Işen translate Portuguese
371 parallel translation
Eğer emin isen, onları mahkeme etmek için yarın sabah göçmen toplantısı düzenleriz.
Tem certeza? Convocaréi uma reunião pela manhã.
Ve sen nerede isen orada olmak isteyeceğim.
E onde tu ficares Eu também ficarei
Her idiysen, her ne isen, her ne olacaksan biz birbirimize aitiz. - Alexis, olamaz.
O que tenha sido, o que é, o que será nós pertencemos a um ao outro.
Özellikle Çinli bir bakıcıya bilmediğin şeyleri öğretmeye çalışan bekar bir teyze isen.
- É. Principalmente se você for... uma tia solteirona tentando explicar a uma enfermeira chinesa... coisas que nem sabe muito bem.
Nerede isen doğru dur.
Fique onde está.
Kırmızı Ayakkabılar'ı repertuarda tutar isen ona telif hakkı ödemen gerekiyor.
Mas se incluir "Os Sapatos Vermelhos" no repertório... terá que pagar os direitos.
Özellikle de şu an ile yarın sabah arasındaki ben isen.
Sobretudo se estivesses no meu lugar entre hoje e amanhã de manhã.
Baharda açan bir orkide gibi... Bu sana anımsatabilir eğer ilgi duyuyor isen.
Pode memorizá-lo dessa maneira se quiser.
Ölmeye çok meraklı isen, seni ben de vurabilirim ve dışarı çıkmana hiç gerek kalmaz.
Se estiver tão ansioso para ser morto, posso fazer isso aqui mesmo. E evitar-lhe o problema ao atravessar aquela porta.
Burada söz edilen Kikuchiyo sen isen on üç yaşında olman lazım.
Se você é o Kikuchiyo, mencionado aqui. Você deve ter treze anos de idade.
Bir Pendleton isen istediğini gerçekleştirebilirsin değil mi?
Quando se é um Pendleton pode-se fazer acontecer qualquer coisa, não é?
Eğer tanıdığım Sharman isen, o güzel elbisenle başın yukarıda, özgürce yürür, ön kapıdan çıkarsın o zaman önemli bir şey konuşuruz.
Se passares a porta, serás a Sharman que conheci, de cabeça erguida, a andar livremente, e a vestir calorosamente, então iremos conversar.
Her kim isen ve niçin gelmişsen gel, bu nikahın kıyılmasına engel olamayacaksın.
Seja quem seja e o que tenha vindo fazer, não vai impedir este casamento.
Kızın yanlış bir yola girmiş ve sen de onu kurtarmak için mutabakata gelmiş isen, boş yere gelme.
Essa não é a forma de falar a um homem que salvou a sua filha de cometer um terrível erro.
Görün, görün, her nerede isen.
Estejas onde estiveres, aparece.
Bu konuda ısrarcı isen ve Jackie de böyle düşünüyorsa...
Se se importa assim tanto e o Jackie está de acordo...
Eğer gerçekten buna tamamen karşı isen, ben hep el altındayım.
E se alguma vez estiveres realmente necessitado, estarei sempre disponível para te ajudar.
Ve, Roland, eğer buna inanacak kadar enayi isen, bu durumda içeriye gizlice bir demir testere sokmağa çalışırdım.
E, Ronald, se vais ser suficiente - mente otário para acreditares nisso, bem, eu vou tentar, por todos os meios, dissuadir-te.
Bir satıcı isen, özür dilerim ki...
Se é um vendedor, sinto muito...
Haydi dışarı, her nerede isen.
- Cá para fora.
Howard ya da Yangan, her ne isen.
Howard ou Yangan ou quem quer que você seja.
Benim saygı değer dostum, her kim isen,... önce sana kendimi tanıtayım,... ben Edinburgh Üniversitesi'nden Profesör Oliver Lindenbrook.
Meu estimado amigo, seja quem for, deixe-me apresentar-me. Sou o Professor Oliver Lindenbrook, da Universidade de Edimburgo.
Ne isen, ne yaparsan, ne söylersen
Só te vejo falar olhar e viver
Kör bir adamın peşinden gitmek bize yakışmaz, ancak Zatoichi isen işler değişir.
