Jade translate Portuguese
1,068 parallel translation
- Jade. Jade, hadi!
Jade, anda!
Jade.
- Jade.
Jade.
Jade.
Onun bir geleceği yok, Jade.
Ele não tem futuro, Jade.
Jade nerede?
Onde está a Jade?
Ben Jade'e asla öyle davranmazdım.
Eu nunca trataria a Jade assim.
Jade senden sıkılacak.
A Jade irá fartar-se de ti.
Jade, ne...
Jade, o que...
Biliyorum tüm bu Jade dünyasında kayboldun.
Sei que te perdeste no mundo da Jade.
Jade Butterfield gibi kızlar, senin gibi erkekleri kendilerine kafi görürler.
Raparigas como a Jade Butterfield não querem rapazes como tu para sempre.
Jade, dur.
Jade, para.
Bekle, bekle, Jade, lütfen.
Espera, Jade, por favor.
Jade!
Jade!
Jade Butterfield?
Jade Butterfield?
Buraya gelmemeliydin, Jade.
Não devias estar aqui, Jade.
Bunu isteme, Jade.
Não me peças isso, Jade.
Ya o kısmet Jade ise ve ben onu bırakdıysam?
E se a Jade for a mulher da minha vida e eu a deixar ir?
Ama ben seni ve Jade'i birlikte gördüm.
Mas vi-te com a Jade.
Jade'i sordu mu?
E ele perguntou pela Jade?
Bitmedi, Jade.
Isto não acabou, Jade.
Jade. Jade.
Jade.
Bana ilham veren senin aşkın, Jade.
É o teu amor que me inspira, Jade.
Güzel gözler, pürüzsüz yeşim taşı gibi.
Olhos verdes lindos cor de jade.
Benim Jade, lanetli geçmişi olan. Iris'in lanetli bir geçmişi olduğunu sanıyordum.
Isso não é sexo, Al.
Ne yapmam lazım? Tişört giymeyi mi bırakayım?
- A Jade, a do passado assombrado.
Bazı yöneticilerle veya bazı Beyaz Rusya generalleriyle arkadaşlık satın alabilmek için bana ne kadar mücevherat harcattıklarını hatırlamıyorum bile.
Nem me recordo de quanto jade e jóias me fizeram gastar para comprar um qualquer senhor da guerra ou um general russo branco.
Aslında yeşil ejderin olanakları bu kartelin aradığı son bağlantı olabilir.
As instalações da Jade Dragon podem ser a ligação que eles procuram.
Yani Yeşil Ejderde çalışmaya başlamasından tam iki gün önce.
Foi dois dias antes de ele começar na Jade Dragon.
Helen beni Yeşil Ejder nakliyata bağla.
Helen, ligue-me à Jade Dragon Shipping.
Luke unutma resmi vekil Phoenix Örgütü ve bir süre işleri halletmen için sana birilerini göndereceğiz ama bize sorarsan Yeşil Ejder Nakliyat senindir.
Lembra-te que a Fundação Phoenix é a guardiã oficial e de que vamos cá deixar pessoas para ajudarem a gerir as coisas. Mas, pela parte que nos toca, a Jade Dragon Shipping é toda tua.
Verbena Chilton, bunu, Kaliforniya'daki kızkardeşinden gönderdi.
Verbena Chilton deu-me esta peça de árvore de jade de sua irmã na Califórnia.
Kökleri yayılma şansı varken ona biraz su ver.
Coloque essa jade na água para ela ter a hipótese de brotar.
Çiçeği suya koyana kadar olmaz.
Não até ele colocar a jade na água.
Bugün hava çok sıcak olacak, Jade.
Vai fazer calor hoje, Jade.
Kardeşin Mookie'yi artık sevmiyor musun? Ben seni seviyorum Jade.
Não gosta mais do seu irmãozinho?
Jade!
- Jade!
Jade, canım duş yapmak isterse yaparım. Sal'ın canı cehenneme!
Se eu quiser tomar banho durante o expediente, Sal que se dane!
Hadi gidelim Jade.
Vamos, Jade!
Jade, fikrime katılman gerekirdi. Niye katılmıyorsun?
Você tem de ir nessa.
Jade...
- Jade...
Baba, yalan söylemesene. Sadece takılıyor Jade.
- Pai, pare de mentir.
Vito, Jade için masayı siliver. olur mu?
- Vito, limpe a mesa para Jade?
Affedersin, kabalık etmek istemem ama, sana bir şey söyleyebilir miyim, Jade?
Não quero parecer idiota, mas posso dizer uma coisa, Jade?
Jade yine gel, tamam mı?
Jade, não esqueça de voltar logo, hein?
Jade, bir daha buraya gelmeni istemiyorum. - Mookie, saçmalamayı kes.
- Não quero que venha mais aqui.
Buraya bir daha gelme, tamam mı?
- Jade, não venha mais aqui.
Jade'den uzak dur.
Faça-me um favor, deixe a Jade em paz.
Jade, eski günlerin hatrına.
Jade, aos bons velhos tempos.
Buradan beyler.
JADE DRAGON EXPEDIÇÕES MUNDIAIS Aqui dentro, meus senhores.
Pizza mı? Jade!
Jade, não pode.
Nasılsın Jade?
Como vai, Jade?