Katara translate Portuguese
298 parallel translation
Ordu, El Alameyn cephesinde El Katara'nın kuzeyinde çarpışacak.
O Exército resistirá e lutará a norte de El Katara na linha de El Alamein.
Her gün Toph ve Katara ile beraber oldukça sıkı çalışıyoruz.
Treino bastante todos os dias com Toph e Katara.
Sıra sende Katara. Minik tatilimizde nereye gitmek istersin?
Sua vez Katara, aonde você gostaria de ir nas suas mini férias?
Sessiz ol Katara.
Shh, Katara!
Katara, Momo'yu da al ve çık buradan.
Katara pega o Momo e dá o fora daqui.
Katara merasimi sırasında.
Durante a cerimónia de Katara.
Merhaba Aang, Katara, Sokka ve Toph.
Olá, Aang e Katara e Sokka e Toph.
Katara.
Katara.
Değiştim ben.
Katara! Eu mudei!
Katara, ona bir şans vermeliyiz.
Katara, temos de lhe dar uma oportunidade.
Katara, elimizde hiçbir ipucu yok.
Katara, não temos nenhumas pistas.
Belki Katara onu öpebilir.
Talvez a Katara pudesse beijá-lo.
Merak etme Katara. İyileşeceğim.
Não te preocupes, Katara, eu fico bem.
Dikkatli yaklaşsak iyi olur. Merhaba.
Olá, eu sou a Katara!
Sakin ol Katara. Ne zaman olmuş bu?
Acalma-te, Katara, quando é que isto aconteceu?
Başta delirdiğini düşünmüştüm, KAtara. Ama bu işe yarayabilir.
Pensei que estavas louca no início, mas isto até pode funcionar.
Ona bir şey olmaz Aang. Katara ne yaptığını bilir.
Ela vai ficar bem, Aang, a Katara sabe o que está a fazer.
Katara?
- Katara?
Çok cesursun Katara, bunu itiraf etmem gerek.
Tens coragem, Katara. Tenho de admitir.
Katara, bu benim babam, Tyro.
Katara, este é o meu pai, Tyro.
Baba, bu da Katara.
Pai, esta é a Katara.
Katara, cesaretini takdir ediyorum, gençliğini de kıskanıyorum.. ama burada hayatlarımız tehlike altında.
Katara, admiro a tua coragem e tenho inveja da tua juventude, mas as vidas das pessoas estão em risco.
Katara, ne oldu?
Katara, o que se passa?
Kömür değil Katara... sizin sayenizde.
- Não foi o carvão, Katara, foste tu.
Cesaretimi toplamama yardımcı olduğun için, sana teşekkür ediyorum Su Kabilesi'nden Katara.
Obrigado por me ajudares a encontrar a minha coragem, Katara, da tribo da água.
Katara, babamla beni kavuşturduğun için sana teşekkür ederim.
Katara, obrigado por me trazeres o meu pai de volta.
Yapış bana, Katara.
Segura-te a mim Katara.
Çok üzüldüm Katara.
Sinto muito, Katara.
- Berbat etti.
Ele é perturbado, Katara.
Üzgünüm Katara.
Desculpa, Katara.
Katara, Jet'i kıskanmıyorum, sadece içgüdülerim...
Katara, não tenho inveja do Jet. É que os meus instintos...
Orman yangını hakkında Aang ve Katara'ya yalan söyledin.
Mentiste ao Aang e à Katara sobre o incêndio da floresta.
Katara ve Aang'i haberdar etmene izin veremem.
Não posso deixar que avises a Katara e o Aang.
Katara, yaparsın.
Katara. Consegues fazer isto.
Katara, siz ikiniz düşünmeyi kesin.
Katara, também o farias se parasses para pensar.
Beni anlamanı istiyorum, Katara.
Quero que me compreendas, Katara.
Katara...
Katara.
- Bu bir zaferdi Katara. Hatırla bunu.
Isto foi uma vitória, Katara.
Katara, lütfen, yardım et bana.
Katara, por favor, ajuda-me.
Katara, şu hava bükme numarasına bak.
Katara! Olha este truque!
Katara, lütfen.
Katara, por favor!
Katara, beni iyi seyret.
Katara, tens de ver.
Katara, dün Unagi'nin beni neredeyse yakaladığını hatırlıyor musun? - Evet.
Katara, lembras-te como o Unagi quase me apanhou ontem?
Katara!
Katara!
Katara! Neyin var?
Katara, o que se passa!
Ben, Katara, çok afe...
Eu estava... Katara, estou tão...
Katara, ne oldu?
Katara, o que foi?
Gel, birşeyler ye Katara.
Janta, Katara.
Katara, durun.
Katara, pára!
- Katara, bunu tatmalısın.
- Katara tens de provar estes!
Geldin!
Katara!