English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kabuslar

Kabuslar translate Portuguese

895 parallel translation
Korkunç kabuslar görmesine neden olur, Profesör Van Helsing.
Eles podem provocar-lhe pesadelos, Professor Van Helsing.
Korkunç kabuslar.
Pesadelos.
Tatlım, tüm bu kabusları unutacağız ve daha güzel şeyler düşüneceğiz, değil mi?
Querida, vamos esquecer tudo sobre esses sonhos, e vamos pensar em algo feliz, não vamos? Permita-me.
Kabuslarımıza da girmeyin.
E não te ponhas a ter os teus pesadelos.
Kabuslar, korkular, küçük düşmeler hakkında unutmak istediğim her şey hakkında.
Sobre pesadelos, horrores, humilhações... tudo aquilo que quero esquecer.
Suçları tüm ayrıntılarıyla kabuslarına giriyordu ve gittikçe artan korkuyla ruhunun yaşayan cesedi acımasızca lanetleniyordu.
Cada detalhe dos seus crimes voltava nos seus pesadêlos com acrescentado horror, perseguindo-o implacávelmente com a morte em vida da sua alma.
Acılarına ve kabuslarına beynini uçurarak veya camdan atlayarak son verecek.
Irá por fim à sua dor e aos seus pesadelos... dando um tiro na cabeça, ou atirando-se de uma janela.
Bunlardan ikisi çok dardı, Bir askerin bile yarısının sığabileceği kayalarla kaplı kabuslar gibiydi.
Duas delas, estreitas, e cheias de pedras, onde uma legião podia ser retida com poucas forças.
Kabuslar görüyorsun, Doktor.
Está a ter pesadelos, Doc.
Ne yaptığını bilmek istemezsin, bayan. Kabuslar görürsünüz.
Não gostaria de saber o que ele fez, teria pesadelos.
Şartlar, gerçeklik algısına saldıracak. Kabuslar dizisi, şuurunu bloke edecek.
circunstâncias atacarão seu senso de realidade... e uma série de pesadelos colocará sua sanidade em risco.
Tüm bu dehşetin kabusların ardından yırtıcı, yiyip bitiren kuşlarla kararmamış gökyüzüne gözlerini yükseltebilmeleri.
Depois de todo aquele horror depois dos pesadelos poder erguer os olhos a um céu que näo esteja negro com aves devoradoras.
Yalnızca kabuslarınızda görebileceğiniz bir yerdi.
Era o tipo de lugar que só aparecem nos pesadelos...
Bu kabuslarını uzak tutmalı.
- Com isto não terás pesadelos.
Kabuslar görüyorsan git annene söyle.
Pegue. E chama a tua mãe se tiver sonhos maus.
Binbaşı, bu kabusları ekibinizin eski üyelerinden gören başkaları olup olmadığına dair bilginiz var mı? Hayır efendim.
Major, tanto quanto sabe, alguns outros ex-membros da sua patrulha tiveram sonhos semelhantes?
Hiç kimse merak etmiyor mu acaba? Mavole çatışmada hayatını kaybeden iki kişiden biriydi ve neden her gece kabuslarımda...
Ninguém se surpreende com o facto curioso de que o Mavole fosse um dos dois homens mortos em combate,
Son altı aydır, sürekli gördüğüm kabuslar nedeniyle aklımı kaçırmak üzereydim.
Há meses que me vejo doido com um sonho recorrente.
Yada kabusların..
De um pesadelo.
Aslında Haloran Şatosu bana kabuslar yaşatıyor.
Pra falar a verdade, o castelo de Haloran me dá arrepios.
Gece yarısı kabuslar görüp çığlıklar atarak uyanıyordum.
Uma noite entrou em meu quarto gritando que estava tendo pesadelos.
Zavallı Billy, eskiden kabuslar görmene şaşmamalı.
Pobre Billy. Não me estranha que teve tantos pesadelos.
Tüm kabuslarım gerçek oldu.
Todos os meu pesadelos se tornaram realidade.
En korkunç kabusları görüyorum.
