Kandırdım translate Portuguese
944 parallel translation
- Tabi ki kandırdım.
- Sim, enganei-te.
Kandırdım seni.
Enganei-te.
Kandırdım!
Apanhado!
Kandırdım!
Enganaram-nos!
- Seni kandırdım mı sandın?
- Acha que o enganaria?
Bu sefer seni kandırdım mı?
Enganei-te bem.
Kendimi kandırdım. Ama arkadaşlarımı kandıramadım.
Enganei-me a mim próprio, mas não enganei os meus amigos.
Seni bir kez kandırdım. Bunu ikinci kez yapacak kadar aptal değilim.
Já te enganei uma vez, não volto a fazê-lo.
Evet, seni kandırdım.
Sim, fiz batota consigo.
Dayakla beni eğitebileceklerini sanıyorlardı, ama onları kandırdım.
Pensavam que me iam dar educação á pancada, mas enganei-as.
Onları kandırdım.
Enganei-os.
Seni kandırdım, peder.
Enganei você, padre.
Ben... ben... seni de kendimi de kandırdım.
Eu... eu... enganei-me a mim mesma.
- İşte seni kandırdım, beni asla yenemezsin.
- Apanhei-te de novo. Não podes provar nada!
Onları kandırdım.
Eu enganei-as.
Onları kandırdım.
Eu os enganei!
Kesinlikle senin adamları kandırdım, değilmi?
Sem dúvida os enganei, verdade?
Onu kandırdım.
Enganei-a.
Kandırdım!
Apanhei-vos!
Kandırdım!
Apanhei-te!
Kandırdım seni, değil mi?
E enganei-te, não?
Londra'ya uzunca bir rapor yazdım. Hâlâ işe yarıyorum diye kendimi kandırdım.
Compilei um longo relatório para Londres e forcei-me a acreditar que ainda poderia ser útil.
Kandırdım, ha?
- Enganei-te, ah?
Çok korktular, bu yüzden onları arayıp "ha ha, sizi kandırdım, yaşıyorum ben" diyeceğim!
Estão apavorados que eu acabe apanhando. Então vou dizer : " Enganei-os.
Seni kandırdım, ama hiç yalan söylemedim.
Enganei-te, mas nunca te menti.
Seni kandırdım, değil mi?
Admirado, é?
Kandırdım seni, değil mi?
Peguei você, não é?
- Kandırdın mı kızı?
- Pegou ela, não?
- Bunca zaman beni kandırdın mı?
- estiveste me enganando?
- Seni amma da kandırdım, değil mi? Hep bir polisi aptal yerine koymak istemişimdir.
Por momentos, enganei-o, não foi?
Beni kandırdığınıza bahse varım.
- Aposto que está me enganando.
Kandırdığım ilk kadın da o oldu.
Ela foi a única mulher que enganei.
Seni kandırdım.
Enganei-te.
Albay eğer tüm alayı gönderirseniz, Cochise onu kandırdığımı düşünür.
Coronel, se mandar saír o Regimento, Cochise vai pensar que o enganámos.
Onları kandırdığımızın farkında değil misiniz?
Não te dás conta de que os enganámos?
Takım elbiseli o adamlar bu saf köylüyü kandırdılar.
Esses sujeitos janotas viram esse campónio e enganaram-no.
Başından beri kendimi kandırdığımı sanıyorum.
Acho que me enganei desde o começo.
Seni kandırdığımı sandın.
Sentiste que te enganei.
Hayır, seni hiç kandırmadım, kandırdığımı sandığım zamanlarda bile, bunu biliyorsun.
Não, eu nunca te enganei, nem mesmo quando eu dizia que estava, sabes disso.
Beni kandırdı, bu işlerden çakmıyor sandım.
Ele me enganou, não achei que soubesse enganar.
Seni kandırdım!
- Apanhei-te.
Söyle, " Seni ve bu kasabayı kandırdığım için beni bağışla,...
Repete, " perdoa-me por te ter traído a ti... e a essa cidade,
Çocukları dışarı çıkarmanız için sizi kandırdı mı?
Fez voce levar as crianças ao banco?
"'Beni kandırdığını sandı Ama ben hiçkanmamıştım tabii
"'Ela pensou que estava enganado Mas realmente nunca o estive
Seni kandırdığımı biliyor musun?
Sabia que lhe enganei?
Onu kandırdığını mı sandın?
Achas que o enganaste? Nem por um minuto!
İnsanları kandırdığının farkına vardım ve şöyle dedim : "Çocuk işte."
Vi-o fazer batota e disse que é rapaz.
- Beni kandırdınız bayım.
Por quê?
- Bayım mı? - Evet, kandırdınız. - Neden ama?
Disse-me que me ia dar uns vestidos da sua mulher e depois se aproveitou.
Ayrıca, silahımın boş olduğunu söyleyerek beni kandırdı.
E também ele mente ao dizer que a minha arma está carregada.
Sanırım yine oğlumu kandırdılar.
Suponho que odiava a grande.