
- O que é que estava naquelas agulhas?
O tankerin içinde ne vardı?
Então, o que havia naquele caminhão?
Fakat bu sefer paketin içinde ne vardı?
E que estava no pacote desta vez?
Geçen gece çorbanın içinde ne vardı?
O que tinha naquela maldita sopa, ontem?
Bil bakalım içinde ne vardı.
Adivinha o que estava lá dentro.
İçinde her ne vardıysa, alınmış.
Foi esvaziado, durante a escavação o que fosse que estivesse lá dentro.
- İcinde ne vardı? - Bilmiyorum.
- Quê tem nessa caixa?
Son 24 saat içinde ne kadar madara olduğunun farkına vardın mı?
Fazes ideia do quanto foste ridícula nas últimas 24 horas?
- İçinde ne vardı?
- E o que havia dentro?
Bu arada, o Arap çarşafının içinde ne işin vardı?
A propósito, que fazia naqueles lençóis árabes?
- O arabanın içinde ne işim vardı?
- Como é que acabei naquele carro?
Ve herşey bir anda anlam kazanır... zira her ne kadar sevilmek istese de... sevilmek için can atsa da... onda topluluk içinde yok olmayı,... anonimleşmeyi arzulayan bir yan da vardı.
Sim, fazia sentido, muito sentido... porque tudo o que ele queria era ser amado... desejava ser amado, e havia algo nele... que desejava... imergir nas massas, no anonimato.
İçinde ne vardı?
O que é que levou?
Hadi, ne vardı içinde?
- Eddie. Vá lá. Era de quê?
Ne yazık, öyle değil mi ne tatlı bebeklikleri vardı bir örnek giysileri içinde otururlardı benim küçük bebeklerim, Natalie ve Nicola...
Mas mete dó, não é? Eram umas bonequinhas! Sempre muito sentadinhas com os vestidinhos a condizer...
Artık fark etmez. İçinde ne kadar vardı, şimdi bilemeyeceğiz.
Não faz qualquer diferença, visto não sabermos o que estava dentro dele.
İçinde ne vardı?
O que tinha?
İçinde ne vardı?
Roupas, camisas... 75 kg? O que havia na mala?
Öyle bir saray ki, içinde ne kral, ne kraliçe, ne dükler, ne kontlar ne de prensler vardı, hepsi birer vatandaştı. Yaşadıkları yeri daha da güzelleştirmek için birbirlerine kenetlenmiş vatandaşlar.
Um palácio onde não há rei nem rainha, nem duques, condes ou príncipes, mas apenas súbditos.
İngiliz Hasta'daki adama kadar her erkeğin içinde canavar vardır. Ne kadar duyarlı davrandıkları umurumda değil.
Todo o homem, do mais animal ao Sr. "Adoro o Paciente Inglês", têm um animal dentro deles, por muito sensíveis que pareçam.
- Sizce ne vardır içinde?
- O que acha que tem aí dentro?
- İçinde ne vardı?
- O que meteu lá dentro?
- İçinde ne vardı?
- Com o quê é que o fez?
İçinde ne vardı?
O que pôs neste prato?
Soru işaretleri içinde resmi buldum. Bana acayip derecede benzeyen bir kız vardı. Ne yaptın?
Encontrei a foto essa foto, da moça com quem tenho uma incrível semelhança...
İçinde ne vardı peki?
O que ia lá dentro?
İçinde ne vardı?
Que continha ele?
İçinde ne olduğunu görmek için çıktım. Vagon ölü insanlarla doluydu. Yol boyunca 30-40 kadar vagon vardı.
Subi a um para ver o que tinha lá dentro e o vagão estava cheio de pessoas mortas e havia cerca de 30 ou 40 vagões naquela estrada.
Şapkanın içinde, İçinde ne vardı?
No chapéu, o que tinha lá dentro?
Silah testlerinde kullanılacak bir modülün içinde ne işiniz vardı?
O que faziam num condutor que era um alvo?
Bir Cosmopolitan kokteylinin içinde ne kadar nar suyu vardır?
Alguém sabe dizer-me quanta granadina leva um Cosmopolitan?
- İçinde ne vardı?
- O que estava lá dentro?
- İçinde ne vardı?
O que puseste aqui dentro?
Ama Michell'ın keşfini düşünecek olursak kimbilir içinde ne hazineler vardır?
Sempre pensámos que era uma ninharia... mas no seguimento da descoberta do Michell, quem sabe que tesouro contém?
Ama aynı zamanda hepimizin içinde güçlü olabilmek için bağımsız olmayı arzulayan.. ... kendimiz için bireysel olarak neyin iyi, neyin kötü olduğuna karar vermemizde ısrarlı.. .. bir yönümüz de vardır ve ne şeytanca.
Mas também temos uma vontade de poder que deseja a liberdade... e insiste em decidir por nós... individualmente... o que é certo e o que é errado. "
Onun evin içinde ne işi vardı söylesene?
Ensinar-te umas telhas novas?
Browninin içinde çukulatadan başka ne vardı?
Que mais havia nos biscoitos para além de chocolate?
- İçinde ne vardı?
- O que tinha?