Tive pesadelos horríveis.
, Içme edildi kabuslar vardı bu yüzden... Değil Kore anıları nedeniyle.
O álcool, o mau feitio, os pesadelos, não são as recordações da Coreia.
Hayır Ben kabuslar ve kiriş vardı neden söylemek havasında değildi.
Não, não te menti. Só não te disse porque não tem nada a ver contigo.
İsterse evrenin yapısı dağılsın. Yemeğimizi korku içinde yemeyiz ne de her gece bizi sarsan korkunç kabusları umursarız.
Mas, se a estrutura das coisas se desconjuntar, comeremos com medo e dormiremos afligidos pelos vis pesadelos que nos assombram á noite.
Cinsel kabuslar görüyordum.
Estava a ter pesadelos sexuais.
Erotik kabuslar Tüm ölçütlerden öte
Pesadelos eróticos para além de qualquer medida.
G-Gördüğüm kabusları kimseye anlatmadım.
Nunca falei a ninguém nos meus pesadelos.
Kabuslarımda sarf ettiği çirkin sözlerle midemi bulandırıyorlar.
As suas palavras e os meus pesadelos estão a pôr-me doente.
Şimdi de kabuslarınız ve pişmanlık duyan vicdanınız size genç adamı bulup yanınıza almanızı ve zenginliğinizi ona bağışlamanızı söylüyor.
E agora, a sua consciência diz-lhe para procurar o adulto, aceitá-lo e dar-lhe a sua fortuna.
Sağken uyuyamaz, uyuduğu zaman ise kızının yalnız kaldığına dair kabuslar görürdü. Evimizde erkek yok! Ve şimdi de ben uyuyamıyorum.
O sono que conseguia era perturbado com sonhos da sua filha, sozinha, sem um irmão, sem homem em casa, e agora, sou eu que não consigo dormir.
Çok hasta olduğumu ve kabuslar gördüğümü hatırlıyorum. Hepsi bu.
Lembro-me de estar muito doente e de ter pesadelos e mais nada.
- Oh. Küçük bir çocukken bu kötü rüyaları görürdün. Kabuslar.
Quando criança tinha uns pesadelos horríveis.
Orası yavaş bir ölüm kokuyordu sıtmalı ve kabuslar.
Cheirava a morte lenta... malária... e pesadelos.
Tüm gece, araba sattığım tüm müşterilerim gelip para iadesi istediği kabuslar gördüm.
Tive pesadelos toda a noite... de que todos os que me compraram um carro... vinham pedir um reembolso.
Kabusların ve dişi şeytanların yeri.
Íncubo e súcubo.
Kabuslar?
Com pesadelos?
Kabuslar gerçek gibi görünür.
Os pesadelos parecem reais.
Kabuslar görmüştü ama bu öyle değildi...
Elajá teve pesadelos, mas não...
Farketmemiştim. Ama uzun süredir bu korkunç kabusları görüyorum.
Eu não tinha dado conta... mas ando a ter uns pesadelos horríveis.
Hani bazen kabuslarında öldürülürsün ya, onun gibi bir şey.
Quando adormece às vezes e é morto num pesadelo ou isso.
Kabuslarımın arasında birazcık.
Sim, entre pesadelos.
Benim hemen bulmam lazım aksi halde kabuslarım başlar
Preciso disso agora mesmo, ou a ressaca tá aí em 2 horas.
Kimmy, hani kabuslar görürsün ya.
A Kimmy já tem tido pesadelos.
- Kabuslar, yani?
- Queres dizer pesadelos?
Bu rüyalar ya da kabuslar ya da her ne boksalar artık seni rahatsız edemeyecekler.
Eu garanto que esses sonhos, pesadelos, ou seja lá o que forem jamais irão incomodar-te de novo.
Kızamık, kırık, kabuslar, bunlar kolay.
Rubéola, fraturas, pesadelos.
Kabuslar görüyorlar.
Eles tiveram pesadelos.
Passchendaele ve Somme savaşları, hala ona kabuslar gördürüyordu [14].
Foram sempre pesadelos para ele.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]