Jet translate Portuguese
1,692 parallel translation
Uçak seyahati beni yormuş olmalı.
Deve ser do jet-lag.
Özel bir jet alsak?
Pra que conseguissemos um jato particular.
Eğer tropik bir adaya gitmek istersen, tamam mı? Listedeki kalan 34 kadın bir jet ski kiralayıp oraya gelirler ve istesen de istemesen de seninle bir parti yaparlar.
Mesmo que vás para uma ilha tropical, as restantes 34 meninas desta lista, vão estar a alugar jetskis, para andares por ali e divertires-te, quer gostes ou não.
Bir jet ski kiralar ve benim izimi bulur.
Eu não consigo escapar.
Bir jet uçağı ayarlanmasını istiyorlar.
Eles estão a pedir um jacto.
- Rotamız Bailey's BarGrill, jet hızıyla.
- Em rota para o Bailey's Bar and Grill, a toda a velocidade.
Hayır Peter, aktif bir uçak pistinden uçan pikap kamyoneti fikri ile... jet motorun yakıtını çekmek tamamen normal.
Não, Peter, é perfeitamente normal... roubar combustível de um avião prestes a deslocar... com a intenção de fazer voar uma pickup.
Tek kişilik bir jet var. 20-25 dakikada oraya ulaşır, ama... Gönder onu.
- O Warthog vai demorar cerca de 25 minutos a chegar lá, mas...
- Cezayir'e bir jet?
- Um jato para a Argélia?
- Magazin okuyorum.
- Leio a Jet.
Sadece iki özel jet kalkmış bi kaç saat içinde, seninki ve Steve Wynn'ın ki.
Apenas dois aviões particulares descolaram nas últimas horas. O seu e o do Steve Wynn.
Lois, Oliver ile birlikte jet ile Monte Carlo'ya uçuyor.
A Lois está a caminho de Monte Carlo com o Oliver.
Jet gitmeye hazır mı?
Tem o jacto atestado e preparado.
Lemon ben sosyetiklerle, mankenlerle, oyuncularla çıkarım, 90'ların Elizabeth Hurley'si gibi.
Lemon, eu saio com o jet-set, modelos e actrizes. Com a Liz Hurley nos Anos 90...
Owen Kravecki tarafından bu sabah için özel bir jet uçuşu ayarlanmış.
Um jacto privado foi alugado por Owen Kravecki esta manhã.
Seyyar bir satıcı ve özel okullu sosyete güzeli öldü. Tamam. Bağlantı nerede?
Temos um vendedor ambulante e uma debutante do jet set mortos.
Bana hemen Chicago'ya giden bir jet ayarlayın.
Arranja-me um jacto para Chicago.
- Ninja dersin nasıl gidiyor, Jet Lee?
Como estão as aulas ninja, Jet Lee?
Sana söylüyorum Dean. Bunu jet motoru gibi bir sey yapmis.
Estou a dizer-te, Dean, isto foi feito com uma espécie de motor a jacto.
Bu jet çok pahalı. Parasını birisinin ödemesi gerekiyordu.
Este jacto é muito caro, alguém teve que pagar por ele.
İtiraf etmeliyim. Eğer yakışıklı eski sevgilim özel bir jet ve milyonlarca dolarla çıkagelse bir an için, eski günlerime dönüp, acaba onunla kalsa mıydım diye düşünürdüm.
Tenho de admitir, se o meu maravilhoso ex-namorado me aparecesse à frente num avião a jacto e com biliões de dólares, eu teria que imaginar por um segundo como seria a minha vida se tivéssemos ficado juntos.
Eğer şu an Tennessee'de bir jet-skinin üstünde olsam, sence bu telefona cevap verebilir miydim salak?
Se eu tivesse alugado motas de água no Tennessee agora mesmo, achas que estaria a atender esta chamada telefónica?
Adamın biri jet havalanırken bir adım kadar gerisindeymiş.
Um tipo estava atrás de um motor a jacto mesmo quando ele disparou.
Cinayet silahının bir jet uçağı olduğunu mu söylüyorsun?
Estás-me a dizer que a arma do homicídio foi um jacto?
Jet hızla bebek.
Os negócios correm rápido.
- Ibiza'ya jet kiralayabiliriz. Bunu düşünme bile!
- Podemos alugar um jacto para Ibiza.
Jet ateşlendi.
O jacto está atestado.
Yol yorgunu.
- Com jet-lag.
Sen bir Jet misin?
És um Jet?
Ben bir Jet'im.
E qual é o problema?
Ne olmuş yani?
Eu sou um Jet.
Penn'in bir Jet olduğunu bilmek, ona karşı koymayı kolaylaştırıyor.
Fazer-me saber que o Penn é um Jet torna bem mais fácil resistir a ele.
- Penn, sen bir Jet'sin.
- Penn, és um Jet.
Jet oğlanı Batı Kıyısı hareketleriyle başa çıkabilecek mi?
Então, o rapaz Jet acha que faz os passos da Costa Oeste?
Tanıştığınız zaman Jet olduğunu söylememesi yanlıştı bence.
Acho errado ele não te ter dito que era um Jet quando te conheceu.
Sen de alt tarafı bir Jet olduğunu gösterdin.
E tu mostraste que não passas de um Jet.
Jet Balıklar nasıl?
Que tal os Shets?
Artık adımız Jet Balıklar.
Somos os Shets.
Köpek Balıkları, Jetler, Jet Balıklar.
Sharks, Jets, Shets.
Ama Jet Balıklar aşkına, şimdi kendini göster.
E para bem dos Shets, vais ter de o mostrar agora.
- Jet Balıklar!
- Shets!
Şimdi de günün son performansı... Şimşek Ruh Kampından, iki yakanın küllerinden doğan... Jet Balıklar karşınızda!
E agora, para a nossa última actuação do dia, do Campo Espírito de Trovão, a surgir das cinzas de ambas as costas, apresento-vos os Shets!
Pekala. Bu demektir ki Amerika'yı Amigo Gösterisi Dünya Turunda temsil edecek ekip Doğu-Batı Jet Balıkları!
Então, isso significa que a equipa vencedora que vai representar os EUA na Digressão Mundial de Demonstração de Claques é a dos Shets Este-Oeste!
Görünüşe bakılırsa, savaşçı filonuz jet yakıtlarını almak üzere.
Parece que a sua frota de lutadores está quase atestada.
Jet lag.
- Jet-lag.
Biraz kibirli mi?
Tem a mania do jet set?
Jet uçağı gibiydi.
Ele parecia um avião a jacto.
Ve sana özel bir jet uçağım olduğundan ve New York'un buradan pek uzakta olmadığından da bahsetmiş miydim?
E referi que tenho um jacto privado e que Nova Iorque não é mundo longe daqui?
Jet-lag yüzünden yaptığım kötü bir espriydi sadece.
Não. Foi só uma piada de mal gosto pelo cansaço do voo.
Uçuş sonrası rahatsızlanman gibi ama bu zaman yolculuğu yüzünden.
É como o jet-lag, mas para viagens no tempo.
İşte...
Aqui... aqui está a "Beleza da Semana" da "Jet". Formosa.