Kağan translate Portuguese
123 parallel translation
Ne oldu Durmuş Kağan?
Que aconteceu?
Durmuş Kağan. Vefalı Durmuş Kağan.
Nosso fiel Durmichkhan.
Vardo, sevgili Vardo Durmuş Kağan'ın bu mutlu gününde misafirlerimizin şerefine oyna. "Cananın ellerinden su içmek ne hoş bir mutluluktur."
Meu amor, Vardô, neste dia tão jubiloso para Durmichkhan, encanta com a tua dança " "Doce É a Água da Palma da Mão do Meu Amado" " os nossos convidados.
Durmuş Kağan!
Durmichkhan!
Durmuş Kağan, Prens namına dur!
Em nome do príncipe, alto!
Kocanın adı Durmuş Kağan. Tanrım!
Meu Deus, é grande a tua força!
Çin Mahallesi'nde Cengiz Kağan gibi davranın.
Quero que ataques Chinatown como o Genghis Khan.
Ben, Alexei... Rus tahtının kağanı ve varisi.
Eu, Alexei, herdeiro legitimo, futuro Tzar da Rússia.
- Kağan uyuyor.
O Tsarevich está a dormir.
Yuan, Moğol imparatorluğu Genghis Kağan'ın soyundan gelenler tarafından yönetiliyordu.
"Yuan, o império mongol" governado pelos descendentes de Genghis Khan.
Onlar düşmanımız ama ben Kağan Esugei, geleneği bozarsam,... dünya tepetaklak olur.
Eles são nossos inimigos. Mas se eu, Khan Esugei, começar a mudar as regras o Mundo vai ficar ao contrário.
Kağanımızı zehirlemişler!
Eles envenenaram o nosso Khan!
Artık Kağan sensin.
Tu agora serás o Khan.
Onlar Kağan'ın!
Isso é o rebanho do teu Khan!
Kağan Esugei öldü.
Khan Esugei está morto!
Şimdi oğlum Kağan oldu.
O meu filho é o Khan, agora!
Kağan olduğumuz zaman seni baş adamım yapacağım.
Quando me tornar Khan, vou fazer de ti o meu braço direito.
Herkese söyle. Kağan olmak istemiyorum.
Diz às pessoas que não quero ser Khan.
Artık Kağan oldum.
Agora sou o Khan.
Kendine Kağan mı diyorsun sen?
Tu chamas a ti próprio de Khan?
Bir kağan mısın, değil misin?
Que tipo de Khan és tu?
Artık senin Kağanınım.
Sou o teu Khan.
Ve kağanınıza asla ihanet etmeyin.
E nunca traias o teu Khan.
Kağanınız'a ihanet ettiniz.
Traíste o teu Khan!
Beni hatırladığınız için teşekkürler Timuçin Kağan.
Obrigado por te teres lembrado, Khan Temudgin.
Şimdi Kağan sensin ve önünde diz çöküyorum.
Agora és o Khan e estou aos teus pés.
Neler olacağını biliyorsun, Büyük Kağan!
Tu conheces o teu futuro, Grande Khan.
Kağanım!
Danyu!
- Kağanım!
Danyu!
Eğer bir ağabeyin olmasaydı bir sonraki Kağan sen olurdun, Otlakların Efendisi.
Se tu não tivesses um irmão mais velho, tu serias o futuro Danyu, Mestre dos Prados.
Büyük Kağan bizlere gidebileceğimizi söyledi.
O velho Danyu é amável e permitiu que partíssemos.
Durmuş Kağan.
Durmichkhan.
Durmuş Kağan'ı gördünüz mü, tüccardır? Uzun boylu ve yakışıklı.
Não vistes Durmichkhan, o mercador?
Beni dikkatlice dinle Durmuş Kağan.
Escuta-me com atenção, Durmichkhan.
Artık yollarımız ayrıldı Durmuş Kağan.
Os nossos caminhos separam-se. Ficas com metade das minhas riquezas.
- Herkes bir yana, o kadın bir yana...
Jenny Jones, Marilyn Kagan, Maury Povich.
- Jenny Jones, Marilyn Kagan, Maury Povich.
Letterman, Leno.
Bayan Kagan babamı arayıp Lenny'ye olanlar için bizi suçlamış.
Mrs Kagan é que nos culpou pelo que aconteceu ao Lenny.
Bayan Kagan. Benim Evan, Treborn.
Mrs Kagen, é Evan Treborn.
Tamam. Yarın sabah Kagan'la konuşmalıyım.
Tenho de falar com a Kagen amanhã.
Alo, Lily. Ben, San Francisco'daki Russel Sanat Vakfı'ndan Janet Kagan.
Olá, Lily, fala a Janet Kagan da Russell House Art Foundation aqui de São Francisco.
Endişelendiğim kişi Teğmen Kagan.
É o Tenente Kagan que me preocupa.
Yarbay... Teğmen Kagan için korkuyorum,
- Coronel... eu estou preocupado com o Tenente Kagan.
- Kagan.
- Kagan.
Kagan.
Kagan.
Hiçbir yere gitmiyorum.
Eu não vou a lado nenhum. Cuide simplesmente do Kagan.
Teğmen Kagan'ın bana ihtiyacı var.
O Tenente Kagan precisa de mim.
Kagan yine gidiyor! Buraya gel Doktor!
O Kagan caiu novamente.
Kagan'ın hayatını kurtarmana engel olmaya çalışıyor.
Ele está a tentar impedi-lo de salvar a vida do Kagan.
Kagan?
Kagan?
İkisi de iyi ve sanırım Kagan da tehlikeyi atlattı.
Ambos estão bem... e eu acho que o Kagan se vai safar também.