Seria reles da nossa parte perseguir um homem cego, mas a história já é outra se fores mesmo o Zatoichi.
Bir adam senin hayatını tehdit eder ve sen de onu durdurmak zorunda isen, ne yapardın?
Se um homem ameaça a tua vida... e você pode detê-lo, o que você faz?
Profesyonel futbolcu isen tam zamanlı işe ihtiyacın olmuyordur.
Suponho que não precise de um emprego, agora que joga rugby profissionalmente.
Ya Rab, eğer sen isen, emir ver de su üstünde sana geleyim.
Senhor, se és tu, manda-me ir sobre as águas até junto de ti.
Eğer bizden yana isen, bunu kanıtla.
Se e um dos nossos, mostre.
Dorfmann ile konuşmayacak kadar kibirli isen ve söylediğin kadar iyi bir pilotsan belki bunu başarırsın.
E se não tem orgulho demais para falar com * Dorfmann... e é a metade de bom como piloto do que acha que é, o fará. ¯ "Si"?
Eğer sen Mesih isen bunu açıkça söyle.
Se és o messias, diga-o abertamente.
Bir Ren geyiği isen.
- Sim, se for uma rena.
Charlie Anderson, merak ediyorum eğer söylediğin gibi iyi biri isen, neden zahmet edip ayine geliyorsun.
Charlie Anderson, será que me poderias dizer porque te dás ao trabalho de vires á missa.
Kodos olduğumdan o kadar emin isen beni neden hemen öldürmüyorsun?
Se tem tanta certeza de que sou o Kodos, porque não me mata já?
Eğer Teksas'ın en zengin cenazecisi isen, süslü bir teçhizatı hak etmişsindir.
Se fores o coveiro mais rico do Texas, tens um assento especial.
Suçlu varlık sen isen, hiç yakalanmadan öldürmek için iyi bir pozisyon değil mi?
Se for a entidade, haverá melhor lugar para matar com impunidade?
"Eğer sen Lucretia isen, Tarquin'ini buldun." dedim.
"Se você é Lucrécia, acabou de achar seu Tarquínio."
Gerçekten var isen, buyur bakalım!
Demonstra que existes!
Eğer sen İsa isen, Muhteşem İsa
Então, se fores o Cristo Sim, o grande Jesus Cristo
Eğer sen İsa isen, Muhteşem İsa
Então, se és o Cristo Sim, o grande Jesus Cristo
Her kim isen her zaman yabancıların iyiliğine itimat etmişimdir.
Quem quer que sejas... sempre dependi da bondade de estranhos.
♪ Ve hala katı yürekli ve acımasız isen ♪ ♪ Ve inatçı, dağ ♪
E se continuares insensível E obstinado
Eğer bunu unutmaya razı isen...
- Podemos esquecer tudo isso!
Ya da her ne isen buradan çıksan iyi edersin.
Ou o que quer que sejas é melhor saires cá para fora.
Eğer sen kadın olmak isteyen bir erkek isen, tüm yaptığın kadın hormonları almaktır.
Se queres tornar-te mulher, tomas hormonas femininas.
Denemen ve her ne isen o olarak geri dönmen mümkün.
Vai permitir-te entrar em contato com o teu verdadeiro ser.
Geçmişte ne isen şu an da aynı değilsin.
O que era antes não é o que é agora.
Eğer rahip isen, hiç kimse her şeyin yolunda olduğunu anlatmak için sana uğramaz.
Mas ninguém vem ter com o prior para dizer que está tudo bem.
- Eğer zeki isen Çinli ortaklar bulursun.
- Se fores esperto, parceiros chinocas.
"Ama iyi ve hakikatli isen..." "... iyileri yenilere satma. "
"Mas se fores bom e verdadeiro, não troques os bons pelos novos."
Ne isen, oydun.
Cada um era o que era.
Korkudan kendi ölüsüne bile sahip çıkamıyor insan. Hele bir de Kürt isen ;
Além disso, se for curdo não pode nem se expressar.