Jilly translate Portuguese
143 parallel translation
Bu benim Jilly'm.
Essa é a minha Jilly.
Bu benim özel arkadaşım Jilly Bryant.
Esta é a minha amiga especial, Jilly Bryant.
Eminim ki gün sayıyorsundur Jilly.
Aposto que está a contar os dias, Jilly.
- Ya sen Jilly?
- E você, Jilly?
- Jill hiç de öyle biri değil. - Değil mi?
Jilly não é assim.
Jilly gibi bir kadın için buraları zordur.
Isto aqui é difícil para uma mulher.
Bir de senin fikrini duyayım Jill. Sence nasıl?
- O que achou, Jilly?
Jilly, gitmene yalnızca on gün var.
Só lhe restam mais 10 dias.
Konuşmaya başlamazsan Jilly kafanı çekiç niyetine kullanır.
Fale comigo, ou digo ao Jilly para rebentar com a sua cabeça.
Jilly, şu çöreği de al olur mu?
Traz esse engraçadinho.
Onlardan biri zaten elimde Jilly ile birlikte limuzindeler.
Já tenho um deles. Está na limusina com o Jilly.
Jilly'e onu haklamasını söyleyeceğim.
- Vou pedir à Jilly que vá lá.
Belki sadece Jilly'i çağırıp bu serseriyi sincap deliğine tıktırmalıyız.
Vamos pedir à Jilly que largue este palhaço num aterro qualquer.
Hiç böyle hissetmemiştim.
Enfim, uma coisa vagamente parecida, pela Jilly, quando era novo. Nunca me senti assim.
- Onu Jilly getirdi.
- O Jilly trouxe-o
- Dört-Göz Jilly mi?
- O Jilly quatro-olhos?
Dört-Göz Jilly değil. Queens'li Jilly.
o quatro-olhos não, o Jilly de Queens
- O nereden, Jilly?
- Donde é ele, Jilly?
Ne dedin, Jilly?
O que dizes, Jilly?
Tıraşına devam et, Jilly.
Volta ao teu banho.
Philly'den Jilly.
- Sou o Jilly de Filadélfia.
Hoşlandım, Jilly. Gerçekten.
- Estou a gostar Jilly, a sério.
Haklısın, Jilly, Öğrenmeliyim.
Tem razão, Jilly. Eu sei que sim.
Lütfen, bana Jilly de.
Por favor, chama-me Jilly. Claro, Sra. Miranda.
Jack ve Jilly... Jack ve Jilly Buldular zirveyi.
Jack... e Jilly subiram uma colinazinha...
Jack ve Jilly?
Jack e Jilly?
Jack ve Jilly Buldular zirveyi?
Jack e Jilly subiram a colinazinha?
Buna daha ne kadar devam edeceksin... Jack ve Jilly Buldular zirveyi?
Quantas vezes vais dizer isso?
Jack ve Jilly buldular zirveyi'yi seviyorum.
- Gosto dessa expressão.
Jack ve Jilly Buldular zirveyi... Jack ve Jilly Buldular zirveyi...
Jack e Jill subiram a colina Para buscar água.
Jilly, Jilly...
- O quê? - Jilly... Jilly...
Jilly Miranda tıpkı kara ölüm gibi. Ama dinlemedin.
A Jilly Miranda é morte certa, mas tu não me dás ouvidos.
Jilly, iyi işti.
Bom trabalho com a Jilly.
Jilly, iyi işti dedim.
Eu disse bom trabalho com a Jilly.
Dostum, Jilly Miranda.
- Jilly Miranda. - Meu Deus...
Kardeşim, Jilly Miranda sapkın biri..
A Jilly Miranda é terrível!
Seattle'ı düşünüyoruz.
Estamos a pensar em ir para Seattle. Jilly Miranda.
Jilly Miranda, adamım... Ona bir tur binmeyi isterdim.
Já lhe dava uma trancada.
- Baban Jilly Rufalo'yu hakladı.
Foi a mando do Jilly Rufalo.
Jilly ve baban aynı dönemde hapisteydi.
Ele e o teu pai estiveram na cadeia juntos.
Jilly babanın hücre arkadaşını bıçaklayıp öldürmüş.
O Jilly apunhalou o companheiro de cela do teu velho.
Baban da şartlı tahliyeyle çıkınca, Jilly'yi buldu.
Quando o teu velho saiu em liberdade condicional, foi atrás do Jilly.
Yani Jilly Rufalo'dan para alıp babamı elinde benim televizyon izlemem için getirdiği sehpayla öldürmediğini mi söylüyorsun?
Está a sugerir que não aceitou dinheiro do Jilly Rufalo para eliminar o meu pai que trazia um tabuleiro para eu ver TV à refeição?
Jilly.
O que faz aqui?
Jilly.
Jilly.
Yani, anlaşılmaz derecede benzer, küçükken Jilly için hissettiklerime. Jilly?
Jilly?
- İyi geceler, Kweli. - İyi geceler, Jilly.
- Boa noite, Kweli!
Seninle tartışmak istemiyorum, Jilly.
Não quero discutir contigo, Jill.
Ahhh, Jilly.
Jilly.
- Jilly.
- Jilly.
- Jilly, üzgünüm.
Jilly, desculpa!