Kenji translate Portuguese
104 parallel translation
Yönetmen KENJI MIZOGUCHI
Um filme de MIZOGUCHI Kenji
Directed by KENJI MISUMI
Direção de KENJI MISUMI
Kenji yi getirdim... Yeni geldi, bir numaralı yeğenim.
Trago o Kenji... recém-importado, sobrinho número um.
- Kenji'de.
- Nem o Kenji.
Teşekkür ederim. bir baba olarak yetersiz kaldığım için en derin özürlerimi sunmak istiyorum.
Sem desculpas... para ti e para o Kenji não fui um esposo e um pai perfeito.
Henüz dönemem.
Ainda não posso voltar. Kenji.
Kenji! Annemin beklediği kişi ben değilim.
Não é a mim que ela espera.
Yahiko ve Tsubame-chan ayrıca Megumi-san ve Tae-san'ı da çağırıp hep beraber izleyelim isterim.
Kenji, Yahiko, Tsubame e Megumi. e Tae. Saíram todos para ver as flores a ameixoeira.
bir şey mi oldu?
Kenji. Que se passa?
Kenji... Bundan korkmuş olmalısın.
Kenji nem sequer tu poderias assustar-te disto.
O. Inoue Kenji dir Inoue Vakfının başkanı.
É o Sr. Inoue Kenji Presidente da Fundação Inoue
Merhaba deyin Ben Inoue Kenji!
Cumprimente Este é o Sr. Inoue Kenji!
Adı Kenji
Chama-se kenji.
Ryuichi bu gece bir diskoda Kenji ile buluşacak
O Ryuichi vai encontrar-se com o Kenji esta noite numa discoteca.
Görevin Kenji'yi kaçmadan önce öldürmek
O vosso trabalho é matar o Kenji antes que ele fuja.
Kenji diye biri yok!
O Kenji não existe!
Erkek # 14, Maesono Kenji.
Rapazes nº14, Maezono Kenji.
Boy Number 9 Masakatsu Taguchi Boy Number 11 Tatsuhiko Hasegawa Boy Number 14 Kenji Maezono Girl Number 9 Honami Totsuka Girl Number 11 Rena Niimi Girl Number 14 Ryoko Hata 6 Dead – 18 To Go
6 Mortos - Faltam 18
Mesajınızı bıraktıktan sonra # tuşuna basınız.
Nagata Anna como OKAZAKI Yoko Matsushige Yutaka como FUJIEDA Ichiro Ida Atsushi como KAWAl Kenji
Evet. Kenji çok hoş, değil mi?
O Kenji é porreiro não é?
Kenji, denizi sevdiğini söyledi.
O Kenji diz que gosta do mar.
Hayır, Kenji-kun, öyle değil.
Não, Kenji, não foi!
Kenji!
Kenji!
Kawai Kenji-kun kaza sonucu asansör boşluğuna düşmüş.
Kawai Kenji caiu acidentalmente no poço do elevador.
Yoko ve Kenji'ye telefon geldi...
Os telemóveis do Kenji e da Yoko receberam...
Yoko'nun cebinden... Kenji aranmış.
Do telemóvel da Yoko... ao do Kenji...
Yoko'da kenji'nin... numarası var.
É verdade, a Yoko tinha gravado o número do Kenji?
Kenji'nin telefonunda da... bizim numaralarımız var...
No telemóvel do Kenji estavam gravados os nosso números...
Yoko ve Kenji gibi olmak istemiyorum.
Eu não quero acabar como a Yoko e o Kenji.
Okazaki Yuko, Kawai Kenji -
A Okazaki Yuko, e ao oKawai Kenji.
Hatalı olduğunu kabul etmek olgunluktur. Takım arkadaşım Kenji Fukuda'nın öğrettiği gibi...
Bem, é preciso ser um grande homem para admitir o erro, mas como o meu colega de equipa Fukuda ensinou-me a dizer...
Bence Kenji Yamamoto bir dahi.
Eu acho que o Kengi Yamamoto era um génio.
Biz, il emniyet müdürlüğünden geliyoruz. Memur Yoshjo Hamano ve Kenji Mamiya.
Nós somos Yoshjo Hamano e Kenji Mamiya da Polícia Metropolitana.
Kaldır ellerini, Kenji!
Não te mexas Kenji!
Söyle, Kenji ; Shy Shen kim?
Diz-me Kenji, quem é o Shy Shen?
Neden bana Kenji'den söz etmedin?
Porque não me falaste no Kenji?
Belki Kenji L.A.'de kaçmadı.
Talvez o Kenji não tenha fugido de Los Angeles...
Bak sana söylüyorum Kenji sana her ne demişse kesinlikle doğru değil.
Kenji não te disse a verdade.
Kenji ne yaptığımı anlamış olmalı.
O Kenji deve ter-se esquecido do que eu fiz...
Bunu bana Kenji yaptırdı. Büyük bir şeref olduğunu söyledi.
O Kenji convenceu-me de que era uma grande honra.
Ölmek mi istiyorsun, Kenji?
Queres morrer Kenji?
Benim kardeşim değilsin.
Não és meu irmão! Kenji.
Marizi yiyeceksin, Kenji.
Ele vai dar cabo de ti Kenji
Kenji de artık benden ayrıldı.
O Kenshin deixou-me.
Kyoto'ya gitti. Kenji-kun'u geri getireceğini söyledi.
Diz que vai trazer o Kenji.
Gerçekten de kılıç konusunda bir dahisin.
És um génio. Tenho inveja de ti, Kenji.
Kenji.
Mas tenho a certeza que tu também notaste.
Ağır... işte genpuku hediyem.
É um pouco tarde. Este é o teu presente de Genpuku. Mais uma vez, toma, Kenji.
Kenji.
A árvore de ameixas brancas já está a florescer.
Kenji boşluğa düşmeden hemen önce, asansörde bu sesi duydum.
Pouco antes do Kenji cair no poço, eu ouvi este som perto do elevador.
Yeter, Kenji!
Já chega Kenji!