Janet translate Portuguese
2,179 parallel translation
Janet bile bunu fark etti.
Até a Janet reparou nisso.
Soğukkanlı olmalıyız, Janet.
Vamos manter a calma, Janet.
Üzgünüm, Janet.
Desculpa, Janet.
Program benim kanımda, Janet.
O programa está no meu sangue, Janet.
- Sıradaki Janet mı?
- Quem é o próximo? A Janet?
- Janet'ın ölmesine izin veremezdim.
- Não podia deixar a Janet morrer.
Janet'tan uzak dur.
E fique longe da Janet.
Janet Cooper adındaki bir kadının kayboluşunu soruşturuyoruz.
Procuramos pistas do desaparecimento de uma mulher chamada Janet Cooper.
Janet Cooper neden umurumda olacakmış?
Porque devo eu preocupar-me com ela?
Janet Cooper benim karım.
A Janet Cooper é... minha mulher.
Acı çekmene yol açmak istemedim, Janet.
Não tive intenção de te magoar, Janet.
- Ne yapmak istiyorsun, Janet?
O que é que queres fazer, Janet? Quero sair daqui.
- Artık yeter, Janet.
Já chega, Janet.
Janet, inandığın tüm ilkeleri hiçe saymaya değer mi, Joe?
A Janet merece que abdiques de tudo em que acreditas, Joe?
Bu Janet'ın olduğu fotoğraftaki adam.
Este é o tipo da foto com a Janet.
Janet'ı her şeyden çok seven adam mı söylüyor bunları?
Isto vindo de um homem que agora deseja a Janet, mais do que tudo?
Janet'ın yerini biliyor.
Ela sabe onde está a Janet.
Janet için hissettiğini zannettiğin sözde aşk, seni yok edecek.
Este suposto amor que sentes pela Janet vai destruir-te.
- Sensin, Janet.
És tu, Janet.
Janet'ın dosyasına göre, tam olarak bize anlattığı kişiymiş.
O dossier da Janet está de acordo com o que ela nos disse.
Janet onlardan biri değil.
- A Janet não é um deles.
Blackham Janet'tan daha iyi bir aday.
O Blackham é mais candidato do que a Janet.
Eğer Angela'yı bulabilirsek, Janet'ı da bulabiliriz.
Se encontrarmos a Angela, encontramos a Janet.
Janet'ı bulmaya çok yaklaştığımız için, Angela'yı kaçırdıklarına inanmalıyım.
Estou convicta que eles levaram a Angela porque estamos muito próximos de encontrar a Janet.
Janet'ı bulana kadar birlikte aramaya devam edeceğiz.
Juntos, vamos continuar a procurar, até encontrarmos a Janet.
Janet!
Janet!
- Janet, harika birisin.
- Janet, és espantosa.
Janet, ölmeyeceğiz.
Janet, não vamos morrer
- Bitkin görünüyorsun, Janet.
- Parece cansada, Janet.
Janet'ın peşinde olduğunu sen de biliyorsun.
Ele anda atrás dela.
- Janet Cooper'ı kaçırmaktan tutuklusun. - Yapmayın ya!
Está preso pelo rapto de Janet Cooper.
- İyi akşamlar, Janet.
- Boa noite Janet. - Mr.
Ancak bilmen gerekir ki, sana çok değer veriyorlar Janet.
Mas a verdade é que eles se preocupam muito consigo Janet.
- Janet?
- Janet?
Janet'le kurmaya çalıştığın o küçük bağlantı bile yok oldu.
É tempo de perceberes que qualquer relação romântica entre ti e a Janet morreu.
- Janet'ı arıyordum.
Estava á procura da Janet.
- Janet'ı öldürmedim.
- Não matei a Janet.
Böyle söyleyince çılgınca geliyor ama, Victoria Fairchild'ın cinayetini ve Janet'ın ortadan kaybolmasını mavi giyimli adamlara bağlıyordum.
Eu sei que parece louco, mas eu estava a ligar o homicídio da Victoria Fairchild com o desaparecimento da Janet, com os tipos vestidos de azul.
Büyük ihtimalle Victoria Fairchild'ı, belki de Janet'ı bile.
Provavelmente mataram Victoria Fairchild e se calhar até a Janet.
Janet, burası bir hapishane!
Janet, isto é uma prisão.
Janet'a neler oldu bilmiyorum ama Ulrich'ten etkilendi.
Não sei o que se passa com a Janet, mas ela está apanhada pelo Ulrich.
Benden uzak dur, Janet.
Afasta-te o mais possível de mim, Janet.
Janet da Ulrich'le epey zaman geçiriyor.
A Janet também passa muito tempo com o Ulrich.
Janet?
Janet?
Janet Cooper bizimle.
A Janet Cooper está'a bordo'.
Janet Cooper benim karım.
A Janet Cooper é minha mulher.
Joe ve Janet gibi gitmek istiyorum.
Quero partir, tal como o Joe e a Janet.
- Janet hakkındaki planlar ne?
Preciso de saber os planos para a Janet.
Bu Janet.
Esta é a Janet.
- Artık onlardan biri değilim, Janet.
Deixei de ser um deles, Janet.
- Janet?
Janet.