Karanfil translate Portuguese
100 parallel translation
- Karanfil, efendim?
- Cravo, Sr.?
Rom karanfil gibi kokarsa ateşim var demek.
Quando o rum cheira a cravos, estou com febre.
Çiçekler karanfil olsun.
e lhe compra flores, cravos.
Beyaz bir karanfil. Çok iyisiniz.
- Você é bom mesmo!
Gül kırmızıdır, menekşeler mor Karanfil çiçeğim ise sensin
A rosa é vermelha, a violeta azul e o cravo é doce, tal como tu
Viski, biraz biber, karanfil yağı, zencefil kökü...
Uísque, um pouco de pimenta, óleo de cravinho, raiz de gengibre...
Ve tavuk bir el ve yan üzerinde, altın mısır Tüm karanfil bir dokunuş ile tereyağı batırılmış.
O que acha, de uma espiga de milho, bem cosida... com azeite, manteiga e cravo?
onlar benim mısır karanfil sopa Ben gönderen geri olacak.
o cravo é fundamental. Dá no mesmo para mim, prefiro a manteiga.
- Yatağı biraz kaldırır mısın? - Biraz daha beyaz karanfil.
Mais cravos brancos.
Burası Karanfil Oda. Bir yatak ve bir radyo var.
Pelo menos, não é caro.
Elma, üzüm, tarçın, kuşüzümü, limon... kraker, şeker, portakal, hindistancevizi, un, tuz, biber... karanfil, yumurta ve çocuklar için şekerleme istiyorum.
Sofia, preciso de maçäs, passas, canela, amoras, Iimöes... bolachas, açúcar, laranjas, noz moscada, farinha, sai, pimenta... cravinho, ovos e doces para os miúdos.
Bir karanfil, insan kadar su ister.
Um pé de craveiro bebe como um homem.
Karanfil yetiştirmek mi istiyorsun, arkadaş olmak mı?
Queres fazer cravos ou fazer amigos?
Karanfil yetiştirdiğimi biliyor musunuz?
Sabias que faço plantações de cravos?
Howard Johnson Oteli'ndeyim, yakamda pembe bir karanfil var.
Estou no corredor do Howard Johnson's e estou a usar um vestido cor-de-rosa.
Karanfil.
Cravos.
- Bana karanfil getirirdi.
- Ele oferecia-me cravos.
Zambak, karanfil...
Lírios, cravos...
Bay Beaufort harika orkideler göndermiş. Kuzen Henry van der Luyden de bir sepet karanfil yollamış.
Disse que recebera umas orquídeas do Sr. Beaufort... e um cesto de cravos do primo Henry van der Luyden.
- Kırmızı bir karanfil tak ki tanıyabileyim.
- Usa um cravo vermelho para que eu saiba que és tu.
Turuncu karanfil garip midir?
Há algum problema com cravos laranja?
Bu bir karanfil.
É um cravo.
Ya da ateşten kopan karanfil çiçeği okları gibi.
" Ou a flecha de cravos, que o fogo lança
- Karanfil çiçeği.
- Cravos.
- "Karanfil." "Şakayık."
"Cravo," "peônia."
Pierre seni severim ama eğer buketlerimden bir karanfil daha kullanırsan seni sınır dışı ederim.
Pierre, adoro-te mas, se pões mais um cravo no meu "bouquet", deporto-te.
Eski zamanlarda, değişik baharatlarla yapılırmış karanfil, rom...
No passado, era feito com várias especiarias Cravo da Índia, Rum...
Karanfil.
Gipsófila.
Karanfil Sohbetli Kaltağı mı?
Cabra Jelly-já?
Bunlar karanfil mi?
São herbários?
Saçın karanfil gibi kokuyor.
O teu cabelo cheira a trevos.
Evet, elimde kırmızı biber, zencefil.. ... yenibahar, karanfil...
Sim, tenho paprika, gengibre pimenta, alho...
Karanfil mi?
Alho?
Karanfil takıyorsun ve elinde bir gazete oluyor.
Você sabe, leva um cravo e um jornal.
Karanfil gibi kokuyor.
Cheira a alho.
- Karanfil tadı var.
- Uma pitada de cravo-da-índia.
" Rocio, canım Rocio... bir karanfil demeti.
Orvalho Ai meu orvalho Molhito
Benim dişim gömülmüş. Karanfil yağı dışında hiçbir şey alamıyorum. Ayık kalmam gerekiyor.
Tenho uma obturação, e só posso tomar óleo de alho, porque estou sóbrio.
Sonra kız çıkıp sevgilisini öptüğünde karanfil kokmayacağı kesin yani.
Porque quando sair e o beijar, não será a menta que saberá, garanto-te.
Yakasına karanfil takmış smokinli yakışıklı bir çocuk.
Um fulano jeitoso de fatinho com um alfinete encarnado na gola.
Karanfil?
Uma pitada de Cravo-da-índia?
Karanfil?
É claro.
Ve sakın karanfil almaya kalkma.
E nem penses em comprares-me cravos outra vez!
Karanfil Hanım?
Miss Carnation?
Siz Karanfil Hanım, ruh çağıran kişisiniz, değil mi?
Você é a Miss Carnation. A nigromante?
- Karanfil, tanesi 80 liret.
- São estas as flores?
şeytantersi ; karanfil yağı, yoksa?
Ou era...?
Karanfil benim tatmak için değil.
Eu não gosto de cravo.
Tüm karanfil olmadan oynak tereyağlı mısır olduğunu.
O cravo amigo...
Gül ya da karanfil.
Umas rosas ou camélias.
Hayır, karanfil de değil!
Perto.