Işimiz bu translate Portuguese
1,030 parallel translation
Demek ki ilk işimiz bu ismi öğrenmek.
A primeira tarefa é saber o nome.
- Açın. Açacağız. Sıradaki işimiz bu.
- Calma, vou já fazer isso.
En öncelikli işimiz bu.
Tem prioridade máxima.
- Bizim işimiz bu zaten.
- É só o que ouvimos por aqui.
- Rica ederiz, işimiz bu.
- É para isso que cá estamos.
Elden ne gelir, işimiz bu, değil mi?
O que se há-de fazer. É o meu trabalho.
Bizim işimiz bu.
Isto é o nosso trabalho.
Bu bizim işimiz.
É a nossa função.
İşimiz bu.
É o nosso trabalho.
Bu bizim işimiz değil, onların işi de değil.
Este não é assunto nosso, mas sim dos índios. Ao diabo com ele.
Bu benim ve Tector'un son işimiz olacaktı!
Este será o último serviço para mim e para Tector!
Bu beraber son işimiz, Dutch.
Este é nosso último serviço, Dutch.
Bu gecelik işimiz bitti sanırım Komiserim.
Tenente, acho que é tudo, por esta noite.
- Beth beni bağışla ama bu bizim işimiz.
Beth, desculpe, mas é essa a nossa função.
- Asıl seni bağışla ama değil... bu bizim işimiz.
Desculpe, mas não é. A nossa função é crescer.
Hey, bizim bu cehennemde ne işimiz var?
Que diabo fazemos aqui?
Sanırım buradaki işimiz bitti, bu fotoğrafları alıyorum ; stüdyoma götürüp banyo edeceğim ve hemen geleceğim.
Acho que já acabamos aqui, por isso vou levar estes rolos, correr para o meu studio, revelar os rolos, e depois volto.
Bu homolarla ne işimiz var?
O que estamos a fazer com estes bichas?
Bu maçı verirsen işimiz biter. Yine çöp oluruz. Anlıyor musun?
Se perderes essa luta, acabámos, seremos lixo, entendeste?
Bu eski şatoda ne işimiz var?
O que viemos fazer a este velho castelo?
Onunla işimiz bitti, hepsi bu.
Ele tem de ir embora.
Bu bizim işimiz değil.
Este não é o nosso trabalho.
Hadi ama, işimiz var. Bu odalar bize lazım.
Vamos, precisamos destes quartos para uma convenção.
Bu da bizim işimiz.
Este é o nosso assunto.
Ama bu kazanın planlanmış olabilme ihtimali küçük bir olasılık dahi olsa varsa eğer yapacak çok işimiz var demektir.
Contudo, mesmo que haja uma hipótese de o acidente ter sido planeado, temos de agir.
Eğer bu Lao Li ailesi, Güney Doğu Asya'dan gelen eroinin üçte birinden sorumluysa... ve o, şu anda buradaysa, o zaman bu bizim işimiz.
Se esta família Lao Li é responsável pela saída de um terço do "cavalo" do Sudeste Asiático, e ele está cá, é da nossa conta.
Ve eğer senin hanım da bu yörüngenin bir parçası ise, o da bizim işimiz olur.
E se a sua esposa gira na órbita dele, também é da nossa conta.
Elbette. Bu bizim işimiz.
Claro, é o nosso negócio.
Herkes bunu konuşuyor. Yeni işimiz neden bu olmasın.
Boa escolha.
Bu akşamlık işimiz bitti.
Por hoje, é tudo.
Bu gece işimiz var!
Todos os malucos se entre-ajudam hoje.
Genel olarak bu türden insanlarla hiç işimiz olmazdı, ama bir kaç ulusal iyilik ödülü puanı kapmaya çalışıyordu.
Normalmente não nos damos com gente dessa, mas... Ele queria ganhar pontos com alguns dos rapazes.
Onunla işimiz bittiğinde bu soytarının ne kadar uzağa koşabildiğini göreceğiz.
Veremos como correrá este palhaço assim que tivermos acabado.
- İşimiz bitti. - Jack de bu işin içinde mi?
- Achas que o Jack está envolvido?
İşimiz bu.
O trabalho é esse.
Bu gece yapacak çok işimiz var, oğlum.
Já temos muito que fazer esta noite, miúdo.
Eğer tüm bu insanlar gelecekse, yapacak çok işimiz var.
Se essa gente vier realmente, teremos bastante trabalho.
- Bu bizim işimiz.
- É o nosso trabalho. E nos adoramos.
- Sorun değil. İşimiz bu.
É para isso que cá estamos.
- Bu kadar, işimiz bitiyor.
Estamos acabados. Quem é o rei inglês?
İşimiz bitince, çatımızın üstünde her gece bu yıldızlar olacak.
É o céu que vai estar sobre o nosso tecto todas as noites.
Yapacak çok işimiz var, bu yüzden kısa keseceğim.
Nós temos muito que fazer, então, passo a apresentar.
Bu bizim işimiz değil.
Não tem a ver connosco!
Bu tünelde işimiz ne?
Que fazemos neste túnel?
Kokainle yakalandın. Bu bizim işimiz.
Foste apanhada com coca, o problema era teu.
Bu bizim işimiz.
Sim, é o nosso trabalho.
Bu adamın, etkisiz hale getirdiğiniz adam olduğunu doğrulayabilirseniz sanırım sizinle işimiz bitmiş olur.
Se puder confirmar que este é o mesmo homem que desarmou na praça... já seria o suficiente.
Bizim işimiz meraklı olmak, bu yüzden parayı izledik. Nereden geldiğini tahmin et.
Nós, curiosos de profissão, investigamos a origem do dinheiro.
- İşimiz bu bizim - Ama yok kötü bir niyetimiz
É a nossa função Mas não somos maus
Tekrar düşünürsen, bu bizim işimiz değil!
Pensei que devia contar-lhe. Pensando melhor, talvez não possamos.
Bu sakin akşam sohbetlerinin, işimiz için, yararlı olduğunu sandım.
Julguei que estes pacatos serões eram úteis ao nosso trabalho.