Jafar translate Portuguese
281 parallel translation
Aaah, Cafer. En güvenilir danışmanım.
Jafar, meu conselheiro de confiança...
Buyur, Cafer.
- Toma, Jafar.
Bırakırdım, Prenses, Cafer'den emir almış olmasaydım.
Eu até libertava, Princesa, mas as minhas ordens vêm de Jafar.
Cafer?
Jafar?
Cafer, sıkıştım.
- Jafar, estou preso.
Cafer, biraz acele edebilir misin?
Jafar, podes despachar-te?
Cafer, çok kötü bir şey yaptı.
O Jafar fez uma coisa horrível.
Cafer, bu bana hakarettir.
Jafar, isto é uma afronta.
Yasemin... Cafer. Hadi artık bütün şu pis işleri ardımızda bırakalım.
Jasmine, Jafar, vamos esquecer toda esta confusão.
Ya o salak koca sen olursan?
E se tu fosses o marido pateta, Jafar?
Cafer, gelip bunu görmelisin.
Jafar, tens de vir ver isto.
Sizinle tanıştığıma memnun oldum.
É um prazer conhecê-lo. Este é o meu vizir real, o Jafar.
Ah, kes sesini, Cafer.
Calma, Jafar.
- Cafer'le evleneceksin.
- O quê? - Vais casar com o Jafar.
Onlara doğruyu söylesene, Cafer.
Diz-lhe a verdade, Jafar.
ÖIdük biz.
- Prendam já o Jafar.
Cafer, en güvenilir danışmanım bunca zaman bana komplo kurmuş.
Jafar, o meu fiel conselheiro, esteve sempre a conspirar contra mim.
Cafer! Cafer! Tut kendini!
Jafar, controla-te.
Vay, Cafer seni gördüğüne çok memnun olacak.
O Jafar vai ficar contente por te ver.
Ah, Cafer, çok naziksin.
Jafar, és muito amável.
Cafer, seni aşağıIık hain.
Jafar, seu vil traidor!
Cafer, sana durmanı buyuruyorum.
Jafar, ordeno-te que pares.
Bayanlar, baylar Büyücü Cafer'e sıcak bir Agrabah selamı verin!
Senhoras e senhores, vamos dar as boas-vindas ao feiticeiro Jafar.
Cafer.
Jafar!
Cafer, rahat bırakın onu.
Jafar, deixa-o em paz.
Ah, iyi atış, Caf...
Belo tiro, Jafar.
Cafer, Cafer, adamımız.
Jafar, Jafar, ele é o nosso homem.
Ez onu, Cafer.
Aperta-o, Jafar.
Kabul et, Cafer.
Admite, Jafar.
Ağır ol bakalım, Cafer.
Mais devagar, Jafar.
Tabii ki hayır.
Tu derrotaste o Jafar, salvaste Agrabah e resgataste a princesa. Claro que não.
Jafar'ın, Agrabah'ı yönettiği günler dün gibi görünüyor. Ben de onun sağ koluydum.
Parece que ainda foi ontem que o Jafar controlava Agrabah e eu era o braço direito dele.
Sonunda Jafar'dan kurtuldum.
Finalmente, estou livre do Jafar. - Lago!
Jafar'ın boyunduruğundaydım.
Eu estava sob o poder do Jafar.
O Jafar karakterinden daha iyi olsa iyi olur.
Tem de ser melhor do que o Jafar.
- Evet. Jafar'ın büyüsü altında.
Sim, ele estava enfeitiçado pelo Jafar.
Ama o sersem Jafar gibi elime yüzüme bulaştırmayacağım.
Só que eu não vou estragar tudo, como o idiota do Jafar.
Jafar.
Jafar!
Jafar seni hain.
Jafar, seu demónio!
Seni bir elime geçirirsem...
Quando eu te puser as mãos em cima, Jafar...
Hayır. Jafar'ı durdurmalıyız.
Temos de deter o Jafar!
Jafar'ın lambasını yok eden Jafar'ı da yok eder.
Se destruirmos a lâmpada do Jafar, destruímos o Jafar.
Gerçeğe dön. Jafar büyük ve iktidar onda.
Olha lá, o Jafar é um canalha e é quem manda!
Tanrım evet. Kimbilir Agrabah'a neler yapacak.
Sim, não sabemos o que é que o Jafar pode fazer a Agrabah.
Jafar'ın özgür olmasını...
Desejo que o Jafar fique...
Vazgeç.
Desiste, Jafar!
Hey Jafar. Kapa çeneni.
Jafar, cala a boca!
İnişe geçiyorum. Cafer, baksana şuna.
Jafar, observa isto.
- Vay canına!
- O Jafar tem estado a controlá-lo, com isto! - Meu Deus!
Ne?
O Jafar?
ALAADDIN : CAFER'İN DÖNÜŞÜ
O REGRESSO DE JAFAR