Kalsın translate Portuguese
10,224 parallel translation
- Az kalsın inanmıyordum bak.
- Quase me conseguia enganar.
Fazla geldiyse de üstü kalsın.
Se sobrar, fica com o troco.
İzin verde çocuk bir günlük benimle kalsın.
Deixa o miúdo ficar comigo por um dia.
Sende kalsın.
Fica tu com ele.
Önemli değil, sende kalsın.
Está bem, pode ficar com isso.
- Kalsın. Ben böyle gireceğim. Savaşmak için rahat hareket edebilmem gerek.
Vou assim pois preciso de me mexer para lutar.
Kolumu eşekler cennetine yolluyordun az kalsın.
Quase arrancaste o meu braço na estrada para o paraíso.
Sen az kalsın bitiriyordun.
E tu quase o fizeste.
Herkes sakin kalsın.
Não tenhas medo. Toda a gente fique calma.
Kalsın. Merak ediyorum.
- Oh, não, não, deixa.
Bu arada balık sende kalsın be pis hayvan.
E fica com o peixe, animal imundo.
Sadece Seraf hayatta kalsın.
Apenas o Serafim viverá.
Az kalsın silah kaçakçılığından tutuklanıyorduk.
Quase fomos presos por sermos traficantes de armas.
Az kalsın ölüyordum.
Estive quase. Obrigado por me resgatares.
Bu salak herif hem oğlumu hem de beni az kalsın eziyordu.
Ainda bem. Este idiota quase nos atropelou, e ao meu filho.
- Tamam, kupa sende kalsın.
Muito bem, podes ficar com a caneca.
Kostüm sende kalsın.
Fica com a roupa.
Beyler, araçlar beklemede kalsın.
Malta, veículos em espera.
Ödümü kopardın. Az kalsın ters durumda yakalanacaktım.
Quase me matas de susto e estava quase indecente.
"Az kalsın" mı?
"Quase"?
Biliyor musun, 20'lik sizde kalsın.
Queres saber? Fica com os 20.
Onun yanına dönmeliyim. Çorba kalsın. Özür dilerim.
Tenho de voltar para junto dele, esquece a sopa.
- Şanı sana mı kalsın yani?
Para eu te dar a glória?
- Sende kalsın.
- Fica com ele.
Ve ona üçkağıtçı diyen en son kişi Louis'di ve ve sen de onu az kalsın yumrukluyordun.
- Rachel. - A última vez que alguém o chamou duvidoso, foi o Louis e tu quase lhe deste um murro por isso.
Sen ve senin Snot-roketlerin az kalsın beni öldürtecekti!
Tu e esses foguetes de porcaria quase me mataram!
Sağ ol, kalsın.
Não, obrigado.
Geçitten geçerken az kalsın bana çarpıyordu bu.
Isto quase me atingiu quando passei pelo portal.
Evet, King Shark az kalsın Flash'ı yiyordu.
O King Shark quase comeu o Flash.
Tekillik beni buraya çekmeden önce Zoom az kalsın beni öldürecekti, ayrıca hızımı çaldı.
O Zoom quase me matou e roubou-me a velocidade antes da singularidade me ter puxado para aqui.
Üstü kalsın.
- Fique com o troco.
- Bu bir süre ikimiz arasında kalsın.
- Fica entre nós por enquanto. - Está bem.
Az kalsın ölüyordu.
Quase morreu.
Herkes kendi tarafında kalsın olur mu?
Cada um no seu lado, está bem?
Herkes kendi tarafında kalsın tamam mı?
Cada um no seu lado, está bem?
İnsansız uçağı 600 metre daha yükseltsin ama ana yolun diğer tarafında kalsın.
Manda subir o drone mais 2000 pés mas manter-se do outro lado da estrada principal.
Ama o zaman kadar bu aramızda kalsın.
Mas, até lá, isto fica entre nós.
En son yaptığı güzel planda az kalsın Barry'i öldürtüyordu.
O último plano brilhante dele quase matou o Barry.
Az kalsın arkadaşını öldürtüyordun bana.
Quase que me fazias matar o teu amigo.
Oyunu kazan ve bu para sende kalsın.
Se ganhares o jogo, ficas com a moeda.
Az kalsın dinlemiyordum çünkü... Bu acıyı tekrar hissetmek istemiyordum.
Quase não ouvi, porque... não queria sentir aquela dor outra vez.
Aslında, ölümden dönmeye karar verene kadar senin şirketin olarak kalsın.
Por acaso, até decidir voltar dos mortos, - é a tua empresa.
Birkaç hafta önce siyahlar giyinmiş bir Hızcı, az kalsın öldürüyordu onu.
Outro velocista, vestido todo de preto, quase o matou há umas semanas.
Hastane bende kalsın mı diye sordu.
No hospital, perguntaram-me se eu o queria guardar.
Az kalsın kafalarını koparacaktım.
Eu estava a dois segundos de lhes arrancar as cabeças.
1 dolar cebinde kalsın diye bunu yaptığına değdi mi?
Valeu o dólar que poupaste?
Az kalsın bunu unutuyordun!
Ias embora sem isto...
Bırakın aşağıda kalsın.
- Não deixa-o lá em baixo.
Para üstünüz efendim. - Kalsın.
O seu troco.
Ben de az kalsın ölüyordum.
Eu quase morri e o Otto também.
Kıyafetlerin üzerinde kalsın.
Vestido.