Kaçıyor musun translate Portuguese
342 parallel translation
- Kaçıyor musun yoksa?
- Quero dizer, vai-se embora?
Kaçıyor musun yoldaş?
Está a fugir, camarada?
Bizden kaçıyor musun?
Vais fugir de nós?
Kaçıyor musun şimdi de?
Agora foges?
- Kaçıyor musun?
- Vai fugir.
Kasaba parçalanıyor ve sen kaçıyor musun?
A cidade está a cair por terra e você vai fugir?
- Kaçıyor musun yine?
Também é doutro Estado?
- Kaçıyor musun?
Que diz, chefe?
Kaçıyor musun, dostum?
Está no caminho, amigo?
Kaçıyor musun?
- Estás a fugir?
Kaçıyor musun?
Que fazem vocês aí especados?
- Hey, Kramer, kaçıyor musun?
- Kramer, jogas?
Kaçıyor musun?
Está bem. Andas fugido?
Kaçıyor musun?
Vais fugir?
- Kaçıyor musun?
- Está a tentar fugir?
Seni haşladım diye hemen kaçıyor musun?
Está indo embora porque eu ofendi você?
- Benden kaçıyor musun?
- Andas a evitar-me?
Kaçıyor musun?
Está a tentar fugir?
Pardon, ama kaçırıyor musun?
Tens uma fuga?
Bir kaç gece önce gördüğümüz bahçeyi hatırlıyor musun?
você se lembra o jardim da outra noite?
- Yoksa Caine'den kaçıyor musun?
- Vais fugir do Caine?
- Kaçırılıyor musun?
- Levada à força?
Bir kaç kez, senin fena halde yardıma ihtiyacın oldu, anımsıyor musun?
E nalgumas vezes precisaste da minha ajuda, recordas-te?
- Kaç para var dedi hatırlıyor musun?
Quanto dinheiro no fundo no mar, segundo ele?
Yoksa bugün orada kaç kişiyi öldürdüğünü hatırlamıyor musun?
Ou talvez não te lembres de quantas pessoas mataste lá hoje.
Kaçıyor musun?
A tentar escapar?
Biliyor musun, dün olduğu gibi treni kaçırmak... senin gibi bir adama yakışmıyor.
Sabe, ter perdido o comboio ontem... não é bem o seu género.
Bu kaçıyordu diğeri onu kovalıyordu, hatırlıyor musun?
Este estava a fugir e o outro estava a caça deste, lembras-te?
Şu vur-kaç olayından getirdiğim deri parçasını inceledikten sonra ne söylediğini hatırlıyor musun?
Lembra-se do que disse depois de examinar aquele fragmento de pele do atropelamento com omissão? - Sim.
iki gündür kaçıyor, biliyor musun?
Eles só circularam por dois dias, sabe?
- Sanırım kaçıyorlar efendim. - Sanıyor musun?
- Acho que escaparam.
Geçen geceki kaçığı hatırlıyor musun?
Sabes o teu doido de ontem?
Vergi kaçırma planında hile yapıyor musun?
Tens exagerado nos esquemas de evasão fiscal?
Ne yani? Beni kaçırıyor musun?
Está a raptar-me?
Yani beni kaçırıyor musun?
Então está a raptar-me?
Bir kaç yıl öncesini hatırlıyor musun?
Chappie, lembras-te de há alguns anos atrás?
- Kaçıyor musun?
Apresse-se, tu?
Bir bölümü kaçırırsan, tüm plan suya düşer... beni anlıyor musun? İlk bölüm... herkesi bırakıyorsun.
OK, a primeira parte é tu deixares sair toda a gente.
Hani şu kaçık deliyi evden kovduğumu hatırlıyor musun hani şu Noel Baba kıyafeti giymiş herifi?
E lembras-te quando deixei o doido fugido ficar lá em casa... por estar vestido de Pai Natal?
Bir kaç ay önce sana gösterdiklerimi hatırlıyor musun?
- Lembra?
Tucson'daki çetedeki günleri hatırlıyor musun? Durango'dan silah kaçırırdık.
Lembras-te de quando cavalgaste com o bando em Tucson, para levar aquelas armas a Durango?
Biliyor musun Mulder, bu pirzolalar enfes. Bence Kızıl Müze'nin Kilisesi, çok şeyler kaçırıyor.
Bom, com costeletas destas, a Igreja do Museu Vermelho não podia vir mais a calhar.
Kaç kere bıçakladığını... hatırlıyor musun?
Lembras-te... de quantas vezes a apunhalaste?
Bilemiyorum, bunları düşündüğümden beridir çok mutsuzum. ... ve biliyor musun tüm bu aklıma gelenler huzurumu kaçırıyor.
Foi a primeira vez que tive pensa - mentos assim, e puseram-me nervoso.
Kızkardeşim Samantha'nın uzaylılar tarafından kaçırıldığına inanıyor musun?
Acreditas que a minha irmã Samantha foi raptada por extraterrestres?
Bir kamyona kaç tane tıraş bıçağı sığıyor biliyor musun?
Sabes quantas lâminas de barbear cabem num camião?
Yumurtalı burgerlerin çıktığı zamanı hatırlıyor musun? Okuldan kaçıp üçer tane yerdik.
Comprei-te uma coisa.
Beni sen kaçırdın. Hatırlıyor musun?
Tu é que me raptaste, lembras-te?
0'dan 100 kilometreye kaç saniyede çıkıyor, biliyor musun?
Sabes em quanto tempo vai dos zero aos 60?
Ağırsiklet boks şampiyonu olmayı kıl payı kaçırdığın zamanı hatırlıyor musun?
Lembras-te quando quase foste campeão de pesos pesados?
Sana kaçıp gitmeden evvel ne önermiştim anımsıyor musun Felicia?
Lembre-se que sugeri isso, Felicia, antes de você...