English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kahire

Kahire translate Portuguese

477 parallel translation
Gerçekten de şu korkunç modern Kahire'de miyiz?
Estamos mesmo neste horroroso moderno Cairo?
Kahire'ye dönmüştüm.
Regressei ao Cairo.
Bulduklarımızı Kahire Müzesi'nin alması pis bir numara.
É um truque sujo, o Museu do Cairo ficar com tudo.
Kahire ve İskenderiye'nin savunulması lazım.
Cairo e Alexandria têm de ser defendidas.
İstanbul'a, Atina'ya, Kahire'ye.
istambul, Atenas, o Cairo...
Yarın Kahire'ye doğru yola çıkıyoruz.
Fugiremos do Cairo.
Burada bir günde, senin Kahire'de bir haftada çaldığından fazlasını kazanıyoruz.
Em um só dia ganhámos mais que em uma semana.
Savaş sırasında Kahire'de oyuncak bir piramit almıştım.
Comprei uma pirâmide no Cairo, durante a guerra.
Yarın akşam Kahire'den bekleniyorum bilyorsunuz.
Esperam-me no Cairo amanhã à tarde.
Paris, Kahire, Sevil...
Paris, Cairo, Sevilha...
İskenderiye'ye ya da Kahire'ye El Alamein üzerinden saldırmak için yeniden organize olmalıyız.
Deveríamos reagrupar-nos e ir a Alexandria, a El Alamein ou ao Cairo.
İskenderiye, Kahire umrumda değil.
Alexandria, o Cairo... tolices.
Kahire'den emirler geldi.
Chegaram ordens do Cairo.
Kahire, savunmaya geçip iki ay dayanmamızı istiyor. İki ay mı?
O Cairo ordenou que tomemos a defesa das nossas posições durante dois meses.
Kahire bizden iki ay dayanmamızı istiyor.
Querem que resistamos dois meses.
Şu sizin general örneğin. Söyle bana MacRoberts, benim panzer saldırıma karşı savunmayı organize eden generalle Kahire'deki general aynı general miydi?
Diga-me, MacRoberts, já que faz tempo disto, foi ele quem organizou a defesa contra o ataque dos meus panzers ou foi o Cairo?
Kahire'den püskürtülmüş Alman kuvvetleri geliyor. Burayı 3 gün tutmalıyız.
Parece que vêem do Cairo, e nós vamos segurar isto durante três dias.
Neden bir iki haftalığına Nairobi'ye uçmuyorsun, hatta Kahire'ye de olabilir?
E se fosses até Nairobi ou mesmo ao Cairo, durante umas duas semanas?
Bu durumda, bir hafta on gün içinde Kahire uçağına binmiş olursun.
Nesse caso, estará num avião para o Cairo daqui a uma semana, 10 dias.
Liverpool'dan Kahire'ye dünyanın dört bir yanındaki dedektiflere haber verdik.
Já informamos detetives pelo mundo inteiro... de Liverpool ao Cairo.
Tam bir hafta önce bugün Kahire'de başladı.
Isto começou no Cairo, faz hoje uma semana.
Müfettiş Kafir, Kahire polisinden.
Inspetor Kafir, da polícia do Cairo.
Öldürmek için Onu Kahire'ye kadar izleyip, dükkanına girdiğinde sona eren bir arayış.
A busca terminou quando você seguiu uma pista até ao Cairo e entrou na loja dele, para o matar.
Sir Robert Walton yargılanman sırasında bunu kanıtlamak üzere Kahire'de o gün gerçekte neler olduğunun öyküsünü anlatacak.
Sir Robert Walton vai provar isso, no seu julgamento quando ele contar a história do que real - mente aconteceu, naquele dia no Cairo.
Bunlar Kahire'ye kadar kalanlar.
Estes são os últimos até ao Cairo.
İşte bu nedenle Kahire'ye tanıklık yapmağa gidiyorum.
É por isso que eu vou para o Cairo para depor.
Peşinden gittim, ta Kahire'ye. Orada bir eve girdim.Evet, bir eve girip bakire rolü yaptım.
Um tipo prometeu-me fortuna, eu sigo-o e fujo com ele para o Cairo onde entro numa casa onde faço de virgem.
Kahire'deki birliğimde küçük bir görevdeydi.
Desempenhava uma qualquer função subalterna, no Cairo.
Kahire'de bize yararı yok.
Ele não tem qualquer utilidade aqui no Cairo.
Kahire'den mi?
Do Cairo?
- Kahire'den gönderildin.
- Foste destacado pelo Cairo?
Eğitimimi Kahire'de aldım.
Já estive no Cairo, a estudar.
- Bunu ister misin? - Ne Kahire'deki generaller, ne de sultan bunu ister.
- Nem os generais, no Cairo nem o sultão o desejam.
Generallere haber vermeye Kahire'ye gidiyorum.
Eu vou avisar os generais no Cairo!
Dinle, Ali. Bedevilerinden biri Kahire'ye gidip :
Escuta, Ali, se um dos teus beduínos fosse ao Cairo e dissesse :
Kahire'de bu komik giysileri atacaksın.
No Cairo, tirarás essas vestes que trazes.
Bense Kahire'ye gidiyorum.
Pessoalmente tenho de ir ao Cairo.
Kahire'de, o kan dökülmesine dayanamaz diyorlar.
Ouvi dizer, no Cairo, que o major Lawrence odeia carnificinas.
BM'ye göre, emirleri Kahire vermiş.
Como a questão da Argélia está na ONU, as ordens vêm do Cairo.
"Kahire'nin Altını" filminin yönetmeni olarak sizlerin tam bir işbirliğinize ihtiyacım olacak en küçük çocuktan meşhur Polis Şefinize kadar.
Como diretor de "O Ouro do Cairo" Eu preciso ter sua completa cooperação desde a menor criança ao nosso ilustre Chefe de Polícia.
Tabii ki! Sizi geri zekalılar, Kahire altını bu!
seus idiotas, é o ouro do Cairo!
Kahire altınını buldular.
Encontraram o ouro do Cairo.
Vanucci Onunla birlikte Kahire altınını çalıyorsun.
Vanucci! Você está roubando o ouro do Cairo com ele.
Sevalio'da çektiğiniz film, Kahire Altını
O filme que você fez em Sevalio, "O Ouro do Cairo".
Kahire den çok önce.
Antes dos túmulos reais.
Raporlarım Kahire de Sir Evelyn Baring'e olaydan önce ulaştırılmışdı.
Já tinha mandado relatórios para o Cairo, para Sir Evelyn Baring.
Ah, Kahire'de, Sudan Genel Valisinin atanmasıyla ilgili Hidiv'e baskı yapması için Sör Evelyn Baring'i göreceğim.
Vou fazer com que Sir Evelyn Baring no Cairo pressione o quediva para o nomear a si Governador geral do Sudão.
Sör Evelyn Baring, Kahire.
Sir Evelyn Baring, Cairo.
Resmi bir sorumluluğu olan bir kişi olarak size Kahire'ye geri dönmenizi tavsiye ederim.
Peço-lhe que o leia. Tenho a obrigação de o aconselhar a voltar para o Cairo.
KAHİRE MÜZESİ CAIRO MUSEUM
MUSEU DO CAIRO
Kahire camisinde, Mekke de ve Bağdat ta dua ettim.
Não. Deverei rezar na mesquita do Cairo, em Meca, e em Bagdad, e na mesquita de Constantinopla.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]